GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Neşe ÖNEN
YAZARLAR
21 Nisan 2023 Cuma

Bayramlardan bayram beğen

Ülkemiz, müthiş zengin bir kültürel coğrafya. Yüzlerce, belki de binlerce farklı gelenek ve töreye ev sahipliği yapıyor. Tarihin çok eski çağlarından beri, birbirinden farklı folklorik unsurlarla harmanlanarak, günümüze kadar gelen bu değerleri korumak, hepimizin borcu. Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük miras, medeniyetimizi inşa eden ve bizi biz yapan kültürel kalıtıma, sahip çıkmak olmalı diye düşünüyorum. Bu bağlamda, fazla uzatmadan, sözü; sosyal yaşantımızın ve dayanışma kültürümüzün en yapıcı bağlarından olan, dini bayramlarımıza bırakmak istiyorum.

Sizin için, Türkiye’nin çeşitli yörelerinde, halen yaşatılan, birbirinden ilginç bayram kutlama geleneklerinden bir demet seçki hazırladım. Bu konudaki kaynağım, 2011 yılında, bir grup üniversite öğrencisinin yaptığı derlemelere dayanıyor. Yazının sonunda, kaynağımı paylaşacağım. Bu vesile ile, değerli araştırmacılarımıza, çok önemli katkı ve emeklerinden dolayı teşekkür ederek; örf ve adetlerimizi yaşatacak, nice yeni araştırmalar yapılmasını da temenni ediyorum. Ümid ederim ki, bu köşede kısaca paylaştığım derlemeler, kültürel mirasımıza ilgi duyan pek çok araştırmacıya da ilham versin.

Kızlar Bayramı;

 “Kızlar Bayramı” Zonguldak’ın Alaplı beldesinde gençlik bayramı olarak da adlandırılan ve Ramazan ve Kurban Bayramları’nın son gününde gerçekleştirilen bir gelenektir. Bu bayram sayesinde gençler birbirleri ile tanışır, kaynaşır ve evlenip yuva kurarlar. Kurban Bayramı’nın dördüncü günü ve Ramazan Bayramı’nın son gününün ertesi günü “Kızlar Bayramı” adı verilen kutlamalar yapılır. Hükümet Caddesi’nde sabahın erken saatlerinde toplanan kalabalık içinde bekâr kız ve erkekler birbirlerini beğenir, evlenecekleri kişileri seçerler. Bu örnekte de görüldüğü gibi dinî bayramların İslami pratikler açısından önemi yanında kültürel ve sosyal işlevi de vardır. Kızlar bayramında gençlerin birbirlerini beğenmesi ve bunun evliliğe kadar gitmesi bu işlevin kanıtıdır.

Âmin bağırma geleneği; (Derleme Yeri ve Tarihi: Amasya/ Taşova/ Sepetli Köyü, 07.12.2009)

Kalfat köyünde şöyle icra edilmektedir. Köyde bayram sabahı ezanla birlikte erkenden kalkılır ve erkekler bayram namazına giderken, çocuklar bayramlıklarını giyip büyüklerinin camiden çıkmasını beklerler. Köyün erkekleri camiden çıktıktan sonra birbirleriyle bayramlaşırlar. Bayramlıklarını giyen çocuklar “âmin” denilecek diye büyükler camiden çıkmadan caminin önüne tek sıra halinde dizilirler. Köyün erkekleri de doğal olarak geleneği bildikleri için yanlarında getirdikleri şekerleri çocukların torbalarına teker teker koyup onları sevindirirler. Şekerleri alan çocuklar evlerine dağılırlar, camiden çıkan erkekler toplu hâlde mezarlık ziyaretine giderler. Mezarlıkta dualar edilir, tekrar camiye gelinir ve oradan herkes evlerine dağılır.

Aydın’ın Karacasu ilçesinde Ramazan ve Kurban Bayramı’nda aşure dağıtma geleneği;

Kurban Bayramı’nda kurban kesen herkes aşure dağıtmaktadır. Maddi durumu iyi olan bir aile tarafından aşure hazırlıkları başlar ve akşamdan su kaynatılır. Yakın komşular da yardıma gelir ve her evden bir malzeme toplanır. Aşurede en az yedi çeşit malzeme olması gerekir. Bir araya gelen komşular aşure hazırlarken dua da ederler. Tencereye her malzeme konuluşunda ağızlardan dualar, maniler dökülür. Bu dua ve manilerin bazıları şu şekildedir:


Ağzımız tatlı olsun
Gönlümüz şen olsun
Konumla komşumla
Yedirmek nasip olsun
Bereketini ver ya Rabbim,
Şifasını da ver ya Rabbim

Aşure piştikten sonra tabaklara koyulup üzerine ceviz ve susam serpilerek servise hazır duruma getirilir. Aşureye daldırılan ilk kaşığa bakla gelirse o senenin bereketli geçeceğine inanılır. İlk önce yaşlıların tattığı aşure sofrasına diğer kişiler de “siz de buyurun” denilerek davet edilir. Aşure hep birlikte yenilmeye başlanır. Yakın komşulara tabaklarla götürülürken daha uzaktaki evlere ise kovalara doldurularak kepçelerle ikram edilir. Kapı kapı dolaşan aşure dağıtıcısı komşusunu görünce şu maniyi söyler:

Etinizi yediniz

Tatlınızı da yiyiniz
Bir tabak veriniz de
Aşurenizi tadınız
 

Komşunun verdiği cevap ise şu şekildedir:
 

Etimizi yedik
Sıra tatlımızda
Allah kabul eylesin aşurenizi

Aşure dağıtıcısı da “afiyet olsun “ der ve başka bir kapıyı çalar. Aşure dağıtımı bu
şekilde karşılıklı mani söyleyerek devam eder. Aşure geleneği sayesinde komşuluk ilişkileri
gelişmekte, birlik ve beraberlik güçlenmektedir. Bu da geleneklerin bir arada tutma,
sosyalleşmeyi sağlama işlevlerini göstermektedir.

Bayram Çıkarma geleneği, Kastamonu’nun Taşköprü İlçesinin Kızılcaören köyünde
yaşatılan bir bayram geleneğidir;

Kaynak kişinin söylediğine göre, Kızılcaören köyü, Ramazan ve Kurban bayramlarında çevre köylerden gelen misafirler ile dolar. Bayram namazından çıkan cemaat cami avlusunda halka olur ve herkes birbiriyle bayramlaşır. Çevre köylerden bayram namazına gelenleri, Kızılcaören köylüleri ikişer, üçer kişilik gruplarla kendi evlerine götürürler. Çevre köyden gelen insanlarla birlikte kahvaltı yaparlar, yer içerler. Öğle namazına gidilirken, evde kadınların hazırlamış olduğu yemekler cami avlusuna götürülür. Bu yemekler arasında en yaygın olan kavurmadır. Yemekleri erkekler, kap kacak, çatal kaşık da yanlarına alarak götürür. Caminin avlusu geniş ve çimenliktir. Bütün köylü o avluya toplanır, çevre köylerden gelen misafirlerle birlikte yemekler yenir, salıncaklar, çıngırşaklar (tahterevalli) kurulur, eğlenilip hoşça vakit geçirilir. Daha sonra misafirler kendi köylerine gider ve köy halkı da evlerine dağılır.

Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinin bir bayramlaşma geleneğidir. (Derleme Yeri ve Tarihi: Ankara/ Kızılcahamam, 15.12.2009)

Geleneğin uygulanmasında çocuklar başroldedir. Kurban veya Ramazan bayramlarında, bayram günü sabahı, bayram namazından önce veya sonra, çocuklar kendi aralarında gruplar oluşturur. Grubun idarecisi olacak olan bir ebe seçilir. Ebe grubun ziyaret edeceği evleri belirler, bunun için ebe olacak çocuğun mahalleyi iyi bilmesi, mahalle halkını tanıması gerekir. Her çocuğun elinde kendisine ait torbası vardır. Ebe önderliğinde bayram namazından önce veya sonra çocuklar bütün mahalleyi kapı kapı dolaşırlar. Büyüklerin ellerinden öpüp, karşılığında yemiş, şeker veya harçlık alırlar. Topladıkları bu yemiş, şeker veya paralara “ebebiş” denir. Çocuklar bayramlaşma için kapısını çaldıkları evin önünde bir de tekerleme söylerler. Bu tekerleme şöyledir:
 

Ebebiş ebebiş
Vermeyen çürük diş

Tekerlemeyi duyan ev sahibi, çocuklar için önceden hazırladığı harçlık, yemiş veya
şekeri verir. Bütün evler gezildikten sonra havanın durumuna göre ya açık havada ya da kapalı bir alanda toplanan çocuklar, ebebişleri aralarında pay ederler. Daha sonra ya herkes evine dağılır ya da hep beraber eğlenmeye devam ederler.

Altta, kaynağını yazdığım bu derlemeler içerisinde, daha neler var neler! Google taraması yaparak bulabilir, pdf olarak güvenli bir şekilde indirebilirsiniz.

Her şeyin çok güzel olacağı, aydınlık nice güzel bayramlarımız olsun. Deprem ve sel felaketine uğrayan yurttaşlarımıza, karınca kararınca destek olmaya devam edelim. Bu bayram, dualarımızda ve gönüllerimizde onları da unutmayalım lütfen...

KAYNAK: RAMAZAN VE KURBAN BAYRAMI GELENEKSEL KUTLAMALARI 2011
Yayına Hazırlayanlar: M. Öcal Oğuz, Mehmet Kösemek, Nihan Çiçekoğlu, Tuna Yıldız