GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
11 Nisan 2010 Pazar

Balbay'a bir darbe de Cumhuriyet Gazetesi'nden...

Cumhuriyet gazetesi yönetiminin, Ergenekon davası kapsamında 400 gündür tutuklu olarak yargılanan Mustafa Balbay'ı Ankara Temsilciliği görevinden aldığını duyurdu önce gazeteler.’¶

Kararın, Ankara Bürosu'ndaki yönetim boşluğunu gidermek amacıyla ’“Balbay ile paylaşılarak’” alındığı; karar uyarınca Balbay’’ın yazılarını sürdüreceği, ayrıca  Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeliğinin de devam edeceği yazıyordu haberde.
Bir önemli ayrıntı  da, Cumhuriyet’’teki bu önemli operasyonun, Cumhuriyet Vakfı adına gazetenin imtiyaz sahibi olan ve ’“Ergenekon davasında Balbay ile birlikte’” yargılanan İlhan Selçuk'un devam eden tedavi süreci öncesinde verdiği onayla yapıldığıydı. 

Haberi okuyunca, içim cız etti.

Bugüne kadar medyada yöneticilik görevi yaptıktan sonra kendi isteği dışında farklı operasyonlarla görevden alınmış pek çok yönetici örneği varken, niye içimin cız ettiğini sorabilirsiniz.

Belki de sormaz’… 15 aydır hapiste olan ve henüz yargılanma süreci bitmemiş bir gazetecinin ’“temsilcilik’” görevine son verilmesinden dolayı, benim gibi, kendi içinizin de bir garip olduğunu söyleyebilirsiniz.

Bu haberden bir gün sonra, dün internete düşen haber, içimdeki ilk ’“cız’”ın tamamlayıcısı  oldu. Ankara Temsilciliği’’nden ’“kendi onayı’” ile alındığı ifade edilen Mustafa Balbay’’ın yerine, Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer’’in getirildiği, Çakırözen’’in Mayıs başında yeni görevine başlayacağı duyuruluyordu.

Bu ikinci haberin ilginç ayrıntısı da şuydu:

Daha önce Milliyet gazetesinde de çalışan Çakırözer, bir dönem Cumhuriyet’’te muhabir olarak da çalışmış, ancak dönemin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay tarafından işten çıkarılmıştı’…

Yani’… Hapisteyken görevden alınan Balbay’’ın yerine, Ankara Temsilcisi’’yken işten çıkardığı kişi atanmıştı. 
 
Kısa bir süre önce Vatan Gazetesi’’nin internet sitesinin yayın yönetmeni olan Aylin Duruoğlu, bir örgütün üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanmıştı, hatırlayacaksınız.
Aylin, 10 ay duruşmaya çıkarılmasını  tutuklu olarak beklerken, Vatan Gazetesi ’‘aslanlar’’ gibi arkasında durmuş; duruşma günü de Zafer Mutlu ve Güngör Mengi başta olmak üzere, gazetenin bütün ağır topları mahkemede hazır bulunmuştu.

Aylin’’in tutuklu olduğu 10 ay süresince Vatan’’ın internet sitesindeki ’‘yönetici konumunu’’ hiç değiştirmeyen Vatan Gazetesi yönetimi, Aylin’’in olmadığı dönemde işi ’‘vekaleten’’ atadıkları bir isimle devam ettirmiş; Aylin, tutukluluğu sona erince yeniden makamına dönmüştü. Halen de gazetevatan.com’’da yayın yönetmenliği görevinde’…
  
Cumhuriyet Gazetesi’’nin iç işlerini ve nasıl işlediğini bilemem. Bilmek de istemem, ayrıca o gazetedeki işleyişe, aklımın ereceğini de sanmam; o da ayrı.

Bir düşündükleri vardır mutlaka der geçerdim bu görevden alma, yerine ilginç bir atama yapılmasıyla ilgili’… Ama atamanın Mustafa hapisteyken yapılması tuhaf, çok tuhaf, dahası çok incitici geldi bana.

Hele önümüzde çok yakın bir örnek Aylin Duruoğlu varken’…
Vatan Gazetesi, Aylin’’in yöneticilik pozisyonunu o hapisteyken dondurmuş, özgürlüğüne kavuştuktan sonra da aynen iade etmişken’… Cumhuriyet’’in bu görevden alma tarzına ve yerine yaptığı atamaya, hiçbir anlam veremedim; yadırgadım.
Vekaleten bir atama yapılarak, işlerin devam etmesi elbette sağlanacakken, Balbay’’ın özgürlüğe kavuşmasını beklemeden yapılan bu görevden alma; anlaşılabilecek/onaylanabilecek bir davranış gibi görünmedi bana. Üzüldüm.
 
Önceki gün duruşmasında mahkeme heyetine ''Tutuklandığımda oğlum 9 aylıktı, şimdi 2 yaşında. Dayanamıyorum, görüşmeye çağırıyorum, aradaki camı pencere sanıp açmaya çalışıyor. Kızım, babaları hapis yatan, cinayete kurban giden çocukları inceliyor. Bu bir sosyal olgu. Elinizi vicdanınıza koyun'' diyen Mustafa; ’“onayı alınarak’” yapıldığı iddia edilen bu görevden almaya ve yerine de ’‘işten çıkardığı bir gazetecinin getirilmesine’’ acaba ne diyor?
Mustafa, kendisine bu görev değişikliğini bildirenlere de ’“elinizi vicdanınıza koyun’” dedi mi acaba diye düşünmeden, ’“Bir Vatan’’a bakın, bir de Cumhuriyet’’e’” demekten, kendimi alamıyorum işte’…
* * *
ZORUNLU BİR EK: Bu yazıyı dün akşam kaleme almıştım ve bugün egedesonsoz’’e yayınlanması için göndermeyi planlıyordum ki; yazıyı göndermeden, sonsayfa.com’’da Mustafa Balbay'la ilgili şu habere rastladım. Aynen şöyleydi haber: 
Balbay’’dan Cumhuriyet’’e tepki 

İkinci Ergenekon Terör Örgütü davası kapsamında yargılanan Mustafa Balbay, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilciliği görevinden alınmasına tepki göstererek, ’“Görevden almayı düşündüklerini söylediler. Fikrimi sordular. Ama ben böyle bir kararın yanlış olacağını, beni yaralayacağını söyledim. Bu kararda benim mutabakatım yok’” dedi.

Balbay, Ankara Temsilciliği görevinden alınmasına tepki göstererek, ’“Cumhuriyet gazetesi beni yaraladı’” dedi. 

Mustafa Balbay, İkinci Ergenekon davasında birlikte yargılandığı tutuksuz Fatma Sibel Yüksek'e İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda konuştu. 

Cumhuriyet gazetesi yönetiminin Ankara Temsilciliği görevinden alınmasına ilişkin konuyu kendisiyle konuştuğunu kaydeden Mustafa Balbay, ’“Görevden almayı düşündüklerini söylediler. Fikrimi sordular. Ama ben böyle bir kararın yanlış olacağını beni yaralayacağını söyledim. Çünkü ben burada aynı zamanda Cumhuriyet gazetesinin temsilcisi olduğum için de yargılanıyorum. Hakkımdaki bütün iddialar ve sorulan sorular gazeteci olarak bu sıfatım üzerinden soruluyor. Bunları gazete yönetimine söyledim. Böyle düşünmeme rağmen görevden almışlarsa bilemiyorum. Bu kararda benim mutabakatım yok’” dedi.