GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
12 Ocak 2022 Çarşamba

Bir melek intihar etti

Meğer o sabaha karşı bir melek ölmüş.

Bizler derin uykudayken, hayattan takati kesilen bir çocuk...

Kaldığı tarikat yurdunun yedinci katından aşağıya atlamış.

5 Ocak sabahı karanlık saatlerde Enes Kara adlı güzeller güzeli bir çiçek...

Kendi kelimeleriyle ‘yaşama hevesini yitirmiş’ 20 yaşında bir delikanlı.

Yaşadığı baskıdan yılmış, yorgun ve çaresiz halde...

Görebileceğiniz en taze terlemiş bıyıkları, en üniversiteli saçları, en hüzünlü gözleriyle bize bakıp...

Ömrüm boyunca duyduğum en naif, en akıllı, en samimi kelimelerle, en kibar şekilde içini dökmüş.

Gencecik kalbi, masum yüzüyle derin bir çaresizlikte boğulan evlat Enes...

Telefonunun kamerasını açmış, kayıt düğmesine basarak...

Yüzümüze bakıp, “Bu anlattıklarım gizli kalsın istemiyorum” diye vasiyet etmiş.

Anlatamadıklarını, anlaşılamadıklarını en sakin haliyle tane tane dile getirmiş.

En nazik ve en yakıcı  kelimeleri buluştururken o narin elleriyle saçlarını düzeltip...

Suratlarımıza atılabilecek en sert tokadı atarak...

Bağırmadan, aşağılamadan, kin gütmeden, kalp parçalayan bir kibarlıkla veda etmiş herkese.

Gençliğinden, hayallerinden, hayatından, her şeyden vazgeçmiş.

***

Biz dün sabah öğrendik henüz 20 yaşındaki Enes’in intiharını...

Yani ancak beş gün sonra.

Havuz medyasında Enes’ten hala bir haber yok iken...

Sosyal medyada yayıldı Enes’in veda videosu, tam da vasiyet ettiği gibi.

Tam da tüm televizyonlar ülkenin en büyük sorunu Fatih Terim’in Florya tesislerinden ayrılışına kilitlenmişken...

Gözü yaşlı Terim, GS yöneticilerine nasıl küskünmüş anlatırlarken...

Her ota twitter mesajı atan çoğu parti lideri, belediye başkanlarından ses seda yok iken...

Aynı saatlerde grup konuşması yapan ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu, canım tarikatların canım oylarını küstürmemek için Enes’i es geçerken...

Twitter'da çoktan milyonlara ulaştı Enes’in veda notu.

***

Enes Kara, Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ikinci sınıf öğrencisi son derece zeki ve duyarlı bir genç.

Muhafazakar babasının baskısıyla mecburen cemaat yurdunda kaldığını anlatıyor son sözlerinde.

Tarikat yurdunda namaz kılmaya ve özel dini derslere katılmak zorunda bırakıldığını...

Zorunlu dini ibadet saatlerinden derslerine çalışamadığını, çok baskı altında olduğunu anlatıyor.

Nasıl nefes alamadığını, yaşadığını hissetmediğini, çıkış bulamadığını...

Kendisini öyle güzel ifade ediyor ki;öyle akıllı ve öyle çaresiz ki...

Kanatları bataklığa saplanmış yorgun, narin bir kuş gibi anlatıyor yaşadıklarını.

Nasıl bir çıkış bulamadı diye kahroluyorsunuz.

2023 arifesinde, Cumhuriyet’in 100. yılına bir kala ülkeye bakıyorsunuz...

Çaresiz, yalnız bir evlada bakıyorsunuz.

İçinde kaldığı labirente de, Enes’i labirente atanlara da, labirenti inşa edenlere de, labirentin bekçilerine de isyan ediyorsunuz.

Gözyaşlarıyla ama gecikmiş olarak.

***

Sözlüğe baktım, Enes ‘insan’ demekmiş.

Yaşamaya en hazır, en sevdalı, en temiz olan insan öldü.

Gerçekten de Enes gibi çaresiz hisseden genç bir insan intihar etti o sabah hepimiz uyurken.

“Yoruldum, motivasyonumu kaybettim.

Artık çabalamak istemiyorum, ailemin istediği gibi biri olmaya çalıştım.

İçinde bulunduğum durum Türkiye’deki gençlerin de sorunu.

Yaşama hevesimi, sevincimi kaybettim.”

Bu sözler Enes’in son sözleri.

Lütfen “Gizli kalmasını istemiyorum” diye vasiyet ettiği videoyu izleyin.

Belki de...

Bataklıkta nefessiz küçük bir kuş gibi kalan diğer Enesler’e bir faydamız olur bundan sonra.

***

Dindar ailesi ve kaldığı tarikat yurdunun kıskacına sıkışmış olan o güzel çocuk...

Anlaşılması ve hazmedilmesi gerçekten çok zor bir şekilde...

Akıl almaz bir sakinlik, nezaket ve karar vermişlikle...

Kız kardeşlerinin imam hatip lisesine gitmeye zorlanmamasını, biriktirdiği parasıyla da annesinin istediği fırının alınmasını istiyor...

Dünyadaki son nefesinden önceki son dakikalarında.

Biz de bir süre nefes almasak...

Hepimiz yere serilsek...

Belki bir süre hiç konuşmasak...

Bir meleğin ölümüne duyduğumuz derin üzüntü ve utançla...

Artık bu dünyada nefes almayan Enes anısına...

Başımızı öne eğsek...

Güzel Enes ,“Umarım beni anlıyorsunuzdur” demiş son olarak.

Dilerim Türkiye seni anlar, seni dinler güzel çocuk.

Eğer biz normal bir ülkede yaşıyor olsaydık...

Eğer ülkede vicdanların üzerine tonlarca beton dökülmemiş olsaydı...

‘Ağlayıp da gözümden mi olayımlar’ ülkesinde yaşamasaydık...

Utancımızdan, öfkemizden, üzüntümüzden...

Enes yerine bizlerin ölmesi gerekirdi.

Ama elbette en başta...

Cenneti vaat eden tarikatların bu çocuklara yaşattığı cehennemin taşlarını döşeyenlerin...

Ve göz yumanların ölmesi gerekirdi.