GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
29 Ekim 2011 Cumartesi

Bir maske kaç kere düşer!

28 Ekim 2011. Bu tarihi, bir dönemin son bulduğu gün olarak not edebilirsiniz.
Cumhuriyet Bayramını, Brezilya karnavalı veya Almanların faşingi ile karıştırmadılarsa, bu bir meydan okumadır. Gizli gündem gün ışığına çıkmış, gizli ajanda orta yerde gözümüze sokuluyor ve biz hala gizli bir şeyler var zannediyoruz.

Bir hafta önce meydana gelen Erciş depremini bahane eden hükümet, bir genelge yayınlayarak, Cumhuriyet Bayramı kutlama törenlerini iptal etti.
Bir anlamda Cumhuriyet’i yasaklamanın provası yapıldı. Hem de Cumhuriyetçilerin zekası ile alay ederek.

Van depreminin altında kalan iktidar, Cumhuriyet Bayramı kutlama törenlerini iptal ederek Türk halkına, adeta aba altından sopa gösterdi.
Müstakbel bölgesel gücün Van depreminin altında nasıl kaldığı konuşulmasın diye, gündem değiştirildi. 
Bakalım, bir taşla daha kaç kuş vuracaklar!
AKP iktidarı düştüğü yerden bir avuç toprakla kalkıyor.
 
Türkiye parça parça. Cumhuriyetçiler, İslamcılar ve Kürtler giderek birbirinden uzaklaşıyor. Toplumu ayrıştıran politikalar inatla sürdürülüyor. Ve Cumhuriyetçiler hiç olmadığı kadar yalnız ve örgütsüz.
Cumhuriyet’in kurumları bir bir yok ediliyor. Cumhuriyet’in ilgası için İslamcılar ve milliyetçi Kürtler gün sayıyor. Bu gidişle, yeni anayasa son durak olacak.
CHP’yi soran varsa, “kayıp” ilanları duvarlarda… Gören, bilen varsa haber versin…
 
Bu koşullarda, umudumuz, halkın ayağa kalkıp sokak sokak örgütlenmesiyle oluşacak bir halk hareketi olmalı. Ancak böyle bir halk hareketinden doğacak siyasal oluşum CHP’ye ve Cumhuriyet’e sahip çıkabilir.
 
Bir diktatörün ayak sesleri kulakları tırmalıyor. Halka, Türkiye’yi bölgesel güç, hatta emperyal güç yapmayı vaat ediyor. Din dogmalarıyla beyni yıkanmış toplum, “Yeni Osmanlı” hayalleriyle aldatılıyor.
Hedef, 2023!.. Durmak yok, yola devam!..
 
Üniter devlet ve ulusal kimlik, etnisite gurupları ve din gurupları tarafından yok edilmek isteniyor.
Milliyetçi Kürtler, ırka dayalı bir ulus oluşturmak istiyorlar. İslamcılar, Kuran hükümlerine göre bir kamu düzeni, İslam devleti istiyorlar.Bu isteklerine bağlı olarak Cumhuriyet’in son bulması, her iki gurubun da arzusudur.

Bu iki gurubun dışında kalan ve giderek yalnızlaşan Türk haklı, ya Kürt etnisitesinin ve İslamcıların tahakkümüne boyun eğecek ya da kendi yoluna gidecek.
Çünkü her iki gurubun siyasal dayatmaları, uzlaşma koşullarını ve toplumsal mutabakat zeminini yok ediyor. Bu gerçeği yok sayarak devletin laik ve üniter yapısını dönüştürmek, ülkeyi bölmeyi göze almadan mümkün değil.
 
CHP kendisine en çok ihtiyaç duyulan bu zor zamanlarda yeterince halkın yanında değil. Halk siyasal örgütlenmesini yapamıyor.
Kürsülerden konuşan vekiller, köşelerinden yazan yazarlar ile gidilecek bir yer yok artık. Halk kendi sözünü söyleyecek.
 
Cumhuriyet Aydınlanmasına beslenen husumet aleniyet kazandı. Maskelerin düşmesini falan beklemenin alemi yok. Zaten maske takan da yok. Her şey göstere göstere yapılıyor.
 
İslamcı hareket Cumhuriyet’e meydan okudu.
Bunda sonraki adım, yeni anayasa yaparak laik Cumhuriyet’e ve üniter devlete son vermek olacak. Hedefleri, “Atatürksüz Cumhuriyet.”
Bu meydan okuma bir davet ise; davetleri kabulümüzdür.
 
Türkiye’yi çok zor günler bekliyor.
Türk halkının Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun!