Güzel insandır; harbi dosttur…
Fi tarihindeki… (Rahat 45 yıl önceden söz ediyorum…)
Fuar gecelerinin lezzetini tatmayan bilmez…
O’nu…
Sabahlatan unutulmaz Fuar gecelerinden tanırım…
O günlerin genç kızları…
“Yerli Elvis” acayip endamıyla sahneye koşarak geldiğinde…
Çığlıklarıyla geceyi baştan çıkarırlar…
Konserin biteceği varsa, bitmezdi…
Kadife gibi sesi vardı…
O’nu daha gencecik yaşta “yıldız” yapan…
“Çocuk Gözler” şarkısıyla…
Türk Hafif Müziği’nin altını üstüne getirmişti…
Boylu, poslu ve gösterişliydi…
Bi’anda “Türkiye’nin Özel Sesleri”nden biri olmuştu…
Hiç yaşlanmadı…
Bugün karşınıza çıksa…
Hayatta, “72 yaşında” diyemezsiniz…
Hala “tabanca” gibi bir sese sahip…
Evliliği 55 yılın içinde…
Üç kızı var; hiçbiri müzikle uğraşmıyor!
***
Gaziantep’te dünyaya geldi…
Altı yaşında babasını kaybetti…
Ailesi İstanbul’a göç etti…
Hayatı…
11 yaşında anneannesinin aldığı gitarla değişti…
Müzik artık hayatının parçası olmuştu…
Daha 12 yaşındayken…
Dört yaşıtıyla birlikte “Boğaziçi Orkestrası”nı kurdu…
Bir gazetenin düzenlediği yarışmada…
Henüz 18 yaşındayken…
“En iyi orkestra” ve “En iyi solist” ödüllerini kucakladı…
İki yıl sonra…
Bir başka yarışmada “Altın Ses Kralı” seçildi…
Müthiş bi’şi yaptı…
Deliler gibi sevdiği “Leyla” ile hayatını birleştirdi…
Nikah masasına oturduğunda…
İkisi de 19 yaşındaydı…
***
Her şey yolunda gidiyor; konserler ful çekiyordu…
Ancaaak…
Türkiye’de tam anlamıyla patlaması için…
Özel bir şarkıya ihtiyacı vardı…
“Çocuk Gözler” için stüdyoya girdiğinde titriyordu…
Hiç böyle heyecanlanmamıştı…
Şarkının hem sözleri hem de müziği…
Tek kelimeyle olağanüstüydü…
O da şarkının hakkını verdi…
Plak satışı muhteşemdi…
Bugün 50’li yaşlarını sürenlerin hiç unutamadığı…
O şarkının…
“O bakışın senin / Bayramlık gözlerinin / Çocuk gibi bakan / Güneş gibi yakan / Hep içimde saklasam…”
Diye başlayıp, sona eren nakaratını adeta ezberlemişlerdi…
“Çocuk Gözler”…
Bir yıl boyunca…
Müzik listelerinin ilk sırasına demir attı!
1978'de “Yılın Erkek Sesi” dalında…
“Altın Kelebek” ödülünü havaya kaldırdı…
Türkiye’nin O’na yakıştırdığı…
“Yerli Elvis” unvanıyla…
Kendini… Şarkılarını… Gitarını…
Bugünlere taşıdı…
***
11 yaşında anneannesinin hediye ettiği gitar…
O’na uğurlu gelmişti…
70’li yıllarda gençlerin gözbebeği olan…
O sanatçı…
Bugün yepyeni bir single ile stüdyoya giden…
72 yaşındaki Ersan Erdura’dan başkası değildi…
55 yıldır sahnelerde…
Üstelik…
Hala dinamik…
Hala gösterişli…
Hala sesi kadife gibi…
***
İzmir’in, Fuar gecelerinin…
Ersan Erdura’nın kalbinde ayrı bir yeri var…
İzmir’de yıllarca Maksim’de çalıştı…
Rahmetli Atalay Noyaner’i hiç unutmuyor…
***
Geçtiğimiz günlerde…
Gazeteci Eda Solmaz’a anlatmış İzmir’deki Fuar Gecelerini…
“Kadınlar matinesi yapıyorduk... Sahnede şarkı söylerken gelip beni devamlı öpüyorlardı… İki gün sonra dudaklarım uçuklardı, eşim de bana çok kızardı… Sahneye aşk mektupları atarlardı... Bizim kuşağın terbiyesi çok farklıdır…”
***
Müziğin türü apar topar değişince…
Arabesk patlayınca…
80’lerden sonra ise sadece sahnede yer aldı…
Büyük mekanlardan kopmuştu ama…
Müzikten hiç ayrı kalmadı…
***
Üç kızı oldu; hiçbirini sanatçı yapmadı…
Kızlarının hep başka hayatları olsun istedi…
En büyük kızı Dilara 53 yaşında…
Ayça 48 ve en küçük Gözde 40 yaşında…
***
Ve…
72 yaşındaki Ersan Erdura’nın son bombası…
Şahane bir “tekli” ile…
Yine adından söz ettiriyor…
Radyolarda hep O var…
Neyle?
Adamo’nun müthiş şarkısı “Her Yerde Kar Var” ile…
Hatırlarsınız…
O şarkı “iki nesil” büyüttü…
Hem yabancı ülkelerde hem de Türkiye’de…
“Her Yerde Kar Var…
Kalbim Senin Bu Gece…”
Neden?
“Her Yerde Kar Var”?
Çünkü…
O buram buram romantizm kokan o şarkı…
Hiç eskimedi…
Türkiye’de…
Türkçe sözlerle Adamo dahil…
Seslendirmeyen ünlü kalmadı…
Gelgelelim…
Ersan Erdura…
Bugün o şarkıyı o kadar güzel söylüyor ki…
İnanılmaz…
Benim yaşımdakiler dinlesin…
Birkaç dakika için de olsa…
20’li yaşlarınıza gideceğinize garanti veririm…
***
Türk Hafif Müziği’nin kıdemli yakışıklısı…
“Pop müzik çizgi değiştirebilir; ama bitmesi mümkün değil!” diyor…
Bence de haklı…
Gıcır gıcır şarkılar üretiliyor…
Ama…
Geçmiş yıllardaki gibi akılda kalıcı mı?
O şüpheli…
***
Bitiriyoruz…
Ersan Erdura…
Türk Hafif Müziği’ne…
Ses… Görüntü… Kalite…
Üçlemesi eşliğinde…
Kucak dolusu yenilik kattı…
Şimdi…
Yeniden doğuşunu kutluyor…
Tanıyanlar ve sevenleri…
O’nu bir kez daha ayakta alkışlıyorlar…
Ne güzel di’mi?
Nokta…
Sonsöz: “Dediler ki, gözden ırak olan gönülden de ırak olur… Dedim ki, gönüle giren, gözden ırak olsa ne olur? / Hz. Mevlana…”