GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
9 Nisan 2010 Cuma

AKP’’nin gıcıklığı sadece İzmir’’e, Karşıyaka’’ya, Balçova’’ya değil ki...

Ulusaldaki/yurt sathındaki tepişmeyi ulusal kalemlerden okuyoruz biz de sizin gibi.
Yereldeki çekişmenin/tepişmeninse tam ortasındayız. Önünü/ardını yeterince görebilecek durumdayız. En önemlisi bu kentte yaşıyoruz.’¶
’“Caddeler bal dök yala’” diyene ’“hani nerde’” diyebilecek; ’“pislikten kırılıyoruz’” eleştirilerine ’“sen nerede yaşıyorsun’” hizası çekebilecek durumdayız.
Ne iktidarın pembe gözlüğüyle bakma, ne de muhalefetin her şeyi kara gösterme çabalarına aldanacak konumdayız yani.
Yani en azından bir kısım gazeteciler’…
 
Bir süredir yerel basındaki gazeteci milleti olarak, o belediyeden bu belediyeye taşınıp duruyoruz.
Yerel yönetimlerde birinci yıllarını dolduran belediye başkanlarının, bu bir yılda neleri yapıp neleri yapamadıklarını dinliyor; dinlediklerimizle de bildiklerimizi/gözlemlerimizi karşılaştırıyoruz.
Asıl değerlendirmeyi yapanın/yapacak olanın o ilçede yaşayan halk olduğunu biliyoruz elbet ama sonuçta biz gazeteciler de uzayda ikamet etmiyoruz.
Her birimizin yaşadığı bir ilçe/semt var ve her birimiz, çalıştığımız/gezdiğimiz ilçelerdeki yapılanları/yapılmayanları (istersek) görecek gözlere sahibiz.
 
Bugüne kadar eteğindeki taşları döken belediye başkanlarına yapamadıkları/gerçekleştiremedikleri kimi hizmetlerinden dolayı kızsam da, ortada çok somut bir gerçek maalesef.
O da, AKP’’li belediye başkanı olmadıkları için, AKP iktidarınca koruyup kollanmamaları. Bırakın koruyup kollanmayı, üzerlerine basılmaya çalışılması.
Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, ’“şapkadan tavşan mı çıkaracaktım’” derken çok haklı mesela.
80 trilyonluk belediye gelirine karşılık, her ay 3.5 trilyon işçi/memur maaşları ile gel de şapkadan tavşan çıkart! Üstelik bu 80 trilyonun 20 trilyonunu iktidar tarafından ’‘bilerek/kasıtlı’’ yapılmış Karşıyaka/Bayraklı ayrışmasından dolayı ortada kalan Kent A.Ş işçilerine kıdem tazminatı olarak tırak diye ödemişken’…
Geriye kalan 60 trilyonu bozdur bozdur harca durumu varken, kim Karşıyaka Belediyesi’’nden yapılmayan hizmetlerin hesabını, çatır çatır sorabilir ki?
Her gün her belediyenin tepesinden ayrılmayan, otu boku bahane edip bütün evrakların, ciddiye alınmayacak ihbarlarda bile altını üstüne getirerek bürokratların ödünü koparan, böylece doğası gereği zaten hantal olan bürokrasinin canına hepten ot tıkayan müfettişlerden bahsetmiyorum bile!
 
Cevat Durak, kibar adam.
O, Karşıyaka Belediyesi’’nin önüne iktidarca çıkarılan engelleri, her zamanki efendi üslubuyla anlattı durdu geçen gün seneyi devriyesinde.
Uzun süredir işçi alacaklarını bile ödemekte kıvrım kıvrım kıvranan Balçova Belediyesi’’nin CHP’’li Başkanı Mehmet Ali Çalkaya ise, sinirinden neredeyse ağzını bozma kıvamına gelmiş durumda.
Faaliyet raporunun görüşüldüğü Meclis toplantısında altı yıllık dönemde İller Bankası paylarındaki/diğer gelir kalemlerindeki azalışları ve giderlerdeki artışları, istatistiklerle anlatan Çalkaya, ’“Kesintilerimiz 2004’’ten 2009’’a yüzde 15’’ten yüzde 37’’yı çıktı. Ekonomik kriz nedeniyle emlak vergisi gelirlerimiz düştü, yakıt fiyatları sürekli arttı. Gelirlerimiz kesintiye uğrarken, giderlerimizin artmasına rağmen bu kentte sosyal belediyecilik adına çok ciddi işler yaptık. Söz verdiğimiz her şeyi de yapacağız’” dedi..
Ekonomik sıkıntılara, bir de iktidarın engellenmelerinin eklendiğini ise şu cümlelerinden anlıyoruz Çalkaya’’nın:
’“Sakarya Caddesi’’nden Mithatpaşa Caddesi’’ne yol açmak için proje hazırladık. Ancak İstanbul Mecidiyeköy’’de 6 kilometrelik viyadük altını veren Karayolları, deprem riski gerekçesiyle bize vermedi. İstanbul’’da deprem riski yok mu? İzmir’’e gıcığınız mı var?’”
 
’“AKP’’nin İzmir’’e bir gıcığı yok diyebilecek kaç kişi var aramızda?’” diye sormayacağım elbet. AKP’’nin gıcığı sadece İzmir’’e değil, kendinden olmayan herkese diyeceğim.
Adana’’da ’‘malı götürdüğü’’ için görevden alınan Aytaç Durak’’ın yerine Belediye Başkanvekili seçilmeye çalışılıyor biliyorsunuz. Adana’’dan mail atan bir dost, bakın nasıl bir bilgi göndermiş bana:
’“Malumundur ki, Adana'da Aytaç Durak'ın yerine meclisten belediye başkanı seçimi yapılmaktadır. Bugün 2. tur seçimi ile ilgili Adana 5 Ocak gazetesinde yayınlanan bir köşe yazısından alıntı aynen aşağıdadır.
Sedat Memili, iki fotoğraf başlıklı yazısında şöyle yazıyor:
’‘Yüreğir AKP İlçe Belediye Başkanı Sayın Mahmut Çelikcan, Kanal A televizyonu Bir Ters Bir Düz programında canlı yayına katıldı ve gazeteci arkadaşlarımızın sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine neden aday olduğunu açıkladı. Bire bir olmazsa bile anlam olarak verdiği yanıt şöyleydi:
’‘Eğer ben seçilirsem, Adana'nın yolu açılacaktır. Başbakanımızın talimatı bu doğrultudadır. Metro bitecek, yatırımlar gelecek, istihdamın önü açılacak..’’
Dinlediğimde şok oldum.
İktidar partisinin ilçe belediye başkanı, Adana'nın başbakan tarafından cezalandırıldığını itiraf etmiştir. (Bu anlatımı Sayın Çelikcan'ın dürüstlüğüne yorumladım.)
Belediye başkanı AKP'li olunca, iktidarın yetkileri ile bir çok olanaktan faydalanacağını söylemek ne demek? Bir anlamda Adana halkını tehdit demektir..’”
 
Nasıl? Biz İzmirlilere hiç yabancı değil bu satırlar değil mi?
İktidarın bu ayıp ötesi kayırıcılığına karşı gel de öfkelenme, gel de yerel yönetimlerdeki CHP’’lilerden dört dörtlük hizmet bekle!
’“Ama’”ları bilince insan, ister istemez ’“keşke’”ler çıkıyor önüne; o da el bağlıyor haliyle.
Ve bir gazeteci olarak, çok can sıkıyor. Bu da biline’…