Bilhassa kimsesizlerin kimsesi olmayı hedefleyen laik-demokratik cumhuriyetimiz kadınları ve kız çocuklarını özellikle de kız çocuklarının bilimde ilerlemesini önemsemiştir.
Şimdi birkaç örnek seçelim onlarcasının arasından… Darülfünun'da fen bilimleri eğitimi alan ilk kadınlar arasında olan Prof. Remziye Hisar, Sorbonne Üniversitesi'nden doktora derecesiyle mezun olan ilk Türk kadındır. Madam Curie gibi çok tanınmış bilim insanlarının öğrencisi olmuştur.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Diş Tababeti mektebinden 1936 yılında mezun olan Dr. Ferdane Bozdoğan Erberk… İlk kadın diş hekimimiz… Kısa bir süre önce kaybettiğimiz İzmirli Ayşe Mayda ilk ortodontistimiz…
Geçenlerde Google’da doodle olan Sabire Aydemir, tıp okumayı planlarken, ilk defa veteriner fakültesine kız öğrencilerin alınacağını öğrenince hayvanlara olan sevgisi nedeniyle veteriner hekimliğini seçerek Ankara Üniversitesi’nden mezun olmuştur. Daha sonra bakteriyoloji alanında uzmanlık yapmıştır. Önemli bir kadın başarısıdır.
Sabiha Rıfat Gürayman… Birçok okul, hastane, hükümet konağı, halkevi, köprü ve bina yapımında görev almıştır. Anıtkabir inşaatında ise başmühendis olmuştur. Bir kadının başmühendis olması ülkemizle beraber dünyada da ses getirmiştir.
NASA’da çalışan ilk Türk bilim kadını olan ve Apollo ödülüne layık görülen Prof. Dr. Dilhan Ege Eryurt’un yaptıklarını nasıl görmezden geliriz?.
“En başta ailemde her zaman verilmiş olan “birileri başarmışsa hiçbir eksiğin yok, sen de başarabilirsin” teşvikinin artık toplumdaki genç kadınlar için bir örneğini oluşturuyor olmak, kısaca bu coğrafyada başarılı bir havacı kadın olmak çok güzel bir duygu.” Diyen ilk uçak mühendisimiz Dr. Okşan Çetiner’e saygı duymamak elde mi?
Türkiye, bilimsel ve teknolojik gelişmelere daha yüksek oranda katkı yapabilmenin yanı sıra, araştırma ve geliştirme çalışmalarının sonuçlarını ekonomik getiriye dönüştürmeyi başarma yolunda ilerlerken kadınlarımızın buradaki rolü büyük.
Bunun için genç kuşakları, sorunları aklın ve bilimin ışığında çözümlemeye çalışan, üretken bireyler olarak yetiştirmeli, bilim ve teknoloji politikalarını siyasetüstü yaklaşımla değerlendirilerek yapılandırmalı, üniversitelere, araştırma-geliştirme etkinliklerine, bilim alanında çalışma yürüten kuruluşlara yeterli kaynak ayırmalıyız. Ve de kadın kontenjanı!
Yaşadığımız sorunlara kalıcı çözümler üretilebilmesinin, ancak bilim insanlarımızın üstün çabalarına bağlı olduğunun bilinciyle, bilim insanlarımıza gereksinim duydukları koşul ve olanakları sunmalı, bilimsel verimliliklerinin artırılması için çaba göstermeli, beyin göçünün önüne geçmeliyiz.
Büyük Atatürk'ün koyduğu hedefler doğrultusunda, bilim ve aklın yol göstericiliğinde ilerleyen Türkiye, kadın-erkek ayırımı yapmaksızın tüm vatandaşları ve kurumlarının çabalarıyla, çağdaş dünyayla bütünleşmeyi sürdürecektir.
Tarihin ilk barış antlaşmasını imzalayan Hitit Kraliçesi Puduhepa’nın hikayesi çocuklarımıza ilham olsun!
Sevgili kadınlar, sevgili genç kızlarımız, sevgili kız çocuklarımız. Cinsiyetinden dolayı hayallerini küçümseyen ve niteliklerini göremeyen insanlar ailende, arkadaş çevrende veya çalışma ortamında bulunabilir. Vereceğin en güzel cevap umursamadan yoluna devam etmektir kız kardeşim.
Uluslararası Bilimde Kadınlar ve Kız Çocukları Günü kutlu olsun…