GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
3 Şubat 2022 Perşembe

Cezaevinden ceza sahasına!

Ömrü yetseydi…

Dün sabah 86 yaşına basmış olacaktı…

Bu dünyadan ayrılıncaya kadar…

Üç nesil O’nu…

Futbolun Taçsız Kral’ı olarak tanıdı…

Tanıdığına şükretti…

O rakiplerine…

Bel kırarcasına çalım atıp…

Meşin yuvarlağı ağlarla buluşturduğunda…

Tribünler ayağa kalkardı…

Her zaman nazik…

Çelebi…

Karıncayı bile incitmez bir İzmirli’ydi…

Ömrü yetmedi…

Bir trafik kazası ile veda etti milyonlarca sevgilisine…

O sırada 55 yaşındaydı…

Metin Oktay…

Aslında Türk Futbolu’nun “Taçlı Kralı”ydı…

***

Futbolla…

Kenarından, köşesinden bile ilgisi olan…

Metin Oktay’ı bilir…

Süper golcüydü…

Hayatı bi’o kadar ilginçti…

Spor hayatını bizim kuşak ezbere bilir…

O kısmı uzatmayalım…

İzmir Karşıyaka’da doğdu…

Damlacıkspor’un formasını ıslatmaya başladığında…

Henüz 16 yaşındaydı…

Sonra Yün Mensucat, ardından İzmirspor…

Bir yıl sonra…

Son evi, rüyalarını süsleyen Galatasaray…

Başka takıma gitmeden başlayan sarı-kırmızı serüven…

“Oooo, bu nasıl İzmir delikanlısı…” demeye kalmadı…

Üç yıl üst üste gol kralı…

Bir yıl için, İtalya’nın Palermo takımı…

Sarı-kırmızılı ekipte…

Kimselere nasip olmayan bir rekor…

Üç lig…

Dört Türkiye Kupası ve…

İki Cumhurbaşkanlığı Kupası şampiyonluğu yaşadı…

1962-63 sezonunda attığı 38 golün rekorunu…

Taaa, 25 yıl sonra…

Tanju Çolak ancak kırabildi…

O da bir gol fazlasıyla…

Milli Takım’ın efsanesi…

Defans oyuncularının korkulu kramponuydu…

Dünya bile O’nu ayakta alkışlıyordu…

***

Yeşil sahalardaki krallığın tadını çıkarırken…

Aşk hayatı da dillerden düşmüyordu…

Kendisi gibi İzmirli bir kızı sevdi…

Kentin tanınmış tüccarlarından Ziya Sarı ve…

Eşi Fatma Hanım'ın küçük kızı Oya…

Metin’e 14 yaşında aşık olmuştu…

Kendi ifadesiyle gamzesine vurulmuştu ünlü futbolcunun…

Oya-Metin çifti 1958'de Bursa Çelik Palas’ta yüzük taktılar…

O sırada Oya 17, Metin 22 yaşlarındaydı…

Kayınvalide Fatma Sarı…

Taçsız Kral ve Oya Sarı…

Sekiz ay sonra Ocak 1959’da…

Kültürpark Nikah Salonu’nda birbirlerine “Evet” dediler…

Salona iki bin davetli girmişti…

Oya Hanım'ın…

Amerika’dan getirttiği pırlantalarla süslü gelinliği…

Nefesleri kesti…

Birkaç gün sonra…

“Metin, İzmirspor’a gidiyor…” dedikodusu yayıldı…

Gazetelere bakarsanız…

İzmirspor, Metin’e peşin 225 bin lira vermeye hazırdı…

Bu olay…

Evliliğin sonunu getirdi; ayrıldılar…

***

İkinci evliliğini 12 Mayıs 1965'te…

İstanbul’da…

Yine bir İzmirli ailenin kızı Servet Kardıçalı’yla gerçekleştirdi…

Zeynep adını verdikleri bir kız çocukları oldu ama…

Yaşamadı; doğumdan sonra kaybettiler parmak kadar bebeği…

Daha sonra…

Servet ile Metin…

Rıfat Halil Pala adında bir çocuğu evlat edindiler…

Az bilinen süper bir anıyla devam edelim…

Olay, spor yazarı ve yorumcusu Ahmet Çakır’ın…

“Taçlı Kral / Metin Oktay” adlı kitabından…

Şaşıracaksınız…

14 Eylül 1960 günü, yüksek tirajlı bir gazetede…

Metin Oktay’la ilgili bir haber çıkar…

Haber şöyle: “Polis ve savcının aradığı Metin, 40 bin kişi tarafından alkışlanıyor, golleri atıyor ama bir türlü yakalanamıyor... Asker kaçağı Metin bugün sahaya çıkıyor…”

İşin aslı şu…

Maç izinleri kayda geçirilmediği için…

Metin Oktay hakkında…

Askerliğini sekiz gün eksik yaptığı gerekçesiyle…

Hakkında tutuklama kararı çıkarılmış…

Devlet Baba’nın inadı inat…

Türkiye’nin ilk askeri darbesi olan 27 Mayıs’ın…

O büyük Usta’nın üstünden…

Topluma vermek istediği bir mesaj bu:

“Metin Oktay dahi olsa cezasını çekecek.”

Taçsız Kral, 45 günlük cezasını çekmesi için…

Toptaş Cezaevine gönderiliyor…

O mahpus damındaki 45 gün…

Düşünemeyeceğiniz kadar ağır geçiyor…

Gerisini…

Metin Oktay şöyle anlatıyor:

“Beyti'deki akşam yemeğinde Baba Gündüz (Kılıç) benim için sofrayı donatmış…  Rakı içiyoruz. 45 günlük sinirlerimiz yatışsın diye... Baba Gündüz, öğlen uyandırdı beni… Üç saat sonra Galatasaray, Karagümrük’le oynayacak... Baba Gündüz, Metin’in yüreğine sesleniyor: (Biliyorum, oynayacak durumda değilsin ama seyirci seni görmek istiyor Metin… Sen bize çok maç kazandırdın… Varsın, bugün de senin yüzünden kaybedelim…) Baba'ya hayır diyebilmem mümkün mü? Sahaya çıktım ve iki gol attım… Beni sevenlere kavuşmuştum... Sahadan çıkarken hıçkıra hıçkıra ağlıyordum...”

***

Unutulmaz anılar var sırada…

Galatasaray’da kaptanlık yaptığı zamanlarda…

Hakemin yazı-tura yapılacağı sırada hep “tura” derdi…

Nedeni sordular:

Tek cümle ile cevap verdi:

“Varsın Atam'ın silüeti yere değmesin…”

***

Hiç kimseden çekinmedi…

Milyonlarca hayranının kalbinde taht kurmuştu…

O günleri yaşayanlar…

Deniz Gezmiş ve arkadaşları için imza topladığını unutmazlar…

***

Futbola veda etme zamanı gelmişti…

1969 sezonunda…

Jübile yapmaya karar verdi…

Galatasaray’ın, ezeli rakibi Fenerbahçe ile oynamasını istiyordu…

Fener’in yöneticisi Eşref Aydın…

Bu isteğe şu karşılığı verdi:

“Tek bir şartım var... Fenerbahçe kulübü ve taraftarı her zaman sana hayrandı… 10 dakikalığına da olsa Fenerbahçe formasını giyer misin?”

Metin Oktay’ın cevabı şahaneydi:

“Şeref duyarım…”

O gece maçında…

10 dakikalığına Metin Oktay Fenerbahçe…

Can Bartu ise Galatasaray forması ile mücadele etti…

***

“The End” dedirten, son anı…

Meslektaşım, Muhittin Akbel’den…

“Metin Oktay, Güneş Gazetesi’nin spor yorumcusuydu...

Denizlispor-Galatasaray maçı dönüşü ekip…

Ortaklar’da çöp şiş yemek için ekip mola verir…

Milli Piyango satıcısına gözü ilişir Metin Oktay’ın…

“Beni tanıdın mı?” diye sorar biletçiye…

“Metin abi, seni kim tanımaz ki” yanıtı, Usta’yı gülümsetir…

Yılbaşına birkaç gün vardı, iki tam bilet aldı biletçiden…

Biletçiyi sınamak için “Maalesef param kalmamış. Kabul edersen, bir dahaki gelişimde bu restorana paranı bırakırım” der…

Biletçi, “Ne demek Metin ağabeycim. Senden kıymetli mi? Tabii ki olur” yanıtını verir…

Dayanamaz, Metin Oktay…

Restorandan çıkan piyangocunun peşinden gider…

“Sen ne yüce gönüllü bir arkadaşsın” der, biletlerin parasını verir...

Daha sonra 10 adet seri bilet ister…

Uzattığı paranın üstünü de almaz, “Çocuklarına yılbaşı hediyem olsun” der Taçsız Kral…

İşte böyle gönlü zengin biriydi Metin Oktay…

***

Bitiriyoruz…

Uğursuz, 13 Eylül 1991…

Sabah, 04.15 gibi…

Boğaziçi Köprüsü çıkışında kaza geçirdi…

Otomobili takla attı…

Dalağı parçalanmıştı…

İç kanama nedeniyle hayatını kaybetti…

Henüz 55 yaşındaydı…

Aradan

31 koca yıl geçti…

Hiç ama hiç unutulmadı…

Zaten…

Efsaneler unutulur mu?

Bakın işte böyle…

Kuşaktan kuşağa masal gibi anlatılır, yad edilir…

Nokta…

Sonsöz: “Tek aşkıydı Galatasaray, iyi ki doğdun Taçsız Kral! / Anonim…”