GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
18 Şubat 2024 Pazar

Kaleminle yaşa Kemal Abi...

Yazar kalbi, naiftir…

Seçtiği kelimeler ne denli “kaya gibi” sert olsa da…

Duygusallık…

Her kalem erbabının “pamuk kalbi”ni işaret eder…

Bazen…

O kitabın onuncu sayfasından itibaren gözleriniz nemlenmeye başlar…

Kimi yazılı eserlerde ise…

Dümeni “eser sahibi”ne bırakırsınız…

Zaten…

Çoğu kez o “kelimelerle dans eden” yazın ustasının aydınlattığı yol…

Sizi, soluksuz…

Kitabın son sayfasına kadar taşır…

“Kemal Anadol ağabeyimiz”

İşte öyle bir kalemşordur…

Yaşınız kaç olursa olsun…

“Kelimelerin Efendisi” hüviyetiyle…

Sizi…

Önce bilgilendirir… Sonra etkiler… Sonunda o kitaptan kopamazsınız…

Tempolu konuşur…

Hitabet gücü müthiştir ama…

Balıklama daldıysanız…

O’nun kitaplarından birinin sayfalarına…

O gece bitmez…

Çünkü…

Tüm duyularınız harekete geçer acaba “Nasıl bitecek?” diye…

***

Bugün “ortak” bir kıvanç taşıyoruz…

Onlarca kitaba imza atan Kemal Anadol

“Ege’de SonSöz”deki köşesinden…

Üç yıldır Türkiye’yi bilgilendiriyor…

Onuru bizim; alkışlar Kemal Ağabey’imizin…

Neden?

Anlatayım…

Kemal Anadol büyüğümüz…

Gece yazmayı sever…

Son noktayı koyduktan sonra…

Saat kaç olursa olsun…

Hemen “Ege’de SonSöz”e yollar mail yoluyla…

Öylesine titizdir ki…

Saat kaç olursa olsun…

Yazıyı yolladıktan sonra hemen cep’ten beni arar…

Saati merak ediyorsunuz di’mi?

Gözlerinize inanamazsınız:

Sabaha karşı “04:15”

Telefondan yükselen “Tıınnn…” sesi…

Yeni bir köşe yazısının bana ulaştığının işaretidir…

O kadar titizdir ki…

Ardından…

Cep’ten arar…

Saat önemli değil…

Sadece “Yazıyı okudum mu acaba?” merakı…

O enfes yazıyı…

O saatte okurum…

Genellikle “bir virgül hatası” bile çıkmaz…

Yine arar:

“Beğendin mi?”

Cevabım hazır…

“Harika Kemal Abi?”

Gerçekten üç yıldır…

Bir kelime hatasını bile ya üç kez gördüm, ya da dört kez…

Bu “fark” yazın dünyasında…

Ayağa kalkıp alkışlanacak bir olaydır…

***

İşte o eşsiz, hassas, dobra dobra yazılar…

2021’den 2023 yılı bitimine kadar…

Güneş doğmadan…

Büyük usta Kemal Anadol’dan…

Benim bilgisayarıma…

Oradan da size ulaşıyor…

Ve…

En büyük mutluluğumuz da…

“Ege’de SonSöz” de yayınlanan o yazılar…

Şimdi…

Komadaki Demokrasi”

Başlığıyla…

İzmir’in gözbebeği “Yakın Yayınları” imzasıyla kitaplığınızda…

***

Bu gurur hepimizin…

***

Şimdi…

Haklı olarak diyeceksiniz ki…

Ey Karabel…

Yedi yıldır her Pazar günü senin kaleminden bu köşede…

“Atatürk” anılarıyla mutlu oluyoruz… Nerede Ata’mız?”

Haklısınız…

Atatürk hep yanımızda…

Şimdi, izninizle…

Son kitabını…

Ege’de SonSöz yazılarıyla onurlandırdığı için…

Kemal Anadol büyüğümüzde teşekkür edelim ve…

Büyük Usta’nın kaleminden…

“10 Kasım 2022’de…”

Yine ilk kez “Ege’de SonSöz” de okuduğunuz…

Ve son kitabının içinde de yer alan…

Bir “Atatürk yazısı”nın…

(İzninizle Kemal Abi…)

Azıcık özetlenmiş haliyle sizi baş başa bırakıyoruz…

***

ATATÜRK’ÜN SAHİBİ HALKTIR…

Dünya tarihi içinde Atatürk’ü değerlendiren liderlerin ilginç saptamaları vardır. Örneğin, Hindistan’ı esaretten kurtaran Mahatma Gandi bakınız ne diyor: “Türk orduları bir devir kapatmıştır. Şimdi mazlum ve tutsak devletler ve uluslar artık vazgeçilmez bir reçeteye sahiptir. Mustafa Kemal’in utkusu, dünya için özgürlük ve bağımsızlık sancağıdır.”

Atatürk salt emperyalizme karşı zafer kazanmış bir büyük komutan değildir. Türk toplumunu çağdaşlığa, akla ve bilime yönlendiren, bu amaçla yapılan devrimleri gerçekleştiren emsalsiz bir devlet adamıdır.

Anadolu ve Trakya insanını padişahın kulluğundan kurtarıp Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu yurttaşlığına dönüştüren Atatürk’e yapılan saldırılar bu nedenle rastlantı değildir. Çağdaş ve Lâik bir Cumhuriyet kurucusunun hedef alınması bu nedenle doğaldır. Orta çağ karanlığından çıkılmasından rahatsız feodal beylerden, aşiret reislerinden oluşan isyanları bastıran bir lider elbette onların düşmanı olacaktır. Bugün Orta Doğu’da birbirini boğazlayan ve her biri kendisini siyasal İslâm’ın temsilcisi olarak tanımlayan grupların manzarası Atatürk’e “deccal” diyenlerin gerekçesini sergilemektedir.

Atatürk’ün belirlediği kurucu ve temel ilkeler bu nedenle hedef tahtasına oturtuluyor. Ulusal bayramlarda ve 10 Kasım’da bin bir çeşit mazeret uydurarak Anıtkabir’e gitmeyenleri ibretle izledik. Anma törenlerini kısıtlayan hatta yasaklayan uygulamalara tanık olduk.

Onların sayesinde bugün Atatürk ve Kemalizm devlet ideolojisi olmaktan çıktı. Ama bunu sağlayanların hesap etmediği bir gerçek vardı. Atatürk devlet korumasından çıkmış, halkın gönlüne, aklına ve bilincine yerleşmişti. Artık yüzbinler, çocuğuyla, genciyle yaşlısıyla Anıtkabir’e koşuyor. İyice bilinsin! Artık Atatürk’ün sahibi halktır; Atatürk sine-i millete dönmüştür!

Atatürk’ün “Çağdaş uygarlık düzeyine çıkmak” ülküsünü vasiyet kabul eden yurttaşlar bu 10 Kasım’da da onu hem duygu hem de akıllarıyla anacaklardır. Çünkü onun dediği gibi “Dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla ve asla yorulmazlar.”

Nokta…

Hamiş 1: Kemal Anadol, yazar, hukukçu ve siyaset adamıdır… Zonguldak / Safranbolu doğumludur… Şair ve yazar Mustafa Zihni Anadol’un oğludur… Ankara Hukuk Fakültesi’den mezun olunca 1966 - 73 arası Karadeniz Ereğlisi’nde avukatlık ve gazetecilik yaptı… Milletvekilliği beş dönem devam etti... 12 Eylül döneminde bir süre hapis yattı… Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi… İzmir’de yaşıyor…

Hamiş 2: “Kartal Maltepe’den Sağmalcılar’a İnsan Manzaraları” adlı eseri 1989’da Yunancaya çevrildi. Makale dalında 1963 Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Armağanını, 1994 Abdi İpekçi Barış Dostluk Ödülünde İletişim Özel Ödülünü aldı.

Sonsöz: “Diktatör, insanların iradesini baskı altına alan ve onları itaate mecbur bırakan kimsedir… Ben kalpleri kırmak değil, kalpleri kazanmak isterim… “ / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…”