GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
1 Ağustos 2011 Pazartesi

30 gün daha iyi birer insan mı olacağız?

Radikal’de Tarhan Erdem’in araştırmasıyla karşılaşana dek, Ramazan’la ilgili yazmayı hiç düşünmüyordum.
Aile büyüklerim için gerçekten önem taşıyan, hele babamın adeta ip çekerek beklediği bu ay, benim için uzun süredir hiçbir şey ifade etmese de, çevremdeki insan davranışlarının nasıl değiştiği (ya da değişmediği) üzerine gözlem yapmak, her zaman baki. Bu yüzden Erdem’in araştırmasını merakla okudum ya….
 
Türkiye’nin yüzde kaçının oruç tuttuğunu araştırmış Tarhan Erdem.
‘Oruç nedir’den, bazı ramazan aylarının 30 yerine 29 gün olduğundan, bu yıl da 29 gün oruç tutulacağından başlayıp; bu aylarda namaz vakitlerinin yere ve mevsime bağlı olarak nasıl değiştiğine, bu yıl en uzun orucun (16 saat 22 dakikayla) 1 Ağustos’ta Sinop’ta tutulacağına kadar kısa ve öz bazı dini bilgiler veren Erdem, en merak ettiğimi, en sona almış yazısında.
Şöyle bilgilendirmiş okuru:
“Görüşülen deneklere, ‘Namaz kılar mısınız?’, ‘Oruç tutar mısınız?’ ve ‘Cuma namazı kılar mısınız?’ soruları ayrı ayrı sorulmuş ve alınan sonuçlar aşağıdaki tabloda toplanmıştır:
Bu üç ibadet biçiminden en çok uyulanı oruçtur. Yetişkin yurttaşlarımızın yüzde 60 çevresinde olanı her ramazanda oruç tuttuğunu söylemektedir.
Hiçbir zaman oruç tutmayan yurttaşımız, yüzde 8 ile 4 milyonun biraz üstündedir.
Bu yazı yayımlandığında, ülkemizde yaklaşık 37 milyonun üstünde kadın ve erkek oruç tutmaya niyetlenmiş olacaktır.
10 milyon çevresinde yurttaşımız da, değişik neden ve durumlar nedeniyle bir-iki gün ya da bu ramazan oruç tutmayacak olanlardır.
 
Tarhan, yurttaşların kendilerini dindarlık açısından nasıl tanımladıklarıyla ilgili olarak da şu verileri paylaşmış:
“ Son aylarda gerçekleşen araştırmalarda sorduğumuz sorulardan biri de ‘Dindarlık açısından kendinizi aşağıda okuyacaklarımdan hangisiyle tarif edersiniz?’ idi.
Bu sorunun on altı aylık sonuçları ortalaması aşağıdaki tabloda görülmektedir. 18 ve üstü yetişkinlerin yüzde 68’i kendini “dindar” veya “sofu” olarak tanımlamaktadır. Yani 34 milyon insanımız kendini ‘iyi Müslüman’ saymaktadır. Benim gibi, ‘inançlı ama dinin gereklerini yerine getirmeyen veya getiremeyen’ kişiler 16 milyon kadardır.”
*
Son sayıma göre, 74 milyon nüfus içinde, yarısının ramazan ayı boyunca oruçlu olacağını, 10 milyon civarında vatandaşın da bu ibadeti ara ara yerine getireceğini öğrendiğimize göre soralım o zaman.
Türkiye bu 30 gün boyunca (ve izleyen günlerde), daha iyi bir yer mi olacak?
Trafikte birbirine küfür eden, el kol sallayanlar azalacak, hatta insanlar birbirlerine olağanüstü nazik/hoşgörülü mü davranacak?
30 gün boyunca, sağında solunda mahallesinde ya da çevresinde aç/açıkta olan var mı diye dertlenilecek mi?
Açlıkla/susuzlukla terbiye olan nefisler, aç/susuz insanların neler hissettiklerini gerçekten anlayıp ramazan ayından sonra da bu farkındalıklarına göre bir yaşam biçimi mi sürecekler? Yani açları doyurmaya devam mı edecekler?
Ağızlarından çıkacak her sözü 9 boğum gezdirecekler mi?
Rüşvet azalacak mı?
Küsler barışacak mı?
Bu cehennem sıcağında nasıl susanıldığını fark edip kapılarının/apartmanların önlerine birer kap da sokaklardaki kediler/köpekler için bırakacaklar mı? Ekmek kırıklarını saçak önlerindeki kuşlarla paylaşacaklar mı?
Giderek sevginin saygının yok olduğu, insanların her geçen gün daha fazla ‘benden sonrası tufan’ anlayışıyla hareket ettiği, büyüğün küçüğe sevgisini, küçüğün büyüğe saygısını yitirdiği bu güzel ülkem, bu ramazan sonunda daha iyi bir ülke olacak mı?
Yollarda birbirini ezmeye çalışarak/dayılanarak yürüyen güzel halkım, daha sevecen, daha hoşgörülü, daha anlayışlı, daha saygılı bir topluma dönüşecek mi?
Yoksa her yıl olduğu gibi sormaya devam edecek mi bencileyin 4 milyon:
Daha çok Müslümanlaştığımız halde, 30 gün nefsimize hakim olup oruç tuttuğumuz, daha çok namaz kıldığımız, daha çok hacca gittiğimiz halde, niye birbirine şarlayan, tahammülü olmayan, kadınlarını/gençlerini/çocuklarını öldüren/döven insanların sayısı azalacağına artıyor?
Ve merhamet… Ve vicdan… Ve hoşgörü… Ve empati… Niye artmıyor?