GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
14 Ocak 2024 Pazar

Harem selamlık ‘o gün’ nasıl tarihe karıştı?

Bugün Pazar...

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha...

Az bilinen yaşanmış bir öykünün parçalarını birleştirelim...

Bunu yaparken de...

Neredeyse 100 yıl önce…

O günleri yaşayan ve kaleme alan…

Gazeteci İsmail Habib Bey’i…

Saygıyla analım…

***

Yıldız tarihi; 12 Mart 1923 Pazartesi…

Gece yarısı çoktan geride kalmış…

Ankara Garı…

O saatte bile hayli kalabalık…

Özel bir tren yavaş yavaş hareket etmeye başlıyor…

Henüz…

40 gün önce evlenen…

Gazi Mustafa Kemal’le İzmirli eşi Latife Hanım…

Yurt gezisine çıkıyorlar…

Düşman istilasından kurtulan Anadolu topraklarına…

Bu ilk ziyaret…

Geceyi Toroslar’ın girişinde geçiriyorlar…

Hava çok soğuk…

Çukurova’ya bakan Durak İstasyonu’na vardıklarında…

Onları yemyeşil bir vatan toprağı ve sıcacık hava karşılıyor…

Bir sabahın iki ucunda, iki mevsim, iki iklim değiştirmişlerdi…

Gazi, o akşam çok neşeliydi…

Latife Hanım’la evlenme öyküsünü anlatırken…

Dudaklarından şu sözler döküldü:

“Ben sadece evlenmiş olmak için, evlenmek istemiyo­rum... Yurdumuzda yeni aile yaşamım yaratmak için ön­ce kendim örnek olmalıyım… Kadın dediğin umacı gibi kalır mı?”

Gazi Mustafa Kemal ilk kez bu gezide…

Eşi Latife Hanım’ı “peçe­siz” bir yüzle…

Ulusuna tanıtacaktı…

Yani…

Amaç balayı değil, “örtülü” bir devrim gezisi yapmaktı…

Nitekim…

Adana’da bir grup hanımefendi…

Latife Hanı­m’ı ağırlamak için davet ettiklerinde…

Gazi Mustafa Kemal onlara şöyle dedi:

“Benim bulunamayacağım yerde, eşim de bulunamaz!”

Türkiye'de “Harem ve Selamlık” ifadesinin…

Tarihe gömülüşü, işte bu cümle ile başladı…

***

Bir muhteşem örnek daha…

Ulu Önder’in bu “hassas” konuyu…

Nasıl yakından takip ettiğini kanıtlayan…

Sıcak ama sevimli yaşanmış bir anı…

Atatürk ve Latife Hanım…

İzmir’de “Şarlo” filmini izlemek için…

Bugünün İkiçeşmelik semtindeki…

Bi’dönem “Ankara” daha sonra “Tan” olarak anılan sinemaya gidiyor…

Gösterim saati yaklaşırken…

Seyirciler…

Salonda yerlerini almaya başlıyor…

Ve…

Her zamanki gibi…

Sinemaya giren seyirciler…

Harem - Selamlık uygulamasına uygun biçimde…

Salonu ortadan bölen…

Devasa bir perdenin iki yanına oturmaya başlıyorlar…

Bir tarafta erkekler, öteki tarafta kadınlar…

Tam film başlamak üzereyken…

Görevliler salonun ortasındaki perdeyi kaldırıyorlar…

Seyircilere de…

Aileleriyle bir arada oturabilecekleri anons ediliyor…

İlk kez bir sinemada…

Anne, baba ve çocukların bir arada oturup film izlemeleri için…

Ortadaki perdenin kaldırılması emrini…

Kim verdi dersiniz?

***

Havayı daha yumuşatmak amacıyla…

Filmi Latife Hanım’la yan yana izleyen…

Onur konuğu Gazi Mustafa Kemal…

Sinemanın sahibi Cemil Filmer’e şöyle sesleniyor:

“Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim... Şunu filmi bir daha gösterir misiniz ?”

Nokta…

Sonsöz: “Sizin kendinize mi güveniniz yok; yoksa Türk kadının iffetine mi? / Gazi Mustafa Kemal Atatürk (Ulu Önder’in Sakarya Savaşı sırasında bayan ve erkek öğretmenleri ayrı oturtan yetkiliye söylediği söz…”