Senaryo okuyordu ve…
Her şey öyle hızlı oldu ki…
Birdenbire fenalaştı…
Ambulans geldiğinde…
O sırada beyin kanaması geçiriyordu…
Hastaneye yetiştirdiler ama…
Kurtaramadılar…
Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan geceydi…
Ve…
Saatler 19.00’u gösteriyordu…
O dakikalar…
Ömrünü…
Sanata adamış bir Çınar’ın vedasına tanık oluyordu…
***
Oysa…
Aşağı yukarı iki ay önce 10 gün önce…
Takvimler “29 Ekim”i gösterirken…
Her “Cumhuriyet Bayramı”nda olduğu gibi…
Bu kez 86 yaşını geride bırakmış…
Asla eskimeyen…
Unutulmaz sanat anılarının eşliğinde…
Sevinçle…
87 yaşını karşılamıştı…
Devamı gelmedi…
Kaderi, “Buraya kadar” demişti bi’kere…
***
Derler ki, O’nun için…
Tiyatroda…
Sinemada…
Şarkıcılıkta…
Allah vergisi yeteneğinin üstüne yok…
Ve yine derler ki…
Oyunculukta ve şarkıcılıkta…
Hollywood’un Oscarlı yıldızı Barbra Streisand’ın Türkiye versiyonu…
İşte, tam burada…
“Hooop!” deyip, frene basmalısınız…
Çünkü…
Çoktan köşesine çekilmiş “82’lik Dünya Starı Barbara”…
Olsa olsa…
(Kalpten söylüyorum…)
Bizim “medarıiftihar”ımız Ayla Algan’ın kopyasıdır…
Neden diyeceksiniz?
Bir röportajda soruyorlar Ayla Algan’a:
“Funny Girl filmi için Brice rolü Barbara Straisand’dan önce size teklif edilmiş ama kabul etmemişsiniz; neden?”
Sanatçımızın cevabı şu:
“Colombia Pictures, Funny Girl için 8 yıllık mukavele imzalatmak istiyordu… Marlon Brando bana, (Colombia Pictures’dan hala kendimi satın alamadım) dedi… O kontratı imzalattı mı, ne istiyorlarsa oynatıyorlar; porno bile… Bunun için imzalamadım!”
***
Bırakın, bizim memleketi…
Dünyanın sayılı sahne yıldızlarından biridir Ayla Algan…
Her sanatçıya nasip olmayan özellikleri vardır…
Tiyatro sanatçısıdır…
Sinema oyuncusudur…
Ve…
Olağanüstü bir şarkıcıdır…
Şiirlerini İngilizce, Fransızca ve Almanca okuyarak…
Yunus Emre’yi dünyaya tanıtan bir ustadır…
Halka mal oluşunun miladı…
Mizahi bir dille seslendirdiği “Koca Öküz” türküsüyle başladı…
Tiyatroda ise…
“Hamlet” rolünü oynayan…
Dünyadaki sayılı “kadın oyunculardan biri” olarak tarihe geçti…
Bu yüzden…
Yıllarca “Erkek Hamlet” olarak anıldı…
Sayısız filmde oynadı…
1966’da vizyona giren…
Yeşilçam’ın başyapıtlarından “Ah Güzel İstanbul”daki…
Kolay para kazanma uğruna İzmir’deki evinden kaçıp…
İstanbul’a “artist” olma hevesiyle gelen “Ayşe” rolü…
Hala hafızalarda tazeliğini koruyor…
O “kara komedi” türündeki filmle…
Türkiye’de değil ama…
İtalya’da “en iyi kadın oyuncu” ödülüne layık görüldü…
Hem de yarım asır önce!
***
1972’de “Devlet Sanatçısı” unvanı ile onurlandı…
İnanır mısınız?
Hala kamera karşısında…
Yedi yıl önce…
Bir sezon boyunca “Kurtlar Vadisi Pusu” dizisinde…
Başrol çekti…
Çıkardığı oyuna herkes parmak ısırdı…
Dizi sona erdi; O ne dedi biliyor musunuz?
“Bu, benim için maneviyatı çok yüksek bir karakter... Benden başkası oynasa role yazık olurdu…”
Hey babam, be…
***
Tüccar baba ve ressam annenin tek kızıydı…
Girit’ten gelmişti ailesi…
Piyanoyu beş yaşında öğrendi…
Ortaokulu İstanbul’daki Notre Dame de Sion'da…
Liseyi Fransa’daki Versay Lisesi’nde tamamladı…
Henüz lise öğrencisiyken… Sanatçı Beklan Algan’la evlendi…
Amerika’da tiyatro eğitimi aldı…
Yeşilçam’a…
Ertem Göreç'in “Karanlıkta Uyananlar” filmiyle adım attı…
Şarkı sesi o kadar çarpıcıydı ki…
1971’de gelen “Olimpia” teklifi şöhretine şöhret kattı…
(Olimpia’ya çıkan ilk Türk sanatçı olarak tarihe geçti…)
Paris, bu sarışın Türk yıldızını ayakta alkışladı…
Yedi yıl Fransa’da yaşadı…
Turizm Bakanlığı’nın isteği üzerine…
Yunus Emre'nin 650. yıl dönümü için albüm hazırladı...
Bulgaristan'daki Altın Orfe’de savaş karşıtı şarkısıyla ikinci oldu…
“UNICEF Onur Ödülü”ne layık görüldü…
Polonya Sopot Festivali'nde…
Kızılderililer için şarkı söyledi; dünya birinciliği kazandı…
Berlin’de tiyatro yaptı...
Gel de…
İftihar etme…
***
Ayla Algan’ın güzelliği nerede?
Güzelliği şurada…
“70 yıldır bi’kez bile olsa kenara çekilmedi!”
Yaşamının her saatine, her dakikasına…
Tiyatroyu, sinemayı ve şarkıcılığı sığdırdı…
Üstelik…
Hala oyunculukla iç içeydi…
Son nefesini verinceye dek…
Hem oynuyor, hem artist yetiştiriyor…
***
Bitiriyoruz…
Ayla Algan, işte böylesi müstesna yıldızdı…
Sanat yaşamı, başarılarla dolu yüce bir kadın…
Tiyatroda, sinemada, müzikte…
Sanatın her alanında çok güçlü…
Fırsatınız olursa…
“Hey Koca Öküz”ün videosunu izleyin…
Evdeyken bile…
Ayağa kalkıp alkışlayacaksınız; kesin…
Bu büyük sanatçı…
Bitip, tükenmeyen enerjisini sevgiden alıyordu…
Yüzünden gülücük hiç eksilmezdi…
O gülünce…
Çevresinde gülen yüzler oluşurdu…
Gülmeyeni bile gülümsetebiliyordu…
“İyi ki, Türkiye’nin Ayla Algan gibi bir çınarı var!”
Diyorduk...
Düne kadar...
Bugün...
O çınar için ağlıyoruz...
Bakın...
Son yarım asırda...
İlaç için bile olsa...
Bi’Ayla Algan daha yetişmedi…
Bu güzel ülkenin…
Bir dünya yıldızı söndü…
Mekanı Cennet olsun…
Nokta…
Hamiş: “Dokunduğu yerde iz bırakan bir büyücüydü Ayla Algan… Delifişek gözlerini, bitmeyen enerjisini asla unutmayacağım… Teşekkürler hocam... Bu kız çocuğu sizden razı… Hakkı benden helal olsun… / Ece Dizdar / Oyuncu ve çevirmen…”
Sonsöz: “Aç kalırım, kötü rol oynamam; kötü karakter canlandırmam… / Ayla Algan - Devlet Sanatçısı…”