GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
22 Haziran 2011 Çarşamba

CHP seçmeni, ‘küçük Emrah’ gibi

Söz Meclisten İçeri’de her şey, programı izleyen İbrahim Baytak’ın Bergama’dan gönderdiği mail ile başladı.
Sevgili Ümit (Yaldız) ve Nedim (Atilla) o dakikadan itibaren karşılıklı salvolarla stüdyoda hop oturup hop kalktı. (Bendenize de yine ortada ortamı sakinleştirme rolü kaldı!)
‘Sayın Baytak ne demişti de stüdyo ayağa kalkmıştı’ya gelmeden önce, İbrahim Bey’in birkaç gün önce şahsi e-postama gönderdiği maili paylaşayım sizlerle.
61 yaşında emekli kadastro müdürü emeklisi olduğunu, Ege tv’deki Söz Meclisten İçeri programını beğenerek izlediğini, yerel Kuzey Ege gazetesinde de yazdığını belirten İbrahim Bey, ‘hiç göreve talip olmadım ve olmayacağım’ vurgusuyla sade bir CHP üyesi olarak, İzmir seçim sonuçlarının yorumunu yapıyordu mailin girişinde.
Seçimlerde İzmir sonuçları hakkında söylenenlere katılmadığını, ‘CHP’yi başarısız diye adlandırmanın haksızlık olduğunun’ altını çizen sayın Baytak, görüşünü kamuoyu ile paylaşmamdan sevinç duyacağını belirterek, şöyle devam etmişti:
 
“Bu seçimlerde İzmir sonuçları hakkında söylenenlere katılmıyorum.
 AKP medya gücü ile ‘CHP İZMİR'DE BAŞARISIZ, YAKINDA İZMİR'İ DE ALIRIZ’ propaganda bombardımanı başlattı.
Bu bombardımana karşı duramayan CHP savunmaya geçti, iddiayı kabullendi.
Ama gerçek hiç de öyle değil.
2007 seçimleri ile 2011 seçimlerini karşılaştırdım.
İZMİR 1. bölgede, CHP’nin oyu % 6,69 artmış. AKP’nin oyu % 4,39 artmış. MHP’nin oyu % 3,15 azalmış.
 İZMİR 2. bölgede, CHP’nin oyu % 11,64 artmış. AKP’nin oyu % 10,64 artmış. MHP’nin oyu %   1,53 azalmış.
İZMİR 1 ve 2. bölgede; DP, SP ve GP silinmiş. MHP oyları azalmış. Oyları büyük oranda AKP’ye gitmiş. AKP’nin oy artışı bu partilerin oylarını alarak olmuş; MHP’nin kaybettiği milletvekillerini alarak da milletvekili sayısını artırmış.
CHP’deki oy artışı, yeni seçmen artışı ile olmuş. CHP yeni 1’er ‘toplam 2’ fazla milletvekilini oy artışı ile almış.
Bana göre, CHP İzmir’de bu seçimlerde BAŞARISIZ DEĞİLDİR.
Bundan sonraki seçimlerde AKP’nin eriteceği ve oylarını alacağı bir parti yok.
Bundan sonraki seçimlerde AKP oyları da artmaz.
AKP işte bu başarısına seviniyor.
Bazı ilçelerde de AKP oylarında artış bu nedenle olmuş.
İzmir’de; BUCA, GAZEMİR, KARBAĞLAR, TORBALI, BAYRAKLI, BERGAMA, KEMALPAŞA, KİRAZ, MENEMEN, ÖDEMİŞ ve TİRE ilçelerinde
AKP’nin CHP’den fazla oy almasının bir nedeni de,
Bu ilçelerde YEREL YÖNETİMLERİN “belediye – ilçe örgütü” YETERİ KADAR BAŞARILI OLMADIĞI dile getirilmektedir.
Ve bunda haklılık payı vardır.
Bu durum, muhakkak CHP genel merkezi ve il yönetim tarafından görülecek, gerekli uyarı ve önlemler alınacaktır. 2014 yerel seçimlerinde yine CHP, bütün ilçelerin yerel yönetimlerinde iktidar olacaktır.”
*
Ümit Yaldız, programda egedesonsöz’de üç gündür yazdığı ‘seçimlerin dünü ve bugünü’ analizinin özetini yapmaya, Nedim’le araya girip sorduğumuz sorulara da yanıt vermeye çalışırken programı geren, İbrahim Bey’in “AKP’nin onlarca yandaş medyası varken, bu yandaş medya AKP’yi göklere çıkarırken, CHP’yi yerden yere vururken, 8.5 yıldır iktidarda olan ve gerçekte her şeyden sorumlu olan AKP ile ilgili merkez medya bir tek yanlışını yazıp söyleyemezken, aksine her gün ekranlarda ve gazetelerde CHP yerden yere vurulurken, dahası Kılıçdaroğlu CHP’nin başına geleli ancak bir yıl olmuşken, işsizlik, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik olduğu yerde dururken, hala daha Kılıçdaroğlu’na CHP’ye vurulması, sonra da CHP başarısız oldu demek ne kadar adil” diye soran maili oldu.
Bu ‘hesap soran/suçlayan’ soru tarzı Ümit’in sinirlenmesine, Nedim’in onun üzerine tuz-biber ekmesine ve programın neredeyse tamamının bu minvalde yürümesine neden oldu.
Sayın Baytak’ın yazdıklarının benzerine, CHP’yi savunan, bizlerden de savunma yapmamızı isteyen çok sayıda izleyici maili/telefonu eşlik edince… Bu ortak duygunun nedenleri, bu kez farklı boyutlarda düşündürdü beni.
Uzun yıllardır (yerel başarılar hariç) iktidar yüzü görmeyen CHP’ye buna rağmen bağlı/sadık kalmış, uzun süredir ilk kez Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığıyla heyecanlanıp rüştünü yeniden ispat etme umuduna kapılmış CHP seçmeni, yaşadığının hayal kırıklığı olduğunu itiraf edemediği gibi, inkarı seçiyordu.
Dahası, bu gerçeği yüzüne vuranlara da fazlasıyla öfkeleniyordu.
CHP yöneticilerinin çoğunluğunun, başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, ‘kendi pozisyonlarını koruma adına partinin aldığı sonuçları başarı olarak’ lanse etmesi de seçmendeki inkar duygusunu artırıyordu.
Oysa Kemal Kılıçdaroğlu daha ilk günden ‘başarılıyız’ açıklaması yerine ‘hedefimize ulaşamadık, çok çalıştık ama yetmedi’ deseydi, sonraki günlerde ise AKP’nin yüzde 50’sini ‘Stockholm sendromu’ gibi son derece karmaşık ruh durumlarında kullanılan bir psikiyatri terimi ile açıklamaya kalkmayıp ‘önceliğimiz partimizin aldığı bu sonuçların tahlilini bilimsel olarak yapmaktır. Halkın seçiminin nedenini anlamaktır” sözlerini tercih etseydi, hem kendisine yakışanı, hem de seçmenin doğruyu adlandırmasına öncülük yapmış olurdu.
CHP seçmeni hakikaten çok çok üzgün.
Yerel yönetimlerden çok şikayetçi olsalar da partilerinin başarısız olarak tescillendiğini duymak istemeyecek kadar duygusal karmaşa/inkar hali içindeler.
‘AKP’nin sonsuza kadar iktidar, CHP’nin sonsuza kadar muhalefet olarak kalacağı’ korkusu/endişesi taşıyorlar.
Ve özellikle İzmir seçmeni… Bugüne kadar ‘İzmir başka’ mitiyle konumlandırılan, giderek yaşlanmasına, eski çekiciliğini kaybetmesine rağmen ‘ama mihrap da yerinde’ diyerek aldığı tesellilerle hala dik yürümeye çalışan geçkin bir kadın misali, mağrur gezen İzmir seçmeni… Çok daha fazla üzgün, çok daha fazla şaşkın, çok daha mahcup…
Öyle ki… Filmlerinde her zaman namuslu, dürüst, yardımsever bir profil çizmiş, sinema dünyasının en talihsiz karakteri ‘Küçük Emrah’ı aklıma getiriyor CHP seçmeni bana. Başı bir türlü dertten kurtulmayan, bir türlü mutluluğu yakalayamayan, her fırsatta kaderin sillesini yiyen, yedikçe ezilen ve karamsarlığın diplerine vuran o Emrah kişiliğini.  
Kılıçdaroğlu’nun AKP’li seçmene ithaf ettiği ‘Stockholm sendromu’na karşılık, CHP’li seçmene ‘küçük Emrah sendromu’nu yakıştırmam, biliyorum ki kimi CHP’lileri yine çok kızdıracak. İçerleyecekler bana.
Oysa amacım onları kızdırmak değil. AKP’nin tüm yaptıklarına/yapamadıklarına rağmen artan başarısından şahsım da fazlasıyla rahatsız ve mutsuz üstelik.
Ama ‘ezik ruh’ haline girmenin en büyük tehlike; yapılacak en doğru davranışın ‘kendini kandırma’ değil, ‘kendinle hesaplaşma/yüzleşme’ olduğunu düşünüyorum.
Kendi adıma, seçim sonuçlarının her parti açısından tahlilini yapmaya, bu konuyla ilgili yazılan/söylenen her şeyi dinlemeye/okumaya, kendime yeni pencereler açmaya çalışıyorum bu yüzden.
Ama açık söyleyeyim, kronikleşmiş hizip virüsüyle cebelleşen CHP için ‘bu süreci sağlıklı yapabileceklerine dair’ pek de ümitli değilim.
Seçmenlerin bu hesaplaşmayı bireysel olarak kendi içlerinde yapmaması için hiçbir bir engel yok elbet..