GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
28 Temmuz 2023 Cuma

Isı sessiz bir katildir

İklimden daha büyük derdimiz yok!Her şey bir yana iklim bir yana… Haberlerde görmüşsünüzdür, dünya haberi olunca bizim medya saklamaya gerek görmüyor. Küresel ısınmanın etkisiyle aşırı şiddetli hava olayları son birkaç hafta içinde gezegendeki her kıtayı kasıp kavurarak yaşamları ve geçim kaynaklarını yok etti. İklim krizi tam burada, şu anda ve karbon emisyonları atmosfere dökülmeye devam ettikçe daha da kötüleşiyor.

Olayın bir iklim krizi olduğu 2018’den beri telaffuz ediliyor. Trump ve avanesi durumundaki acurlar dışında herkes bunu kabul ediyor. Ama bu krizle mücadelede neden bu kadar trajik bir şekilde yoldan sapılıyor? Neden bilime kulak verilmiyor?

BM Genel Sekreteri uyarmıştı geçen Mart ayında. :“Herkes için yaşanabilir ve sürdürülebilir bir geleceği güvence altına almak için hızla kapanan bir fırsat penceresi var.”

Siyasetin belki de en kirli yanı, çıkar gruplarının yaptığı lobicilik. Fosil yakıt endüstrisi onlarca yıldır yalan söyledi ve lobicilik yaparak iklimi felç etti. Suudi Arabistan gibi petrol devletleri, G20 toplantısı gibi uluslararası forumlarda ilerlemeyi rutin olarak engelliyor.

Kamuoyu yoklamaları rutin olarak çoğu insanın iklim krizini önemsediğini gösteriyor. Ama hiç önemsemeyenler de çok.

Şimdi gelelim bireysel olarak bizi sıcakların nasıl etkilediğine…

Üç farklı uzmanlık alanından hekim dostlarla konuştum bu yazıyı hazırlarken.

Rekor kıran sıcaklıklar gezegeni vururken, vücut üzerinde de olumsuz etkileri büyük. Sıcak çarpması, kalp, böbrek ve akciğer hastalıkları da artıyor. Hekim dostlar, “Isı sessiz bir katildir” diyorlar.. Çok ısındığında kalp daha hızlı pompalar, kan dolaşımı bozulur ve organlar da bozulma başlar. Vücudumuz kendini soğutmaya çalışırken kalbi bunaltır. Hekimler 37C’yi normal, 38C’yi ateşli, 40C’yi ölümcül buluyorlar.

Böyle zamanlarda çiftçiler, inşaatçılar ve evsizler gibi zamanlarının çoğunu dışarıda geçiren birçok insan doğrudan sıcak çarpmasından ölüyor ve sayıları hiçbir zaman tam olarak ortaya çıkmıyor. Sıcak havalarda daha da kötüleşen kalp, akciğer ve böbrek hastalıkları çok daha fazla can alıyor. Araştırmalar, geçen yaz Avrupa’da sıcaktan ölenlerin sayısını 61.672 kişi olarak belirledi -bu, her gün gökten düşen bir jumbo jetten daha fazla…

Hekim dostlarım diyor ki: Serin odada uyumaya çalışın. Sıcak geceler, hasarın çoğunun yaşandığı zamanlar. Vücut soğuyamaz, organlarının stres altında geçirdiği zamanı uzatır ve insanlar uyumak için mücadele ederek kritik iyileşme süresini kısaltır. Sıcak geceler ve kötü uyku herkes için rahatsız edici olsa da bazıları için ölümcüldür. Araştırmalar, sıcak havanın neden olduğu uyku yoksunluğunun en çok yaşlıları ve kadınları etkilediğini gösteriyor - sıcak hava dalgaları sırasında en yüksek oranlarda ölen aynı insanlar - ve sıcak geceler, sıcaktan kaynaklanan yüksek ölüm oranlarıyla ilişkilendiriliyor.

***

Evet fosil yakıtları yakarak ve doğayı yok ederek, insanlar gezegeni sanayi öncesi seviyelerin 1,2C üzerinde ısıttı. Bu, gezegendeki neredeyse tüm topraklarda ortalama sıcaklıkları yükseltti ve sıcak hava dalgalarını daha sıcak ve daha muhtemel hale getirdi.

Sıcaklıklar her zaman doğal olarak değişmiştir. Ancak ortalamayı yükseltmek, rastgele artışların artık geçmişte olduğundan daha yüksek bir temel çizgi etrafında sıçraması anlamına geliyor. Küresel ortalamanın neredeyse iki katı kadar ısınan Avrupa’da bu, daha az aşırı soğuk ama daha fazla aşırı sıcak anlamına geliyor.

1980’lerde, gezegenimiz Sanayi Devrimi öncesine göre 0,5C daha sıcakken, Avrupa her yıl beş ila yedi gün sıcak hava dalgası yaşadı. Dünya 1C’nin üzerine çıkarken bu sayı şimdiden iki katından fazla arttı.

Gezegen 2 derece ısınırsa, ortalama sıcak hava dalgası gün sayısı kuzey Avrupa’da üç kat, güney Avrupa’da altı kat artacak. Eskiden yüzyılda bir vuran kavurucu sıcak hava dalgası, kuzey Avrupa’da beş yılda bir, güney Avrupa’da iki yılda bir vuracak.

Bir kez daha yazalım: İklim krizi ağırlaşarak büyüyecek… Maalesef