GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
8 Ocak 2024 Pazartesi

Bu 'hesap-kitap' İzmir'de tutar mı?

Şaşırmaya gerek yok!

İzmir’i...

Siyaset’en teslim almak için...

İktidar Partisi...

22 yıldır proje üstüne proje üretiyor...

Üç belediye başkan adayı sürdü sahaya son 20 yılda...

Hedef; kaleyi fethetmek...

Gelgelelim...

Bi’türlü olmuyor işte...

Çok nedeni var ama...

Konumuz o değil...

Şimdi “yeni bir proje” gündemde...

“İzmir’i almak için dışarıdan destek!”...

Nasıl olacak?

Şöyle olacak...

***

Yakın geçmişte...

AK Parti “ittifak” cepheli çalışmayı seviyordu...

“Cumhur İttifakı” bunu için yaratılmıştı...

Türkiye için “geçerli akçe” olmuştu ama...

Yerel Seçim’de pek işe yaradığı söylenemezdi...

Sonra taşlar yer değiştirdi...

Merhum başbakanlardan...

Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan...

Beş yıl önce “Yeniden Refah Partisi”ni kurarak...

Babasının yolunda olduğunun işaretini verdi...

2023 Mart’ında Cumhur İttifakı’na katılma kararı aldı...

Plan iyi işliyordu...

“Yeniden Refah Partisi”...

2023 genel seçimlerinde Cumhur İttifakı'ndan seçimlere katıldı...

Türkiye’den “bir buçuk milyondan fazla” oy topladı...

Seçimde “altıncı” parti oldu...

Gazi Meclis’e beş milletvekili soktu...

Bu yazdıklarımız...

AK Parti’nin “itici gücü” sayesinde...

Ve dahi kuşkusuz Fatih Erbakan’ın komutanlığında...

Gerçekleşen bir “seçim sonucu” olarak tarihe geçecek...

***

Peki, ya yarın?

Orası biraz muamma gibi görünüyordu...

Lakin...

“İzmir’i alma ihtimalinin dayanılmaz iştahası”...

Bakın neler yaptırıyor...

***

AK Parti’den “Yeniden Refah”a geçiş yapan...

Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç...

20 gün kadar önce...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın...

Fatih Erbakan’la buluşmasının yarattığı “heyecan”ı...

Şöyle doğruladı:

Genel Başkanımız Sayın Fatih Erbakan'ın, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'dan bazı büyükşehir belediyelerini istediği yönündeki iddialar tümüyle gerçek dışıdır...” 

Eeee, ne konuştular o zaman?

Orası önce “kapalı kutu” idi...

Ardından...

“Yeniden Refah” gelişmeleri gün ışığına çıkardı...

“Arzular Şelale” dedirten teklif özetle şöyle:

“AK Parti heyeti, Yeniden Refah Partisi’ne adil, dengeli, partimizin gücünü, halktaki karşılığını gözeten bir teklif paketiyle gelirse, yapılacak değerlendirmenin neticesine göre bir işbirliği durumu netleşmiş olacak...”

Laf aramızda...

Konu; “İzmir Kalesi” olunca her şey tez elden yürüyordu...

Nitekim...

Yeniden Refah’ın genç Genel Başkanı Fatih Erbakan...

Hiç uzatmadı...

Pazartesi’yi (bugün) işaret etti ve dedi ki:

“Bizim hedefimiz sadece Ankara, İstanbul ve İzmir’de büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde bir ittifak noktasındadır... Pazartesi günü son nokta konulmuş olacak...”

Ya anlaşma olmazsa...

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la...

Yeniden Refah’ın kaptanı Erbakan...

O ihtimale de hazır...

Diyorlar ki:

“Anlaşma olmazsa bizim Ankara, İstanbul ve İzmir’de kendi başkan adaylarımızla seçimlere gireceğiz, bu konuda hazırlıklarımız var...”

***

Kısa yola sapalım...

Dört seçimdir İzmir’i alamayan İktidar Partisi...

Bu prenses kentte...

“Tek ses, tek söz” olma arzusuyla...

Kalenin kapısını açabilmek için...

Sonunda...

Çilingir marifetini deneyecek...

Bunu neden yapıyor?

“Belki Yeniden Refah”ın bi’yardımı olur!” diye...

Olmaz!

Saadet bile...

Dört buçuk milyonluk İzmir’de 30 bin oyun üstüne çıkamıyor...

Görünen o ki...

İzmir gerçekten bir efsaneydi ve...

O efsane özelliği hala sürüyordu...

Beş yıl önceki yerel seçim rakamlarına bakın...

Veya 20 yıl önceki sandıklara...

Cumhuriyet Halk Partisi...

İzmir yerel seçimlerinde hep...

Peşinden gelen tüm partilerin...

“Toplamından daha fazla oy alma kabiliyetine hakim!”

Peki...

Bu kabiliyeti “83 gün” sonra kaybeder mi?

Gerçekten zor...

***

Bitiriyoruz; azıcık nostalji yaparak...

Çoooook eskilerde kaldı ama...

Hala hafızalarda...

Gençliğinde yarı profesyonel futbolcu olan Recep Tayyip Erdoğan...

Komünizm karşıtı bir oluşuma...

“Millî Türk Talebe Birliği”ne katılarak ilk kez siyasete atılmıştı...

Kaleme aldığı kitapta...

Parti kurma fikrini...

Yine ilk kez Pınarhisar Cezaevi’nde düşündüğünü...

Şu sözlerle anlatıyordu:

“Siyaset yapan birçokları gibi...

Ben de siyasetin nihai (en son) noktalarına Başbakanlığa...

Cumhurbaşkanlığına ulaşmayı elbette düşünmüşümdür...

Ama bunları hep siyasete başladığım yapı içinde ve...

Ve doğal gelişmelere bağlı olarak düşünüyordum...

Milli Görüş’ten ayrı bir siyaseti ve liderliği...

İlk kez hapishanede düşündüm... Yoksa benim bir gün lider olacağım (olumlu/olumsuz) hep konuşulurdu...”

Nokta...

Sonsöz: “Olmaz dediğin ne varsa olur... Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın... Öldüm der durur, yine de yaşarsın... / Hz. Mevlana...”