GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
22 Ocak 2010 Cuma

1’’i fişli, 4’’ü temiz(!) gazeteci pazar günü konuşacağız’…

Uğur Mumcu cinayetinin üzerinden 17, Hrant Dink’’in katledilişinin üzerinden 3 yıl geçti ve iki cinayet de hala aydınlatılamadı derken’…
Abdi İpekçi’’nin katili Mehmet Ali Ağca’’nın salıverilmesini ve bir ’‘kahraman’’ gibi izlenişini izlerken; bu iç acıtan tabloda ’‘medya etiği’’ni sorgularken’…’¶
 
’“Balyoz’” planı ve ’“Balyozlu gazetecilerin listesi’” düştü bir kez daha meydanlara.
Yakın tarihimizde kaçıncı kez rastlaştığımız ’“fişlere’”, apaçık ’“hedef gösterilen’” gazeteci isimlerine endişeyle bakarken bulduk kendimizi yine.
 
’“Ordunun faydalanacağı’” 137 gazeteci ile, ’“darbe anında tutuklanacak’” 36 gazeteci ismi arasında gittik geldik.
Üzüldük. Utandık. İsyan ettik.
Üzüntümüz, ’“listelenen gazetecilik’” adına.
Utancımız, ’“gazetecilerin fişlenmesi’”ne.
İsyanımız, gazetecilerin ’“hedef’” gösterilmesine’…
 
Ortada TSK tarafından tutulmuş ’“Balyozlu gazeteciler listesi olmadığı’” iddiası, bu listenin ’“taraf’” bir gazete tarafından hazırlanıp ortaya atıldığı kuşkusu ise’…
Kendine ’“insanım/gazeteciyim’” diyen herkesin içini yakıp geçen, delip iz bırakan bir duygu ki’… Tarifi mümkün değil.
Ya da kalemim, tarife yeterli değil.
 
Nereden bakarsanız bakın, neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan, el yakan, yürek dağlayan, isyan ettiren, göğsünde ’“adil bir yürek’” taşıyan gazetecilerde mesleki/insani bezginlik yaratan, ’“çaresizlik’” hissini çoğaltan bir konu.
* * *
Pazar günü, Gaziemir Belediyesi’’nin düzenlediği ’“Uğur Mumcu’’yu AN(la)MAK’” etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen ’“Hukuk, demokrasi ve medya’” panelindeyiz.
Hukukçu Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, gazeteciler Celal Başlangıç, Yalçın Bayer, Erbil Tuşalp, Atilla Sertel ve benim konuşmacı olarak bulunacağımız paneli, gazetemizin yazarı, avukat Fikret İlkiz yönetecek.
 
Adı ’“ordunun faydalanacağı’” 137 gazeteci arasında geçen sevgili ağabeyimiz Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Bayer, gelip gelmeme tereddüdü ve o an içinde bulunduğu yılgınlık ruh haliyle, her ne kadar ’“Gazetecilik mi kaldı Gönül! Ne konuşacağız?’” dese de; biliyoruz ki bu mesleği yaptığımız sürece (hatta bıraktığımızda da) gazetecilik adına konuşacak/söyleyecek sözlerimiz olacak.
Umutlu ya da umutsuz.
İsyankar ya da yılgın. Mutlaka olacak.
 
’“Fişleyenlerin/fişlenenlerin’” gölgesinde, Mumcuların, Dink’’lerin, İpekçilerin, ’“kaleme karşı silah çekenlerin’” kurşunlarıyla öldürülmüş onlarca gazetecinin anısına; hukuktan, demokrasiden, medyadan söz edeceğiz bu pazar.
 
Karanlığa bir kibrit çakmaya benzeyecek belki ama.
Karanlığı seyretmek, hatta perdeleri kapayıp eve çekilmektense’…
Bekleriz.