GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
30 Eylül 2023 Cumartesi

Ah, yıllar…

Gençliğimin…

“Kalbime vur bir zımba” dedirten tek yıldızdır!

Sezen Aksu…

Benimle birlikte “yüreğimde yaşlanan” bir dünya starıdır…

Yarattığı tüm şarkılar şahanedir…

Bi’tanesi “olağanüstü” sınıfına girer…

O şarkıda…

Şöyle bi’dörtlük vardır:

“Ah yıllar dopdolu, acı tatlı… / Üstüme altın tozları serpti… / Her şeyi tarttı terazi… / Gözlerim ıslanı ıslanıverdi…”

Gerçekten…

Dinlerken gözleriniz nemlenir…

Gidiverirseniz, Sezen gibi başka bir aleme…

***

Şaşırttım galiba sizi…

Aslında, bu yazı…

Sezen Aksu’yla ilgili değil…

Gelgelelim; bu satırların…

“Ah, yıllar!” dedirten yıldızı ile aynı kuşaktan; aynı yıldan…

Sezen 13 Temmuz 1954’te doğdu…

Bu yazının kahramanı “fındık kurdu” ise…

Aynı yılın 12 Eylül’ünde…

***

Aslında…

“Baştan sona (Ah, yıllar!) dedirten” hikayemiz başlıyor…

***

Bi’zahmet gözünüzde canlandırmaya çalışın…

50’li yılların ortası gibi…

Yani…

Aşağı yukarı 60 küsur yıl öncenin İstanbul’u…

Yeşilçam ürünü “ağlatan melodramlar” baştacı…

Yeter ki, mendiller ıslansın!

Kıvrak kalemine çok güvenen bir hikaye yazarı var…

Adı, Hamdi Değirmencioğlu

O kadar güzel çocuk hikayeleri yaratıyor ki…

Sadece okumakla kalmıyor; adeta yaşıyorsunuz…

Bi’de dünya tatlısı kızı var…

Üç buçuk yaşındaki Zeynep, tam bir “Şeytan Çekici”

O kadar sevimli ki…

Büyükler bile O’nunla çocuklaşıyor…

***

Yazar baba, sonunda bir film yapımcısı ile anlaşıyor…

O minicik kız çocuğu önce “Papatya” filminde…

O parmak kadar kız çocuğu…

Kendisi gibi “minicik” bir rolde oynayacak…

Tutarsa, bir yıl sonra gerisi gelecek…

Senaryoyu baba yazacak, dünya sevimlisi Zeynep de oynayacak…

Tek şartı var, senarist babanın…

Her filmde kızının adı “Ayşecik” olacak…

(Vallahi, bu yazarlar(!) bir alem…)

Yapımcılar üstünde durmadı; “okey” dediler…

***

Ayşecik, o kadar şirindi ki…

Bi’anda setin neşesi haline geldi…

Minik kız film çekildiğinden bile habersizdi…

Kamera karşısında çok rahattı…

***

Hele, afişlerde ilk kez adının yazıldığı 1958 yapımı…

“Ölümden de Acı” vizyona girdiğinde…

(Düşünün artık, 65 yıl önce çevrildi o film…)

Türkiye’de yer yerinden oynadı…

Nursan Alçam gibi…

Çocuk seslerinde son derece başarılı bir sanatçı…

Sesiyle hayat verdi o doğuştan yetenekli yavruya…

Çocuk filmlerine hasret seyirci…

Bir anda bağrına bastı “Ayşecik” adlı şeker kızı…

***

“Ayşecik” tiplemesi…

O kadar sevildi ki…

Dört yaşındaki “Zeynep”, ilk filminden 50 bin lira aldı…

Senaryo için babasına da 5 bin lira ödendi…

Ayşecik, henüz dört yaşında olduğu için kazandığı parayı…

Ailesi O’nun adına aldı; yatırım yaptı…

***

Hemen ikinci filmin hazırlıkları başladı…

Ayşecik, bu kez 200 bin lira alacaktı…

O filmde resmen “yıldızlar geçidi” ile oynuyordu…

Adı, afişlerde…

Necdet Tosun, Vahi Öz ve Münir Özkul gibi aktörlerin…

Üstüne yazıldı…

Hulusi Kentmen, değişmez dedesi oluverdi Ayşecik’in…

Sadri Alışık ile Ayhan Işık da…

Yetenekli Ayşecik’le onlarca filmde başrolü paylaştılar…

***

Zaman geçiyor…

Ayşecik…

Büyüyor, serpiliyor ve genç kızlığa doğru yelken açıyordu…

Ünlü yönetmen Hulki Saner çok bastırdı…

“Genç kız rolleri için harika senaryolar yazarız” diye…

Ama senarist baba Hamdi Değirmencioğlu…

Ayşecik filmlerinin sayısının 70’i bulduğunu hatırlattı…

Kızını düşünerek, dedi ki:

“Misyonumuzu tamamladık, tadında bırakalım…”

***

Peki; “Ayşecik”in büyüsü neydi?

Mesela…

Çok bilmişlik, en tatlı özelliğiydi…

İyilik yapma duygusu ile yoksulluğun bir araya gelmesinden oluşan…

Olağanüstü öykülerin içinden…

Bir “fındık kurdu” gibi çıkan bu kızın yaptıkları…

Türk Ailesi’nin sinema salonlarına koşmasına neden oluyordu…

“Ayşecik” filmlerinin çok tutmasının temelinde…

İşte bu “ayrıntı” yatıyordu…

***

Ayşecik’in hayatında tatlı sürprizler hep devam etti…

1972 yılında…

“Hayat mı Bu?” filminde beraber rol aldığı…

Dönemin ünlü futbolcusu Serkan Acar’la 3 yıl sonra evlendi…

İki erkek evlat sahibi oldu…

Son kez, kameraların karşısına geçtiğinde…

Takvimler 1974’ü gösteriyordu…

“Macera Yolu” filmiyle noktayı koydu…

Üç buçuk yaşından beri setleri birbirine katan afacan kız…

Sinemayı bıraktı…

Evinin kadını oldu…

Ne var ki, uzun bir süre sonra evliliği çatırdamaya başladı…

O tatlı kız…

38 yıl sonra eşi Serkan Acar’a “şiddetli geçimsizlik” nedeniyle…

Boşanma davası açtı…

Ne büyük acıdır ki…

Serkan Acar hastalandı, kurtaramadılar…

***

Ayşecik, İstanbul’da yaşıyor ve yıllardır “emlakçılık” yapıyor…

Hali, vakti yerinde…

Yakın dostlarına…

Geçmişle harmanladığı bugünlerini içinden geldiği gibi özetliyor:

“Zaten iki yaşından 20’li yıllarıma kadar setlerdeydim... Oyunculuğa benim bıraktığım yaşta başlayanlar var... Çocukluğu, genç kızlığı setlerde geçmiş biri olarak evlilik hayatı, ev hanımlığı ve çocuklar çok daha cazip geldi zamanında bana... Sinemayı bıraktığıma hiç pişman olmadım... Ayrıca hiç özlemiyorum…”

***

Bitiriyoruz…

Sizlere…

Bugün 69 yaşında olmasına ve dahi…

En son 48 yıl önce kamera geçmesine karşın…

Türk halkının hiç unutmadığı…

Ölümsüz “Ayşecik” rollerinin yetenekli yıldızı…

Zeynep Değirmencioğlu’nun öyküsünü anlatmaya çalıştım…

İnsan merak ediyor…

Acaba, bugün teklif gelse…

Tatlı ama bi’okadar da “Şeytan Çekici” bir kayınvalide rolü…

“Nasıl da yakışır…” diyecektim ki…

Vazgeçtim…

Çünkü…

“Ah, o yıllar…” söz konusu olunca…

…Ve dahi…

Ayşecik (Zeynep Değirmencioğlu) 15 gün sonra…

Sağlık ve afiyetle 70’ine basıyorsa…

Üstelik bi’de hayatından memnun ise…

Demek ki…

“Her şey tadında güzel!”

Öyle  değil mi?

Nokta…

Hamiş: Atıf Yılmaz’ın yönettiği, Zeynep Değirmencioğlu’nun başrolünde yer aldığı “Ayşecik”, izleyiciden gördüğü ilgi üzerine çekilen devam filmlerle 11 yılda 15 filmlik seri haline getirildi… Yeşilçam’da böylesi başka bir rekor yok…

Sonsöz: “Dediler ki: “Gözden ırak olan gönülden de ırak olur… Dedim ki: “Gönüle giren, gözden ırak olsa ne olur?” / Hz. Mevlana…”