GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
21 Şubat 2013 Perşembe

Erkeklerin yükselen burcu…

Aysun’dan (hayat arkadaşım) gelen telefonla öğrendim, erkekliğin astrolojik gerçeğini; Erkeklerin yükselen burcu, öküzmüş... Ne tesadüf!
Böyle söyledi telefonda; beni tenzih ederek. Gösterdiği inceliği bozmamak için sustum. Ama daha telefonu kapatırken hemcinslerimin yanında yerimi almıştım. Herkes öküzken (!) üçüncü cins gibi ortada kalmanın âlemi yoktu.
 
Bu acı (!) bilgiyi paylaştığım hiçbir (erkek) arkadaşımın -kendim de dâhil- kayda değer bir tepki vermemesi, hatta bu astrolojik tesadüfü bir öküz dinginliğiyle karşılaması, beni enikonu endişelendirmişti.
Fakat türümüzün ‘öküz olmayan cinsi kadınların’ bu acı bilgiyi kahkahalarla karşılamaları ve “biz zaten biliyorduk ama renk vermiyorduk” tavrı, endişelerimi büyük ölçüde yok etti. “Baksana kadınlar zaten her şeyin farkındaymış, endişeye mahal yok” dedim ve rahatladım. Nasıl olsa serde öküzlük vardı.
Gel gör ki, rahatlayan tek kişi ben değildim. Sevgili Didem bu astrolojik gerçeği Aysun’dan öğrendiğinde; “şimdi kafamdaki bütün soru işaretlerinden kurtuldum”, dedi. İşte bu yeni bir durumdu ve nasıl değerlendirmek gerekir bilemiyordum. Durumu Erdem’e (kocası) iletmeye karar verdim. Telefonda, “beni ne çabuk satmış!” yollu bir tepki verdi. Sonrası, öküzlerin sessizliği…
Arkadaşımız Mehmet’e bu astrolojik rastlantıdan söz ettiğinde Aysun’un aldığı yanıt da hayli öğretici; “yeni mi öğreniyorsun!...”
Aslında yeni öğreniyor değildik; Bundan birkaç ay önce, Aysun’un ağabeyi Ekrem, hatırı sayılır bir iş adamı olan arkadaşına, Aysun’un gelmeyen bir teşekkür nedeniyle haklı sitemini ilettiğinde aldığı yanıt bu gelişmelerin habercisi gibiydi. Kendini şöyle savunmuş; “Kardeşine, benim öküzün teki olduğumu söylemedin mi?..” Hem de Yak cinsiymiş. Yani, intikal süresi en geç olanı…”
Tesadüfler bu kadarla da bitmiyor. Çok değil daha üç hafta önce bir dostumla dertleşiyorduk. Eşiyle ayrılmanın eşiğinde ama ayrılmak istemiyor. Her ikisi de çok sevdiğim dostlarım.
İki saat kadar içini döktükten sonra, ona şunu sordum; “Karını geri istiyor musun?” “Evet” dedi. “O halde, geç karşısına; ‘Sondan başa bütün sorunlar benim öküzlüğümden kaynaklandı. Affedersin, ben öküzün tekiyim’ de!.. O zaman buzlar erimeye başlar.” Dedim. Bunu yapmadı, araları hala açık.
Geçenlerde oğlum telefonda; “Baba, yükselenim iyice yükseldi, ne yapsam acaba?” diye sorunca, bu meselenin ontolojik boyutta ele alınabilir hale geldiğini düşünmedi de değilim.
 
Kadınlar, -çoğu kadın da haklı olarak- çektiklerinin intikamını alırcasına erkeklerin bu öküz halleriyle dalga geçerken küçük bir ayrıntıyı gözden kaçırıyorlar. Erkekler gizliden gizliye bu durumdan memnunlar.
Memnunlar çünkü öküzlük bir mazerete dönüşürken, hesap verecek bir durum kalmıyor ortada. Daha doğrusu, öküzlük, hoyratlığın mazeretine dönüşüyor.
Kadınlar anlayın artık;
Erkekliğin bütün hallerini keyfimizce yaşamak uğrunda öküz olmaya seve seve razıyız. Erkekleri başka bir yerden yakalamanız gerekiyor.