GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Muhittin AKBEL
YAZARLAR
30 Ağustos 2022 Salı

Bir tarih böyle yazıldı

26 Ağustos 1922...

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılan 91. toplantının gizli yapılan ikinci celsesi...

Başvekil Rauf Bey, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak'tan aldığı telgrafı okur Meclis'e...

"Milletimizin ve tüm fedakar halkımızın her türlü zorluğa göğüs gererek oluşturduğu kahraman ordumuz, dünyada benzeri bulunmayan kabiliyetli ve fedakar insanlardan kurulmuş olan ordumuz, düşman cephesine karşı amansız bir saldırıya geçmiştir.

Bu başlayan saldırı ile milletimiz artık her türlü istiklale hak kazanmıştır."

Başvekil Rauf Bey, bu kısa bilgiyi aktardıktan sonra Meclise şöyle seslenir:

"Davamız haktır. Arzumuz, ilahi adaletin yerine gelmesini istemekten başka bir şey değildir.

Ne pahasına olursa olsun istiklal. Tüm halkımızı, düşmanlarımızın öfkesinin baskısından kurtaracağız. Allah, her türlü takdirin üstünde bulunan ordumuza, her türlü başarıyı sunsun. Mutlaka başarılı olacağız.

Bizim saldırımın son derece gizli tutulması, kesin askeri bir gerekliliktir.

Yalnız, (Savaş başlamıştır) şeklinde kesin bir durum vardır. Birkaç gün içinde saldırıyı söze getirmemek gerekir. Bu durumu da Yüce Heyetinize arz ediyorum.

Bu konuda dua edilmesini, üstünlüğümüz ve başarımız için teklif ederim."

İzmir Milletvekili Süleyman Efendi tarafından dualar okunur.

Sonrasında herkes camiye gitti, secdeye kapandı, dualar okundu yüce ordumuzun zafere ulaşması için...

***

28 Ağustos'ta yapılan 92. oturumun birinci celsesinde Başkumandan Mustafa Kemal Paşa'dan gelen telgraf okunur.

"Türkiye Büyük Millet Meclisi Yüce Başkanlığı'na" diye başlayan 27 Ağustos 1922 tarihli telgrafta şunlar yazılıdır:

"İki gündür aralıksız devam eden savaşlar sonunda düşmanın Afyonkarahisar mevzileri ele geçirilmiş ve Afyonkarahisarımız geri alınmıştır.

Silahlar, ağır ve hafif toplar, mühimmat ve her türlü malzemeden oluşan büyük ganimetimiz (kazancımız) vardır.

Düşmanın birçok mevzilerden her biri birkaç hattan oluştuğundan, birliklerimiz ve takviye edilen düşman mevzilerinin bazen bir saatten az bir zaman içinde ele geçirilmesini temin ettiği gibi, asker ve subaylarımızın tüm dünyanın kabul ettiği gibi harikalar yaratan kahramanlıkları ve yiğitlikleri, bu defa da yeni baştan ortaya çıkmış ve kanıtlanmıştır.

Kumandanlarımızın sevk ve idarede, düşmanın tüm kumanda heyetine karşı üstünlüğü açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının müstesna değeri, bu kabiliyeti sebebiyle Yüce Meclis'i tebrik ederim."

***

6 Eylül 1922'de yapılan 97. toplantının üçüncü celsesinde okunan Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak'ın telgrafında müjdeler verilmektedir:

"Bakanlar Kurulu Başkanlığına

Afyonkarahisar, Dumlupınar Büyük Meydan Savaşlarında düşman ordusunun esas kısmını teşkil eden 30 Ağustos 1922 Savaşı; Aslıhanlar, Çal, Eminören bölgelerinde ve Çal köyü doğusunda, bizzat öndeki hatlarda, 11. Tümen nezdinde bulunan Başkumandan Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin nezareti altında cereyan etmiş ve beklenen kesin sonuca yaklaşılmıştır.

Bu çatışmalar, savaşın genel cereyan şeklini, kutsal davamız lehine kesin bir şekilde değiştirmiştir.

Trikopis ve Anesti gibi en büyük kumandanları başlarında olduğu halde, düşman ordusunun aslının perişan haldeki enkazı, devam olarak her yönden birliklerimizin kucaklarına atarak teslim olmuşlardır.

Ordularımız için bir tarihi anı olmak ve Başkumandanımıza sevgilerimizi, bağlılığımızı ve sarsılmaz güvenimizi yeni bir delil teşkil etmek üzere, 30
Ağustos 1922 Savaşı'na, Batı Cephesi Başkumandanlık Savaşı adı verilmiştir."

***

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın, Kemalpaşa'dan (Nif), Başbakan Rauf Bey'e gönderdiği şifreli şu telgrafla büyük zaferle ilgili noktayı koyar adeta:

"Başbakan Rauf Beyefendiye.

Ordularımız, İzmir'in doğu sırtlarında düşmanın son mukavemetini kırdıktan sonra, bugün, 9 Eylül 1922, mağlup düşmanla beraber İzmirimize zaferle girmiş bulunmaktadır.

Vapurlara binmelerine izin verilmeyen düşman subayları ve askerleri teslim olmaktadır.

Ben yarın öğleden sonra İzmir'de bulunacağım. 9 Eylül 1922, Başkomutan Mustafa Kemal."

***

Bu satırlar, kendisini çok yakından tanımış olmaktan onur duyduğum, sevgili büyüğüm Hanri Benazus'un "Bir Tarih Böyle Yazıldı" adlı kitabının ikinci cildinden alıntıdır.

Meclis tutanaklarını didik didik inceleyip muhteşem eserleri yazan Hanri Bey, tarih bilmezlere adeta ders veriyor.

Tabii ki anlayanlara...

Bugün; 26 Ağustos'ta Kocatepe'den başlayan ve 30 Ağustos'ta zaferle noktalanan büyük savaşın 100. yıldönümü...

30 Ağustos Zafer Bayramı bugün...

10 gün sonra, yani 9 Eylül'de, İzmir'in kurtuluşunu kutlayacağız.

Bu büyük bayramı içlerine sindiremeyenlere inat...

Atatürk ve silah arkadaşlarını, kahramanlarımızı her zaman şükranla anacağız.

Onları unutursak, kalbimiz kurusun.

Bu vatan uğruna canlarını feda etmekten bir an olsun tereddüt etmeyen kahramanlarımıza...

Bir Fatiha'yı çok gören, isimlerini söylemekten bile kaçınanlara inat...

Her yıl, daha büyük bir coşkuyla kutlayacağız 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı ve 9 Eylül'ü...

***

30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.