GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Muhittin AKBEL
YAZARLAR
7 Haziran 2022 Salı

Çay bile ısmarlayan kalmadı!

Ne güzel alışkanlıklarımız vardı eskiden…

Bonkörlükte yarışırdık.

Yolda karşılaştığımız bir dostu bırakmazdık, bir bardak çay, bir fincan kahve ısmarlamadan göndermezdik.

“Karnın aç mı?” diye sorardık.

Aç olmasa bile, maksat muhabbet ya…

“Haydi gidelim, şurada iki lokma atıştıralım” derdik.

Yeri geldiğinde rakı balık bile yapardık dostlarla…

Ya şimdi?

Sorarım size, son üç ayda kaç kişiye çay kahve ısmarladınız?

Kaç arkadaşınızı yemeğe götürdünüz?

Çay ocağı işleten bir dostumuz, artık kimse kimseye çay ısmarlamıyor, dedi.

Bir yıl önce 2 lira olan bir bardak çayı, 4 liraya sattığını…

Pek çok yere göre ucuz olduğu halde iş hacminin yarı yarıya düştüğünü anlattı.

Geçen yıl kahvenin kilosu 40 liradan aldığını, bir fincan kahveyi 5 liradan sattığını…

Bu yıl kilosunu 170 liradan alıp, sırf insanlar kahve içsin diye 10 liraya sattığını ifade etti.

Daha acısı…

Bir bardak çayı, deftere yazmasını isteyenlerin bile olduğunu dile getirdi.

***

Eskiden, pazara gittiğimizde…

Karpuzun en büyüğünü seçerdik.

En büyük karpuzu alsak bile en fazla 10 lira öderdik.

Ya şimdi?

Pazarcı kardeşten, bir dilim karpuz ister hale geldik.

10 kiloluk bir karpuz almaya kalksanız, 80 lirayı bayılmanız lazım!

Eriğe, kiraza, çileğe, kayısıya uzaktan bakmazdık, kilo kilo alır, filemize atardık.

Domates o kadar boldu ki, salçasını bile yapardık.

Hadi bakalım bu yıl kaç kişi salça yapabilecek?

En ucuz domatesin 8 lira olduğunu hatırlatmak isterim.

Marulumuzu, yeşil soğanımızı, dereotumuzu aldığımız pazarcı, bir demet maydanozu hediye ederdi.

Ayşekadın fasulyesi, herkesin alabildiği bir sebzeydi.

Ayşehanımefendi fasulyesi olduktan sonra, 25 liralık etiket taşımaya başlayınca…

Uzaktan bakar olduk Ayşehanıma!

Ya börülce? Çok değil, bir yıl önce, kilosunun 35 lira olacağını söyleselerdi, kim inanırdı?

***

Eskiden, eşimizi, çocuğumuzu alır, haftada bir defa da olsa dışarıda yemeğe çıkardık.

100-150 lira öder, çıkardık lokantadan…

Ya şimdi?

Bir adet enginar dolması 40 lira, bir porsiyon elbasan tava 125 lira…

Balık, kalamar, bonfile, onlara hiç girmeyelim.

Sorarım size, son üç ayda ailecek kaç kez yemeğe çıkabildiniz?

***

Eskiden…

Bir kıyafetimiz eskimeden, yeni bir gömlek, pantolon alırdık.

Ya şimdi?

Bırakın eskimeden yeni bir kıyafet almayı…

Eskimiş olsa, içine giremez hale gelsek de yeni bir gömlek, bir takım elbise alan kalmadı.

Her 10 kişiden 7’si, gardırobunu yeniliyor, ama nasıl!

Mahalle terzisine götürüp tadilat yaptırarak!

***

Eskiden, sigara ikram etmek, bir alışkanlıktı.

Şimdilerde en ucuz sigara 23,5, en pahalısı 29,5 lira.

Tanesi 1 liradan fazla.

Kim kime sigara ikram eder bu zamanda!

Kaç kişi sigara paketini masanın üzerine bırakıyor?

***

Eskiden, mahalle kasabına gittiğimizde…

Hiç olmazsa yarım kilo kıyma alabiliyorduk.

Şimdi kıymayı değil, kıymanın kokusunu alabilir oldu insanlar.

***

Eskiden bayramlar, bayram tadında olurdu.

Bayramlık kıyafetler alınırdı, en azından çocuklara…

Bir ay sonra Kurban Bayramı…

Kaç kişi çocuğuna bayramlık yeni ayakkabı, yeni elbise alabilecek?

***

Eskiden…

Arabamıza doluşur, gezmelere giderdik.

Benzin istasyonunda pompaya yanaştığımızda, görevliye “Fulleyelim” derdik!

Ya şimdi?

Çoğumuzun arabası garajdan çıkmıyor.

Mecbur kalıp kullandığımızda kaç kişi depoyu doldurabiliyor?

10 kişiden ikisi, üçü belki…

***

…Ve daha neler neler!

***

Özetle…

Hayat, pahalı olmanın da ötesine geçti.

Etiketler, acımasız oldu.

Emeklinin, asgari ücretlinin maaşı, kuşa dönmüş.

Ev kirası, elektrik, su, doğalgaz parasını ödedikten sonra elde kalırsa…

İnsanlar karınlarını doyurmaya çalışıyor.

Depoyu fulle!

Bir sigara versene!

Yemek söyleyeyim abime!

Kasap efendi, şuradan bir kilo et, bir kilo kanat ver!

Bu ve benzeri sözleri eskisi gibi duymayacağız.

Her ne kadar hayatı toz pembe göstermeye kalkışanlar olsa da…

Bir bardak çay ısmarlayan kalmadı!

Maalesef!