GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ahmet Aydın AKANSU
YAZARLAR
29 Mart 2023 Çarşamba

Ders almadınız mı?

“Ormanlarımızı, tarımımızı, çevremizi, doğamızı ve ekosistemimizi korumak bir yana kamu yararı kisvesiyle bu değerlerimizi talan etmekten başka bir anlam taşımayan derme çatma bir tekliftir”

“Anayasamızın temel ilke ve değerlerine aykırılık gösterdiği ortada iken bunu umursamayan giderayak bazı menfaat çevrelerinin, sermaye ve rant odaklarının telaş içindeki taleplerini karşılama derdine düştünüz. Bu torba kanun ormanlarımızı daraltan ve rant odaklarının telaşlı taleplerini karşılar”

“6831 sayılı kanunun 1.maddesine göre, (Tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır.) Orman Genel Müdürlüğü’nün tanımında da ormanların canlı bir sistem ve topluluk olduğuna vurgu yapılır, ormanların tabiatına uygun olarak sürdürülebilirlik ilkesi ile idare edilmesine dikkat çekilir.”

“Yani, ormanlarımızın ekolojik değer katkısı ancak sürdürülebilir olmasına bağlıdır.”

“Zaten, bu bilinçle, Anayasamızın 169. maddesi düzenlenmiştir”

ANAYASA İHLAL EDİLİYOR

“Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Bütün ormanların gözetimi devlete aittir”

Tüm bu gerçeklere ve bilimsel doğrulara karşın, geçmişte 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 52’nci maddesine aykırı olarak ifraz edilerek binlerce parsele dönüştürülmüş hususi orman alanlarını yeniden birleştirerek esas statülerine dönüştürmek yerine şimdi getirdiğiniz teklifle 3 hektardan (3000) küçük olan orman niteliğindeki parselleri, ORMAN TANIMINDAN ÇIKARIYORSUNUZ.”

“Ormanlarımızı daraltıyor, çekinmeden Anayasayı bir kez daha ihlal ediyor, akciğerlerimize kıyıyorsunuz”

“(İmar Barışı) adını vererek getirdiğiniz imar affı ile düzenlenen ‘Yapı Kayıt Belgesi’ne sahip yapı ve tesisler de bu madde kapsamı dışında ve bu alanlardaki yapılara verilebilmesi de mümkün değildir. El konulan bütün yapı ve tesisler, ruhsatsızdır, izinsizdir, kaçaktır, oturma raporu verilmemiş ve tüm bu nedenlerle depremde yıkılabilirliği yüksek riskli yapılardır.”

“Dolayısıyla bu düzenleme esasen kamu menfaati süsüyle örtülü bir imar affıdır. Coğrafyamızın depremselliğini görmezden gelen, onbinlerce insanımızın canına mal olan depremlerin yıkıcı etkisinden ders almadınız mı?”

Yukarıdaki açıklamalar CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır’ın, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile ilgili konuşmasından.

Sındır’ı, İzmir Bornova Belediye Başkanlığı yaptığı dönemden tanıyorum.

Çevreci ve doğayı koruyan çalışmaları ile İzmirlilerin gönlünde taht kurmuştu.

Kamil Okyay Sındır’ın, kamu yararı kisvesi ile rant odaklarının taleplerinin karşılandığı, örtülü bir imar affının getirildiği ve derme çatma bir torba kanun olduğunu söylemesi çok dikkat çekiciydi.

Bir önceki köşe yazımda küresel ısınmanın durdurulmasında ormanların ne kadar önemli olduğunu, örnek olması için Bhutan Devleti’nin yöneticilerinin çevreci çalışmalarını yazmıştı.

Cenevreli filozof ve yazar Jean Jacques Rousseau 90 yıl önce “Doğa bizi hiçbir zaman aldatmaz, bizi aldatan daima kendimiziz” ve matematik dehası Wilfred Ruprecht Bion, “Çevre ve doğayı bozmadan korumak, bozulduktan sonra onarmaktan daha kolay ve az masraflıdır” demiş.

ANLAYANA TABİ Kİ!