GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
12 Şubat 2024 Pazartesi

Bu şehir neden 'berbat'?

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan...

21 yıldır...

Öyle ya da böyle...

İzmir’e ve İzmirliler’e “sevgi” sözcükleri yollasa da...

Özellikle(!)

Yerel seçim gelip çattığında “eleştirmekten” geri kalmıyor...

Bu yöntemden hiç vazgeçmedi...

Sandık başına gitme heyecanının zirve yaptığı şu sırada...

Antalya’dan şöyle seslendi:

“İstanbul harap oldu, Ankara harap oldu...

İzmir zaten berbat(*) ... CHP'nin elindeki belediyeleri...

Gerçek belediyecilikle buluşturacağız..."

Bu, ilk değil tabii...

Sayın Cumhurbaşkanı yıllar içinde...

Mesela...

Takvimler, 22 Kasım 2019’u gösterirken...

İzmir’in Kiraz ilçesinden Türkiye’ye şu mesajı yollamış:

“Biz İzmir’i seviyoruz ama İzmir, Kiraz’ı sevmiyor...”

Yine AK Parti’nin bir İzmir mitingi...

Mikrofon yine Cumhurbaşkanı’nda:

“Bunlar İzmir’e, (Ceketimizi atsak kazanırız) diye bakıyor...”

***

Bu sözler (tarihleri hiç önemli değil) seçim propagandasının...

Birer halkası...

Her mega şehir gibi...

Kuşkusuz İzmir’in de sıkıntıları var...

Ancak...

Dünyanın kabul ettiği “sıfatı” ile “Güzel İzmir”

Cumhurbaşkanının dediği gibi...

Ne zaman ve nasıl “berbat”(!) hale geldi?

Açalım mevzuyu biraz daha...

***

AK Parti...

Kuruluşundan bu yana...

50 gün sonra...

İzmir’de “beşinci” yerel seçime hazırlanıyor...

Anlamlı soru şu:

“Neden hiç birini kazanamadı?”

İlk ve sonuncu dahil tüm yerel seçim sonuçlarına bakın...

CHP adayının...

Kim olduğu bile önemli değil...

Siz, biz, hepimiz...

Oy farkının (yaklaşık) listesine bakmalıyız...

* 2004’te fark 180 bin...

* 2009’da fark 500 bin...

* 2014’te fark 350 bin (Sayın Binali Yıldırım sayesinde...)

* 2009’da fark 500 bin...

Aynen...

Beş yıl önce...

İstanbul seçimini iktidar partisi kaybedince...

İktidar partisi AK Partili Ali İhsan Yavuz’un...

“Hiçbir şey olmasa bile, kesinlikle bir şey oldu!”

Sözleri üzerine o seçim tekrarlanmadı mı?

Sonra da...

Aynı Ali İhsan Yavuz, çaresiz bir şekilde:

“Ankara ve İstanbul yol kazasıydı...”

Demedi mi?

***

Yüzyılların içinden akıp gelen...

Tarihi sıfatı ile “Güzel İzmir” gerçekten “berbat” bir kent olsa...

Neden?

Geride kalan ömrünü yaşamak isteyenlerin...

Neredeyse tamamı %100 İzmir’i seçiyor?

Bu kadim şehir...

Adeta bir mıknatıs mı ki?

Yaşamak için...

İzmir’i tercih edenleri çekiyor; dolayısıyla...

Onlar da seve seve “komşumuz” oluyor?

Sadece geçen yıl...

150 bine yakın vatandaş...

Ömrünün kalan kısmını geçirmek için “koşa koşa” İzmir’e gelmiş...

Bu bir rekordur!

Kaldı ki...

“Berbat bir şehre kim gelir?”

Olsa olsa...

Ekmek uğruna “tayin” ile ayak basanlar kapımızı çalar...

Ya gerisi?

2000 yılında İzmir’in nüfusu...

Sadece “2 milyon 733 bin” kayıtlara girdi...

Ya bugün?

“4 milyon 500 bin...”

23 yılda en az “2 milyon” artan nüfusuyla...

Hep tercih edilen kent...

Belki, az/biraz düzensiziz ama...

Bize sorarsanız...

“Berbat” değil...

Bilakis “güzeliz”...

Ve herkesi bağrımıza basmamızla ünlüyüz...

Zaten...

Kadim İzmir’in suyunu içen...

Bi’daha başka yere göç eder mi?

***

Bitiriyoruz...

Her yerel seçim öncesi...

Biz neden “tu-kaka” oluyoruz?

Sayın Cumhurbaşkanı’na...

“İzmir acayip berbat halde...” diye sufle edenlerin...

Eline ne geçecek ki?

Özetle...

“Biz, böyle güzeliz...”

Her renkten... Her yaştan... Her meslekten...

Bu topraklarda doğsak da...

Göçle gelsek de...

Bu kentin ekmeğini...

Şükrederek ve dahi paylaşarak ve hepsinden önemlisi...

Gülümseyerek yeriz...

Tabii ki...

Bu kentin önemli eskilikleri var...

Ama hepsi toparlanır...

Kaldı ki...

Çok değil, 15 gün önce...

(27 Ocak günü...)

İzmir Şehir Hastanesi ve Bağlantı Yolları Açılış Töreni'ne katılan...

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan...

Bu kenti kalben sevmese...

Akıllardan asla çıkmayacak şu güzel sözleri...

Şevkle ve gururla söyler miydi?

Bundan sonraki dönemde inşallah gerek merkezi yönetim olarak biz, gerekse büyükşehir belediyemiz olarak el ele verecek ve bütün bu altyapı sorunlarını ortadan kaldıracağız... Güzel İzmirimiz’e yakışanı yapmamız lazım...”

Nokta...

(*) Berbat: “Beğenilmeyecek durumda olan, sevimsiz, pis, çirkin...”

Hamiş: “İzmir dünyaya açılan bir liman... Arkasında da bu ülkenin en bereketli toprakları uzanıyor... Böyle bir kentten vazgeçilir mi? / Lucien Arcas – Türk iş insanı, Arkas Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı...”

Sonsöz: “Gönül hissetmezse kulak duymuş neylesin, kalp sevmedikçe el dokunmuş neylesin? / Hz. Mevlana...”