GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
19 Şubat 2024 Pazartesi

100 gün sonra neden sahada?

Asırlık CHP’nin...

Çatı katındaki “1 Numaralı” koltuğunu bırakalı...

Tam 100 gün geride kaldı...

Özgür Özel’e...

Sandıkta yenilince; köşesine çekilmedi...

Gazi Meclis’e yakın dubleks bir çalışma ofisi açtı...

Üstelik o adres...

“Altılı Masa” ortaklarından...

Davutoğlu, Akşener ve Babacan'ın ofislerine komşuydu...

Ziyaretçi akını hala ilk günkü gibi...

Misafirleri, O’na ne diyor?

O konuklarını nasıl ağırlıyor?

Anlatılanlara bakılırsa...

O çalışma ofisinin mutfağında...

Her gün börek bile açılıyormuş...

***

Ancak...

Siyaset’te önemli olan...

“Oturmak yok; sürekli ziyaret şart!”

Ankara’nın siyasi kulislerini “havalandıran” ise...

Acaba...

O ilk “açık hava” ziyaretin adresi neresi olacaktı?

***

Son 13 yıldır...

CHP’ye kaptanlık yapan Kemal Kılıçdaroğlu...

Kısa adı “OSTİM” olan...

Ortadoğu Sanayi ve Ticaret Merkezi’nde...

Tamirhane sahibi Ekrem Erol usta tarafından...

Kahvaltıya davet edilmişti...

Kılıçdaroğlu hiç yokuşa sürmedi...

Konuk olduğu adreste...

Bir düzine çalışanla tek tek tokalaştı...

Ardından...

“Allah ne verdiyse” sofrasına geçti...

Masada gevrek, zeytin ve peynir vardı...

Demli çayın eşliğinde...

Her soruya cevap verdi...

Önerileri can kulağıyla dinledi...

Ancaaak...

Arkasındaki duvarda duran özlü söz...

Adeta...

“1000 kelimeye” eşitti ve aynen şöyleydi:

“Bir daha bu yolları aynı hevesle öyle yürürüm ki; şok olursunuz!”

Yeni değil, belli ki...

Çok önceden duvarda yerini almış o söz kümesi...

Birisi demiş; kim demiş meçhul...

Ama sağlam demiş!

Hani...

Bazen kendimizi tutamayıp deriz ya:

“Hayat tesadüflerle(*) dolu...”

Ancak...

Bir beylik söz daha dolaşıyordu o kahvaltıda...

Patenti...

Süleyman Demirel’e ait:

“Siyasetin giriş kapısı var ama çıkış kapısı yoktur...”

Neden böyle demiş Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Demirel?

İşte cevabı:

Yedi farklı hükûmette toplam 11 yıl başbakanlık yaptı...

İki siyasi partide genel başkan oldu (Adalet ve Doğruyol)...

İnönü ve Erdoğan’dan sonra en uzun süre görev yapan başbakan...

41 yaşında başbakanlık koltuğuna oturan en genç başbakan...

40 yaşında parti genel başkanı olan en genç politikacı ve...

30 yaşında bir kamu kurumuna atanan en genç genel müdür...

90 yaşında hayata veda ederken...

Hala siyaset konuşuyordu dostlarıyla...

İşte bu nedenle...

Patenti Süleyman Demirel’e ait...

“Siyasetin giriş kapısı var ama çıkış kapısı yoktur!”

Özlü sözü hep geçerlidir...

Ve...

Asla “zaman aşımı”na uğramaz...

Bakın...

Amerika Birleşik devletleri Başkanı Biden...

82 yaşına bitirmek üzere...

“Oval Ofisi” bırakıyor mu?

***

Dönelim tamirhanedeki sabah kahvaltısına...

Kemal Kılıçdaroğlu...

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel‘in...

“Siyasetin giriş kapısı var, ama çıkış kapısı yoktur...”

Sözüne atıfta bulundu...

Dahası...

Demirel’in cumhurbaşkanlığı sonrası bile...

Siyaset yapmaktan geri kalmadığını belirtti...

***

Bi’ayrıntı daha var o mütvazı esnaf kahvaltısındaki sohbette...

Mesela...

Kılıçdaroğlu neden?

Parti içi meseleler hakkında konuşmak yerine...

CHP’nin başarısını önemsediğini ve...

Parti içi konuları dışarıda tartışmayacağını söyledi...

Acaba...

“Bir fikri ve eylemi mi olacak?”

***

Bitiriyoruz...

Koltuğu bıraktıktan tam 100 gün sonra...

Ankaralı esnaf-sanatkarla kahvaltıda buluşurken...

Kılıçdaroğlu gelecek için neler planlıyordu acaba?

Bu soruyu...

CHP’ye yarım asır emek vermiş…

Politika’nın her basamağında taçlanmış değerli büyüğüm…

Bülent Baratalı’ya sordum...

Bakın neler dedi:

“Kendi ifadasi ile, CHP’nin 7’nci genel başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, zihni ve ofis çalışmalarından sonra belli ki sahaya çıkmaya karar vermiş... Mesaj şudur: (Ben buradayım ofis çalışmalarımızı tamamladık destekçilerimizle birlikte bundan böyle sahadayız...) Ayrıca görüyoruz ki, Kurultay’ı kaybetme riskini hiç hesap etmediğini söz konusu ofis çalışmalarından anlıyoruz... Bu çalışma ofislerini Kemal Bey’in yakınları açtı... Ankara’daki ofis eski sayman ve genel başkan yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun, İstanbul’daki ofis ise Eren Erdem adına faaliyete başladı... Bu merkezlerden yeni yönetime salvolar yapıyorlar... Özellikle Eren Erdem, (Aleviler dışlandı, aday yapılmadı) sloganının yayılmasını sağlıyor... Görünen o ki, Kemal Bey ve ekibi gelecek seçimlere hazırlanıyor... Şurası önemli; genel merkezde kendini ifade edemeyenler soluğu sayın Kılıçdaroğlu’nun ofislerinde alıyorlar... Kapıda bekleyen yerel seçim, özellikle İstanbul’un ve bazı büyükşehirlerin kaybı ile seçim sonuçlanırsa 1 Nisan’dan itibaren Kurultay toplama eylemine gidecekler... Bu eylemi sahada şu anda parti meclisi üyesi Müslüm Sarı sürdürüyor... Kemal Bey olmazsa Müslüm Sarı genel başkan olacak... Dört yıl sonra (2028) Kemal Bey’in Cumhurbaşkanı olması planlanıyor... Son durum, bence budur...”

Nokta...

(*) Tesadüf: Rast geliş, rastlayış, rastlantı...

Sonsöz: “Bir daha o yolları aynı hevesle öyle yürürüm ki... / Kılıçdaroğlu’nun kahvaltı yaptığı tamirhanenin duvarındaki yazı...”