“Ege’de SonSöz”, günün kapağını sundu…
İzmir’in iki kıdemli rektörü…
Neredeyse aynı gün…
Bu güzel şehrin “en çok konuşulan” isimleri oluverdi…
Neden?
Çünkü…
Her iki profesörün…
Yaklaşan yerel seçimlerin ışığında…
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayları olarak isimleri geçiyor…
Nitekim…
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar…
Ve…
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak…
An itibarıyla…
İzmir’in en çok konuşulan isimleri oluverdi…
***
Hemen, “Olur mu?” diye soracaksınız?
Yüksek ihtimal…
Neden?
Çünkü, her ikisi de “Politika Deryası”nda kulaç atmış…
Ama…
Bilim’in ışıklı yolundan da hiç ayrılmamış…
***
Ve yine her ikisi de “Ekim” ayında…
Yani…
“Cumhuriyet” haftasında dünyaya gelmiş…
Prof. Nükhet Hotar…
25 Ekim 1961’de, Malatya’da gözlerini açmış bu dünyaya…
En büyük bayramı kutlamaya dört gün kala…
Prof. Necdet Budak…
29 Ekim 1964 Edirne Keşan doğumlu…
Tam da Cumhuriyet Bayramı’nı kutladığımız gün…
***
Ortak yanlarının en önemlisi…
İkisi de üniversiteyi İzmir’de tamamlamış…
Ve yine…
İkisi de mezun oldukları üniversitenin rektörlük makamını erişmişler…
İkisi de bu şehre gönül vermiş…
Ekmek için bu kadim kenti “yarım asırlık” yuva yapmış…
Ne var ki…
Politika’ya olan sevdalarını hiç gizlememişler…
***
Necdet Hoca…
Tahta bavulunu sırtlamış, Edirne Keşan’ı arkasında bırakıp…
Yeni yuvası İzmir’de…
Ege Üniversite’nin Ziraat Fakültesi’nden mezun olmuş…
Profesörlüğünü almış, bu kenti kalbine yerleştirmiş…
Sonunda…
Mezun olduğu üniversitenin rektörü olmuş…
***
Nükhet Hoca…
Malatya’dan İzmir’e “İktisat” okumak için gelmiş…
Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı’nda…
Doktora çalışmalarını tamamlamış…
1998’te profesör olmuş…
Sonunda…
O da mezun olduğu üniversitenin rektör koltuğuna oturmuş…
***
Siyasi hayatları da ilginç her iki rektör hocanın…
Politikaya atılmak…
Önce…
Prof. Nükhet Hotar’a nasip oluyor…
2002 yılında AK Parti’den İzmir Milletvekili seçiliyor…
Dört (22, 23, 25 ve 26) dönem TBMM’de İzmir’i temsil ediyor…
Sonra…
Ver elini İzmir…
Yuvaya (Dokuz Eylül) dönüş…
Şimdi rektörlüğünün ikinci dönemini yaşıyor…
***
Prof. Dr. Necdet Budak için…
İzmir, “ikinci memleket” oldu…
Okudu, hoca unvanını aldı; öğrenci yetiştirdi…
Gelgelelim…
Politika, içinde sönmeyen ateşti…
Nitekim…
2002 yılında (Nükhet Hoca ile aynı dönem)…
CHP, O’nu Edirne’den birinci sıradan aday gösterdi…
Aradan iki yıl geçti, geçmedi…
Bu kez…
Necdet Hoca…
“Parti yönetimi yanlış politikalar yürütüyor” diyerek…
AK Parti saflarına katıldı…
Vekil görevini tamamladı…
Bilim Dünyası’na döndü…
***
Prof. Dr. Nükhet Hotar ile Prof. Dr. Necdet Budak…
Bunca deneyimin ışığında…
AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için…
İdeal isimlerdir…
Neden?
Açalım biraz bu mevzuyu…
***
İktidar Partisi için…
Söz konusu…
“İzmir Büyükşehir Başkan Adaylığı” ise…
68 yaşındaki…
Ege Üniversitesi’nde an itibarıyla…
Öğrenci sayısı 60 bin…
Üç binden fazla öğretim elemanı ve 7 binden fazla personeli var…
Dokuz Eylül Üniversitesi…
Neredeyse 40 yaşında…
Öğrenci sayısı 68 bin civarında…
3 bin 500’e yakın akademisyen…
5 binden fazla personel ekmeğini kazanıyor…
İkisi üniversite de “şehir” gibi…
Şu kadim İzmir’in…
Belki de “en fazla tanınan” isimleri…
O eğitim çınarlarını…
Ellerinden geldiğince dünya ölçeğine taşımaya çalışıyor…
Bilinirlikleri ise…
Kimseler kusura bakmasın ama…
Bu kadim kentin vekillerinden…
Belki de…
Valisi’nden…
Emniyet Müdürü’nden fazla…
Hatta…
Parmakla gösterdiğimiz ekonomiye yön veren…
İş adamlarından bile popülerler…
“Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı” için biçilmiş kaftanlar…
***
Bitiriyoruz…
Anlamlı olduğuna inandığımız bir “gerçek” ile…
Belediye (yerel) seçimleri…
Genel (milletvekili) seçimine benzemiyor…
An geliyor…
Milletvekili adayının üstünde durmuyoruz…
Son seçimde olduğu gibi…
Vatandaş şikayetçi…
“İthal vekiller” seçimde localarda…
Bu kentin evladı vekil adayları…
Çarşıda, pazarda, mahalle aralarında…
Kaldı ki…
Geçmiş dönemlerin İzmir Büyükşehir Başkan Adayları’na…
Bi’kez daha dikkatle bakmakta yarar var…
Ve, tarihten bir-iki yaprak!
Türkiye Cumhuriyeti’nin…
En uzun soluklu Ulaştırma Bakanı’ydı Binali Yıldırım…
35 projeyle harmanladı İzmir’i…
Birinci Kordon’da “rakı-roka-balık” keyfi yapan İzmirliler’e…
Nasıl seslenmişti bi’akşam üstü?
“Kordon'da rakısını içenlerin kokudan burnunu tutmaması Körfez’i tertemiz hale getireceğim…”
Seçildi mi?
Hayır…
Son (2019) yerel seçimin AK Parti adayı…
Denizli eski Belediye Başkanı…
Yıllarca Ekonomi Bakanlığı yapan Nihat Zeybekçi…
İzmir Büyükşehir Adayı ilan edildikten sonra…
“İzmir’i istiyor musunuz?” diyen gazetecilere nasıl cevap vermişti?
“İzmir mahallenin en güzel kızı, kim istemez… İzmir, Anadolu'nun en güzel kızı, en güzel şehri; doğuştan en güzel şehri…”
Seçildi mi?
Hayır…
Demek ki…
Böylesi özen isteyen kararları “çarkıfelek” sonucuna…
Bırakmamak gerek…
Çünkü…
Bütün siyasi partiler…
Ya locadaki…
Ya da kuyruktaki…
Belediye başkan adaylarını…
Kimse kusura bakmasın ama “Çarkıfelek” usulü belirliyor…
“Çarkıfelek”…
Kökeni antik çağlara dayanan felsefî bir kavram…
İnsanoğlunun kaderine ve alın yazısına bağlı olarak…
Elde edeceği kayıp ve kazançlar ile…
Ödül ve cezaları temsil eder…
Dilimize Farsça ve Arapça’dan geçmiş…
Aslında bir “talih” oyunu…
Kaderde varsa, “okey”…
Ama kader size bi’oyun oynamışsa, “ha’di güle güle”…
Yalnız İktidar Partisi’ne değil…
Yarışa giren tüm siyasi partilere samimi önerim…
İzmir adaylarınız…
Hiç olmazsa…
Gerçekten bu toprakların evlatları olsun…
Nokta…
Hamiş: “Bugün ikisi de dev üniversitelerin rektörü; kimbilir belki yarın biri AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı…”
Sonsöz: “Her şey vaktini bekler… Ne gül vaktinden erken açar, ne güneş vaktinden erken doğar… / Hz. Mevlana…”