Dünya kamuoyu ayakta...
Tepkiler çığ gibi...
Ne var ki...
Füzeler, bombalar, tanklar çocukları, kadınları, anaları, kısacası bir köşeye sıkışmış konumdaki insanları gaddarca öldürüyor...
Emperyalizmin temsilcisi ülkeler ise bu saldırganlığa, katliama göz yumuyor; bölgede konumlanma uğruna destek veriyor, silah ve asker gönderiyor. Sivillerin katledilmesine sözde açıklamalarla karşıymış gibi görünen ABD ve İngiltere'nin takındıkları tavır ve İsrail'e yakınlık gösterileri bu desteğin en büyük kanıtı...
Birleşmiş Milletler'de "ateş kes ve barış" çağrılarının yanıtsız kalması bu savaşın nereye varacağı konusundakı kaygıları giderek yoğunlaştırmakta ve sürecin uzamasıyla ortaya çıkacak daha büyük kayıpların yaratacağı sorunlar konuşulur duruma gelinmiştir. Kara harekatına evrilmiş bir savaş hangi noktada duracaktır? Ateş kes sağlanıp her iki taraftaki esirler özgürlüklerine kavuşabilecek midir? İsrail'in insanlık dışı saldırganlığı hangi noktada durdurulabilecektir?
Bugünden yarına bakışta gidişatı dikkatle izlerken, bu sorulara yanıt bulmakta zorlanıyor insan!
Savaş gündemdeki yerini kaygıları her geçen gün büyüyerek koruyor...
Ya Türkiye'de yaşam ve gündem nasıl oluşuyor?
Enflasyon ve bağlı olarak gelişen ekonomik sorunlarla birlikte halkın yaşam standardı gerilemeye, her alanda yetersizlikler giderek belirginleşmeye devam ediyor ne yazık ki!
Gelir adaletsizliği emeklisinden çalışanına tüm kesimlerin belini büktü!
Hayat pahalılığı, alım gücü giderek düşen bu kesimleri gün geçtikçe daha bir vuruyor!
Öğrenci, öğretmen çaresiz! Sağlıkçılar nereye kaçacaklarını bilemiyor!
"Yurt dışına nasıl giderim" arayışları her geçen gün yoğunlaşıyor!
Belli bir kesim parayla para kazanmanın peşindeyken...
Aldığı "en düşük" emekli maaşı ve "asgari ücretle" kira ödeyip, çocuk okutmaya çalışan kesimler perişan!
Ne yapacaklarının, ek geliri nerede bulacaklarının peşine düşmüşler!
Hele ki, alacakları ikramiye bile "çalışana yok, çalışmayana var" diyerek ayrımcılığa uğradıklarını savunan emekliler gülüyor, ağlanacak hallerine!
Adaleti hiç sormayın!
Gazeteciler bir bir sorguya alınıyor, haksız gerekçelerle tutuklanıyor!
HSYK'ya yolsuzluk başvuruları "inceleniyor" deniyor, günlerdir haber alınamıyor!
Gözaltındaki gazeteci bir saat sonra tutuklanıyor!
AYM kararları çeşitli gerekçelerle tartışma içerisinde uygulanmayıp, sonuçları sürece bırakılıyor!
Nasıl bir adalet?
Ne adilliği?
Kimin adaleti?
Bileniniz varsa söylesin!
"Bugünden yarına..." derken...
Çocuklarımıza nasıl bir dünya...
Nasıl bir Türkiye anlatmamız gerektiğini sorgulamayı düşünmüştüm!
Önce içimdeki sancı giderek büyüdü, büyüdü, giderek büyüdü!..
Sonra...
Buğulanmış gözlerdeki karaltıyı gördüm!
"Ne var anlatacak?" diye düşündüm!..
Dünya da da, ülkemde de olan biteni yaşayarak görüyor canlar!