GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
1 Ekim 2012 Pazartesi

Büyük Kongre ve İzmir cephesi…

AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son kez genel başkan olduğu 4. büyük ‘ustalık’ kongresi gerçekleşti. Erdoğan, yeni ekibini belirlerken geleceğe dair yatırımların planlarını yaptı. Yaklaşan yerel seçim öncesi dengeler, Cumhurbaşkanlığı süreci gibi doğrudan kendisini etkileyecek konuları masaya yatırırken yeni parti üst yönetimini yani Merkez Karar Yönetim Kurulu’nu (MKYK) belirledi. Tabi şimdi kimlerin girdiğini, kimlerin yerini koruduğuna, devre dışı kaldığı konusuna girmeyeceğim. Öncelikli olarak Başbakanın konuşması beklenildiği gibi ‘yeni mesaj’ vermedi. Zaten kongre öncesi televizyonları dolaşan, gazetelere çarşaf çarşaf açıklamalar yapan Erdoğan, tabana, kendisini oraya getiren iradeye, arkadaşlarına, partililere seslendi. Daha önce ‘milli görüş gömleğini çıkarttım’ diyen Erdoğan, siyasi mirasını sahiplendiği, biraz değiştirerek üzerine daha fazla şeyler kattığı Necmettin Erbakan’ı da anarak geçmişini unutmadı. Erbakan’ın “siyasi gerçek varislerine” yakın bazı gazeteler ve yayın organları Başbakan‘a “hadi oradan” çıkışında bulunsa da konuşmanın içeriği, duygusallığı, sözleri herkesi başka bir dünyaya götürdü. Tarihten verilen örnekler, yeni hedefler, şiirler ve türküler kongrenin başka bir tada bürünmesine neden oldu.
 
Gelelim Ankara’da ortaya çıkan siyasi yapılanmanın İzmir’deki yansımalarına. İzmir, bundan önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yanlılarının karşılıklı çekişmelerine neden oldu. Halen daha sistemin tarafları derinden çalışmalarını sürdürüyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın desteğiyle İl Başkanlığı’na Ömer Cihat Akay atanınca cephe biraz daha genişledi. Diğer genel başkan yardımcıları, İzmir’e yönelik eğilimleri olan parti üst yöneticilerini saymıyorum. Ardından iki bakanın yani Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a İzmir’de görevler verilmesi siyasi ortamı daha farklı hale getirdi. Herkes çalışmalarına, açıklamalarına ve analizlerine dediğimiz gibi zaten devam ediyor. Bu kongrede ise MKYK’ya yeniden Hükhet Hotar seçildi. Hotar geçen dönem İzmir milletvekili iken daha etkiliydi. İlçe başkanlarının atanmasında, belediye başkan adaylarının belirlenmesinde aktif görev aldı. Ardından İzmir’i bırakıp genel merkeze gitti. İzmir’i ise ‘uzaktan sevmeye’ devam etti. Parti üst yönetimine daha çok kişi sokmak konusunda beklentisini yüksek tutan İzmir, bir kişi ile geri döndü. Kısaca dağ fare doğurdu. Başbakan Erdoğan, kendi ekibinin has üyesi Hotar’a yeniden ‘temsilci sensin’ dedi. Tabi ki Hotar’ın bir de Yürütme Kurulu’na (MYK) girme konusu var. Tüm bunlar önümüzdeki günlerde kısa zamanda daha da şekillenecek. Hotar’ın kongre salondu üstü kapalı söylediği “Başbakan İzmir’de daha aktif ve geniş çalışma yapmamı istedi” sözleri var. Bu da ilerleyen zamanda Başbakan’ın kente hangi cepheden bakacağını da net bir şekilde ortaya koymaya yetiyor.
 
BAKANLAR ADAY OLUR MU?
Yeni MKYK’nın açıklanmasının ardından İzmir’in iki bakanı Yıldırım ve Günay dışarıda kaldı. Günay’ın değil ama Yıldırım, tüzükteki ‘üç dönem’ engeline takılıyor. Yıldırım’ın, dışarıda kalması, Bülent Arınç’a aktif görev verilmesi konularının gelecekteki başbakanlık sürecini etkilemesi bekleniyor. O yüzden, şimdiden Arınç’ın başbakanlığı gibi durum çoktan konuşulmaya başladı. Yıldırım’ın ise belediye başkanlığı yolunda bir adım daha ilerlediğini görüyoruz. İstanbul ya da İzmir’den yerel seçimlerde aday gösterilmesi beklenen Yıldırım’ın ne yapacağı bilinmez. Daha önce ‘ne görev verilirse yaparım’ diyen Yıldırım’ın parti dışında kalması tıpkı İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç gibi ‘belediye başkan adaylığı’ kaderi ile baş başa kalabileceği tezini güçlendiriyor. Son alarak, daha önce “artık bakanlık yapmak istemiyorum” diyen Kültür ve Turizm Bakanı Günay, İzmir’e yönelik önemli açıklamalar yapmıştı. Adeta “kentin dokusunu, tarihini iyi biliyorum” açıklaması yapan Günay’a bir ulvi görev verilir mi bilinmez ama yeni sürecin İzmir siyasetinde oldukça hareket getireceği kesin.
 
UMUTLAR BAŞKA BAHARA
Hotar’ın MKYK’ya girmesinin ardından İzmir’in siyasi dengesinin şekillenmesi için düğmeye basılırken tabi ki giremeyenlerde de moral bozukluğu vardı. Gençlik ve kadın kotasını yedeklere bindirme yaparak sağlayan Başbakan Erdoğan, İzmir Milletvekili Hamza Dağ’a bu listede yer vererek gelecek dönem için de göz kırpmış oldu. İzmir’in genç vekilinin asile geçmesi için daha çok zaman var. Bunu kendisi de biliyor. Gelelim diğer vekillere. Siyaseti bu zamana kadar Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve ekibi üzerinden yapan Milletvekili Mehmet Tekelioğlu da ‘umudunu koruyanlar’ arasındaydı. Liste açıklandıktan sonra “ben zaten istememiştim” dese de gönlünde MKYK üyeliğinin yattığını herkes biliyor. İzmir’in en aktif milletvekillerinden Rıfat Sait de “en çok koşturan benim. MKYK’da yer almak benim de hakkım” anlayışındaydı. Onun için de durum olumsuz oldu. Teşkilatta yöneticilik yapmış iki deneyimli isim Ali Aşlık ve Aydın Şengül’ün de ismi çok kez yazıldı. Aşlık, teşkilattan büyük destek görmesine rağmen kendisine yeni MYK'da yer bulamadı. Şengül’ün hemşerisi Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile iyi diyalogu, teşkilatçılığı ve sistemi çok iyi bilmesi durumu değiştirmedi. Diğer milletvekili İlhan İşbilen’in zaten kenti fazla tanımadığı için bu yönde bir talebi yoktu. Gelelim İzmir’in diğer iki temsilcisi bayan milletvekillerine. Hotar’ın devre dışı kalması durumunda üst yönetimde yer alması beklenen İlknur Denizli ve Nesrin Ulema’ya. İzmir’in sosyal dokusunu, dinamiklerini ve kentin ne istediğini iyi bilen Denizli sonucun ardından zaten hiçbir açıklama da yapmadı. Ulema da aynı şekilde bir tavır ile içinden geçenleri ve hissettiklerini yansıtmış oldu.
 
HOTAR-BAĞLI FAKTÖRÜ
Burada bir önemli konu daha var. Bakan Yıldırım’ın teşkilatı fırçaladığı Balçova Termal’de gerçekleştirilen ‘basına kapalı’ toplantıda AK Parti Milletvekili Aydın Şengül’ün İzmir’e yönelik ‘sosyal analiz’ talebi bir hayli ilgi görmüştü. Toplantıda, “Sanki biz metro yapmıyoruz. Hizmet üretmiyoruz. CHP hiçbir şey yapmadan değerler üzerinden prim yapıyor” diyen Yıldırım’ın ardından Şengül, “Bize bilimsel destek verin. Siyaseti bilimsel olarak masaya yatıralım. İzmir’e toplum bilimciler gönderilsin” çağrısında bulunmuştu. İşte bu noktada İzmir’in MKYK’daki temsilcisine tam yetki verilmesi halinde önemli bir çalışma başlatılacağını düşünüyorum. Hotar’ın en yakınında bulunan isimlerden birisi olan MKYK’ya alınan Mazhar Bağlı, İzmir’de bu işi yürütecek isimlerin başında geliyor. Hotar’ın genel merkezde yardımcılığını yapan Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Bağlı, referandum çalışmaları sırasında sık sık İzmir’e gelmişti. Kenti yakından tanıyan ve ne istediğini çözebilecek konumda olan Bağlı, hem Şengül’ün talebini yerine getirir. Hem de Hotar’a alan çalışmasında yardımcı olacaktır. Öte yandan MKYK’nın diğer isimleri Zelkif Kazdal, Salih Kapusuz, Hüseyin Tanrıverdi ve Mehmet Müezzinoğlu’nun da İzmir’de ‘özel’ dostlukları olduğunu, kentin üzerinde zamanı geldiğinde söz sahibi olabileceklerini de ifade edelim. Tüm bu denge ve ortaya çıkan siyasi durumun önümüzdeki günlerde yapılacak bir olası bir kadro operasyonunu da doğrudan etkileyeceğini vurgulayalım
 
ORGANİZASYON TEŞEKKÜRÜ HAK ETTİ
Gelelim son olarak organizasyon konusuna. AK Parti, CHP’nin tüzük kurultayını gerçekleştirdiği salonda büyük kongreyi yaptı. İktidar partisi olması, Ankara’ya gelenlerin sayısının yüksek olması ve katılımcı sayısı fazlalığı iyi organize edildi. Basına ayrılan yer kontrollü olsa da ‘eleme’ yapılması, her talep edene ‘sen de gel’ denilmemesi işi kolaylaştırdı. Salona girişten, çıkışa, yapılan çalışmalara ve teknik donanıma kadar her şey mükemmeldi. Biz de İzmirli bir grup basın mensubu olarak Ankara’ya kongreyi izlemeye gittik. Gidişimiz, kalınacak yer, salona giriş ve dönüş kusursuzdu. İzmir heyetini Ankara’da ağırlayan ve misafirperverliklerini gösterenlere de buradan teşekkürler.