GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nüvit TOKDEMİR
YAZARLAR
9 Kasım 2023 Perşembe

Futbolun hakem tartışması bitmez!

Ülkemiz futbolunu konuşurken öncelediğimiz hakemler oluyor nedense!

Başarısızlığı, iyi-kötü yönetim biçimini, yöneticiliği, altyapıyı, teknik adam yeterliliği, tesisler vs. değil...

Varsa yoksa hakemler!

47 yıllık gazetecilik yaşamımın büyük bölümü spor gazeteciliğinde geçti. Futbolla yatıp futbolla kalktık; hiç bir sorunun hakemler kadar konuşulup tartışıldığına tanıklık etmemişimdir!

"Futbolu özerkleştiriyoruz, ona bağlı MHK'da özerk" olacak dediler...

Neredeyse 30 yılı aşkın bir süre geçti...

Hala "nasıl bir MHK" ve "yeni yapılanmayla hakem yetiştirilmesi" tartışılıyor!

Bunca yıl tartışarak, konuşarak değil de...

Birbirine adeta "vura vura", "sallaya sallaya" gelinen noktaya bakın şimdi:

"Futbol hakem akademisi" ile işler düzene girecek!

E o zaman kolay gelsin!

X

Nasıl yapacaksınız akademik oluşumu?

Yine hakem eskilerinden oluşacak bir kadroyla mı?

O eskilerin de muhalifleri ortaya çıkıp, "bu kadroyla bu iş olmaz" deyip daha ilk günden altını oymaya başlamayacak mı?

Yoksa tümüne birden ayrı ayrı görevler verip seslerini mi keseceksiniz?

O akademi kaç yılda yeni ve donanımlı hakemler yetiştirecek ki, sorunlardan kurtulacaksınız?

Var mı soruların yanıtı?

X

Her gün TV spor kanallarında, gazetelerdeki köşelerinde hakem eskilerinin bugün görev yapan kurullar ve hakemler için inanılmaz söylemlerini dinliyor ve okuyoruz!

Aralarında ağır suçlamalar var, gerçekliği ortada olanlar var, dedikodular var!

VAR da var!

Bakıyorsunuz ne Türkiye Futbol Federasyonu ne de MHK sesini çıkarmıyor!

Konuşan kulüp başkanları ve yöneticileri... Onlar da sözün bitimiyle birlikte ceza kurulunda!

Nereye varacak bu işin sonu?

X

Türkiye'de futbol özerkleşmeden, yönetimlerin atamayla geldiği dönemlerde (şimdi de bir farkı yok, siyaset belirleyiciliğini sürdürüyor. Başkan ve yönetim, kurullarını iktidar belirliyor), MHK tıpkı günümüzde olduğu gibi eski hakemlerden oluşurdu...

TFF başkanının dilinin ucundaydı her şey. Şimdi de farklı değil...

Hakem kadrosunda asker ve polis, yani devlet memuru diyeceğimiz bir yoğunluk vardı...

Ve tabi ki, babadan oğula geçen bir meslek gibiydi hakemlik. Ve o günün kadrolaşmasının izleri günümüze kadar gelmiştir...

Oğuz Sarvan, Cüneyt Çakır, Metin Tokat, Abdülkadir Bitigen bunlardan birkaçı...

Torbayı karıştırdığımızda daha çok çıkacak isim var...

Bugün görev yapanların tümünü tek tek ele alsanız hepsinin arkasında olan, bir zamanlar destek vermiş, yetiştirmiş bir eski hakem ya da bir dönem MHK'de görev yapmış isim bulursunuz!

Bu gelenek TV kanallarında sürekli konuşan hakem eskileri için de geçerlidir...

Halen gözlemcilik yapan hakemler için de!

Ve her başkan değiştiğinde görev alan klasik isimlerle karşılaşmanız olasıdır. Her değişenin klasik bir kadrosu vardır sanki!

Bugün MHK Başkanı olan Ahmet İbanoğlu da eski hakem, gözlemci; yıllar öncesinde Denizli'de Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü de yapmış bir devlet memuru... Ama görev listesinden hiç düşmeyenlerden!

Yani sözün özü...

Gelen-giden, konuşan, görev yapan, yedekte olan kim varsa; eleştirip, her gün vuran, görev uman hepsini bir araya koyun...

Hepsi birbirini biliyor... Nerden gelip nereye gittiklerinin farkındalar!

Dertlerinin de Türk futbolu falan olduğunu hiç düşünmeyin!

İşin başında olsunlar, yönetsinler!

Olmazsa eleştirip, tartıştırıp gündem olsunlar!

X

Nasıl çözülecek bu iş?

X

Çözümü TFF bulacak...

Öyle bir bulmalı ki...

Yurtdışından bir yetkin isimle oluşturulacak akademi, yine yabancı yetkin eğitimcilerden oluşacak kadro çözüm olabilir!

Yoksa...

Eski isimler ekseninde oluşacak bir yapıyla işlerin yürümesi çok zor!

Bugün tartışılan isimler, sorunlar, olayların yanıtlanması ayrı bir sorun olarak ortadayken...

TFF'nin MHK yapılanması ile birlikte gelecek kurgusunu nasıl becereceği daha büyük bir sorun olarak duruyor!

Bu sorun, bu tartışmalar TFF yönetimini de götürür mü? 

Bilemeyiz!..

O nedenle "futbolun hakem tartışması bitmez" diyoruz!