GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
30 Temmuz 2023 Pazar

Dünyanın en eski mesleklerinden: Çobanlık…

Bir Slow Food gönüllüsü olarak Büyükşehir Belediyesinin en değerli bulduğum işlerinden biri “Çoban Haritası”…  Okumuşsunuzdur sanırım; “Mera İzmir Projesi” kapsamında İzmir’de mera hayvancılığı yapan üreticilerin hayvan sayıları ve ağıl konumlarını içeren bir Çoban Haritası hazırlandı geçen yıl. İzmir, Türkiye’de bir çoban haritasına sahip ilk il oldu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Başka Bir Tarım Mümkün” vizyonu doğrultusunda hayata geçirilen Mera İzmir projesi ile İzmir’in kırsal bölgelerindeki üretici ve hayvan sayıları, ağıl konum bilgileri toplandı ve kapsamlı bir harita oluşturuldu. Harita, Türkiye’de ilk kez bölgesel ölçekte hazırlanan tarımsal ürün planlaması için kullanılıyor.

Anadolu’da gezerken gittiğimiz küçük kasabalarda muhabbet tarım ve hayvancılığa geldi mi, masadaki yaşlılar “artık çoban bile bulunamıyor” derlerdi…

Gezegendeki en eski mesleklerden biridir, ilk çobanlar yaklaşık on bin yıl önce Küçük Asya'da yani Anadolu’da ortaya çıkmıştır Koyun sütü, eti, derisi ve özellikle yünü için yetiştirilirdi. Sonraki bin yılda, koyun ve hayvancılıkla ilgili bilgi (otçuluk, yaylacılık) Avrupa ve Asya'ya yayıldı.

Bu “çoban” girişini yapmamın nedeni çok etkileyici ve de çok ilginç bulduğum bir sözlük: Sakin Kitap’dan çıkan Ahmet Semih Tulay’ın “Antikçağ Çoban Sözlüğü”  kitabı. Ne kadar da değerli bir işe imza atmış yayınevi ve yazar…

Kitabın girişinden bir bölüm: Bilimsel verilere göre; insan evriminin son türünü oluşturan Homo Sapiens adını verdiğimiz akıllı/modern insan, yaklaşık 50.000 yıl önce ortaya çıkmış ve çoğalarak uygar dünyanın temellerini atmaya başlamıştır.

İnsanoğlu başlangıçta sadece mağaralarda barınmış, avcılık ve toplayıcılıkla yaşamını sürdürmeye çalışmıştır. İnsanoğlu önceleri besin kaynağı olarak gördüğü ancak ileride ekonomik yaşamında büyük rol oynayacak hayvanları avlamakla kalmamış, mağara duvarlarına onları ve nasıl avlandıklarını da resmetmiştir.

Korktuğu ve gücüne hayranlık duyduğu kimi hayvanları tanrı olarak görmüştür. Bu avcılık döneminde ona ilk yaklaşan ve evcilleşen hayvanlardan birisi köpektir. Paleolitik Çağ’ın (Taş devri) sonlarına doğru evcilleşen köpek her dönem insana arkadaş ve yardımcı olmuştur. Avcı-toplayıcılık döneminden sonra Neolitik Çağ’da (Cilalı Taş devri) günümüzden yaklaşık 10.000 yıl önce koyun, domuz sonraları at ve sığır gibi hayvanlar evcilleştirilmiştir.

Böylelikle tarım yanında hayvancılık başlamıştır. Hayvancılığın tarımdan çok önce başladığını söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. Yeryüzünde insanın ilk zenginliği hayvan olmuştur. Beslenen hayvanlar ticari yaşamda da büyük rol oynamışlardır. MÖ 4000’de koyun-keçinin değiş tokuş aracı olarak kullanıldığını biliyoruz.

Hatta ilk sikkelere Pecus “hayvan” sözcüğünden türeyen Pecunia adı verilmiştir. Canlı hayvanların yanında hayvan derileri, postları da değiş tokuş aracı olmuş, öküz derileri Babil ve Girit’te para yerine kullanılmıştır.

Sikkenin icadından önce kullanılan deri biçimindeki büyük külçeler “İngot” olarak adlandırılır. Böylesine 10 önemli bir ticari araç biçimine gelen hayvanlar güç ve zenginlik göstergesi durumuna gelerek neredeyse her dönem insanların zenginlikleri hayvanlarının çokluğu ile ölçülür olmuştur.

Evcil hayvanların sürü biçimine gelmeleri yeni bir toplum tarzını ortaya çıkarırken yani ağırlıklı olarak hayvan sürülerini kullanan topluluklar göçebe ya da yarı-göçebe topluluklar haline gelirlerken evcilleşen hayvanların yetiştirilmesi yanında güdülmesi de önemli bir rol oynamış ve yeni bir iş kolunu da ortaya çıkarmıştır. Bu yeni iş kolu çobanlıktır.

İnsanlık tarihinde en eski iş kollarından birisi hatta ilki çobanlıktır. Çobanlık çobanın yaptığı iş; çoban ise koyun, keçi, sığır, manda, deve, domuz, kaz gibi sürüler halinde yaşayan küçükbaş ya da büyükbaş hayvanları güdüp otlatan, onlara gözcülük eden kimselere verilen genel ad olarak tanımlanır.

Bu kişiler güttükleri hayvan cinsine göre koyun, sığır, domuz çobanı gibi adlar alırlar. Çobanın görevi, sürüsündeki hayvanların beslenmesi, sağlıklarının korunması, üremeleri, kırkılmaları ve elde edilen ürünlerinin değerlendirilmesi olarak özetlenebilir.

Geçmişte çobanlık sadece bir geçim kaynağı olmamış, nitelikli bir iş kolu biçimine gelmiştir. Krallar ve onların çocukları çoban, kız ve kadınlar tapınak rahibesi olmuşlardır. Tüm kutsal kitaplarda ve ulusların mitolojilerinde, yazınlarında, atasözlerinde hayvanlar yanında kesinlikle çobanlardan söz edilmiştir.

Bu bir tanrı, peygamber, eren, kral, doğaüstü bir yaratık olabilir.  (İsa Peygamber bazı Hıristyan mezheplerinde çoban olarak tanımlanmıştır N. A. ) Tüm bu çoban kişilikler mitolojiye, yazına, yontu ve resim sanatına konu oluşturmuştur.

Çalışmada mitolojik ve tarihi bilgiler esas alınmış, Antik ve Geç Antik dönem işlenmiş, İslami ve Orta Çağ çalışmanın dışında tutulmuştur. Çobanlık ve çobanlar tarafından güdülen hayvanlarla ilgili sözcükler yanında bu tür hayvanları besleyen kişilerle ilgili sözcükler de konulmuştur.

***

Bir kez daha tebrik ederim Sakin Kitap ve Ahmet Semih Tulay’ı…