GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
11 Ekim 2023 Çarşamba

Gençlikte en acısı aç kalmaktır!

Taaa, 93 yıl öncesinin İstanbul’u…

Ali Rıza Bey, yine işsiz kalmıştır…

Daha bir gün önce…

Şirkette yüzüne söylenenler aklına gelir:

“Babasınız, çocuklarınız var, paranız yok değil mi?

Unutmayın! Evlatlarınız ahir ömrünüzde size bir feci yaprak dökümü seyrettirmekten başka saadet vermezler...”

Bunca yıllık karısı…

Dört evladının annesi Hayriye Hanım da patlar sonunda:

“Evet, Ali Rıza Bey! Sen ne dersen de…

Çocuklarımın hatırı için ben, her şeye katlanırım; çünkü…

Ekmeksiz kalırsak onların namusu tehlikeye girer…”

Hayat arkadaşının bu sözleri…

Ali Rıza Bey’in kafasına bir sopa gibi inmişti!

***

Okuduğunuz satırlar…

Türk Edebiyatı’nın ölümsüz imzası Reşat Nuri Güntekin’in…

“Yaprak Dökümü” romanından…

Ya okumuşsunuzdur…

Ya da, mutlaka filmini, dizisini izlemişsinizdir…

İbretliktir…

Ama hepsinden önemlisi…

93 yıl önce yazılan bir romanın özgün dili…

100 yaşını geride bırakmaya hazırlanan…

Türkiye Cumhuriyeti’nin…

Acıklı hayat sahnelerinde hala bir asır önceki…

Hayati endişeler yaşanıyor…

Aynen o romandaki…

Yazar’ın taaa bir asır önceki tespitleri gibi:

“Bu günkü ekonomi, kendinin ve çoluk çocuğunun boğazından kesmek demektir…”

***

Burası Türkiye…

İstisnalar hariç…

Her ana babanın kıymetlisi, o evin gençleri…

Bunlar 18-20’li yaşların kıymetlileri…

Hepsi enerji deposu…

Siz üç öğün yemeği zor yersiniz…

Onlar…

Dört öğünle doymaz…

Üstelik…

Sizden uzaktalar…

Ne yer ne içerler bilemezsiniz…

Ne var ki…

Şimdi hepsi acayip sıkıntılı…

Çünkü…

Ayıptır söylemesi…

Aç kalma tehlikesi yaşıyorlar!

Neden?

Çünkü…

Türkiye’nin 129’u devlet, 208 üniversitesi…

Yeni öğretim yılına…

Yemek ücretlerine neredeyse “%200 zam yaparak” girdiler…

Geride kalan eğitim yılında “6 TL.” olan bir öğün yemek…

Bi’anda…

Nasıl “15 TL.” olur?

Şimdi diyeceksiniz ki…

“Piyasaya göre ucuz…”

İyi o zaman; gel bunu o çocukların ailelerine anlat!

Bi’kaç örnek daha…

Gerçek şu:

Piyasaya göre ucuz kalsa da…

Yüzde 200’lük artış…

Üniversitelilerin bütçesini çıra gibi yaktı; ceplerini boşalttı…

Üniversitelerdeki fidanlar…

Artık sinemaya bile gidemiyor…

Gurbetteki yavruları için çırpınan ana-babaların yaşadığı…

Acıyı hiç düşündünüz mü?

“Ah benim aslanım; şimdi nasıl karnını doyuruyor kimbilir?”

***

İzmir’in farkı işte tam da bu noktada kendini gösteriyor…

İzmir Büyükşehir Belediyesi…

Günde ortalama “beş bin” öğrenciye sıcak yemek sunuyor…

Üstelik “bedava”

Hem de…

Gençleri gülümseten…

“Annenizin mutfağını aratmayacağız…”

Sözü vererek…

***

Bu yeni bir “iyilik operasyonu” değil…

Hatırlayacaksınız…

Takvimler 2021’i gösterirken…

“Beş Devlet Üniversitesi” sınırları içinde başladı…

Ücretsiz sıcak yemek dağıtımı…”

Adresler…

Gençlerin ezberinde…

Ege Üniversitesi Metro İstasyonu çıkışı… Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Kampüsü karşısı… İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi Kampüsü… Katip Çelebi Üniversitesi Kampüsü… Demokrasi Üniversitesi… Bakırçay Üniversitesi…

Hafta içi her gün 17.00 -19.00 saatleri arasında…

Sıcak yemek dağıtılıyor...

Büyükşehir…

Bu onur veren görevi bir gün bile sektirmedi…

Ha’di şaşıralım birlikte…

Günde ortalama en az “beş bin” yemek ayağına gidiyor…

Bizim üniversiteli fidanların…

İyilik yapmanın sonu yok…

(Bu arada İzmir’deki aşevleri ile ihtiyacı olanların evine giden günlük yemek sayısı  10 binden fazla..)

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin…

Dolu dolu iki yılda…

Üniversiteli gençlere dağıttığı yemeğin sayısı…

Dudak uçuklatır:

618 bin 450…”

Ha’di afiyet olsun…

İzmir’in ana yemeğine hasret üniversiteli fidanlarına…

***

Bitiriyoruz…

İzmir’de üniversiteli gençlerin sıcak yemeği…

Bu güzel şehirde yaşayan…

Dört buçuk milyon kentsoylunun kalbinde çiçekler açtırıyor…

Bundan büyük bir sevap…

Bundan önemli bir hayır…

Bundan anlamlı bir dua…

Bu ülkenin hangi şehrinde gönüllere akıyor?

Neden?

Sıcak, samimi dost muhabbetlerde hep…

“Tek geçerim İzmir’i evelallah…” derler?

İşte; bundan…

Kalbimiz temiz, kalbimiz…

Nokta…

Hamiş: Değerli okuyucularım, bu köşe yazısına neden Cumhuriyet’in edebiyat çınarı Reşat Nuri Güntekin’ın ölümsüz eseri “Yaprak Dökümü”ndeki çarpıcı satırlarıyla başladığımı şıppadanak anlamıştır… Romanı son yaprağına kadar okuyanlar iyi bilir… Allah, hiç bir ana - babaya yoklukla savaşırken “Yaprak Dökümü” yaşatmasın…”

Sonsöz: “Yarının ışıkları gençler, size annenizin mutfağını aratmayacağız… / Tunç Soyer – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı…”