Sorumluyuz. Hepimiz. Şehirlerimize sahip çıkmadık.
Şehirler otomobiller tarafından işgal edildi. Sesimizi çıkarmadık. Bir otomobil de biz aldık.’¶ Trafiğe, gürültüye, çevre kirliliğine katkı sağladık.
Şehirler otomobiller için tasarlandı. Müdahalede bulunmadık.
Yaşam alanlarımız daraldı. Nefes almak için sahil kenarlarına koştuk.
Gezmek için alışveriş merkezlerine sığındık.
Spor yapmak için jimnastik salonlarına kaçtık.
Şehirleri, sokakları, kaldırımları otomobillere bıraktık.
Bir tuhaflık seziyoruz. Bir şeyler yanlış gidiyor. Bizler, yayalar, şehrin asıl sahibiyiz. Şehirler bizim. Sokaklar, kaldırımlar, yaya geçitleri bizim. Haklarımız hiçe sayılıyor. Kenara itiliyoruz. Sokaklarda güvenli bir şekilde yürüyemiyoruz. Otomobil sayısı hızla artıyor. Şehirler otomobiller için tasarlanıyor. Yayalar, otomobillerin yanında sığıntı gibi yaşıyor. Trafik ışıkları kaldırılıyor. Yayalar alt geçitlere inmeye, üst geçitlere tırmanmaya zorlanıyor.
Peki bize ait ne var? Sayılı yaya geçidi, bir de kaldırımlar.
Bizler, derdi olanlar, bir araya geldik. Omuz omuza verdik. Kaldırımları, yaya geçitlerini elimizden alanlara, hız yapıp hayatımızı tehlikeye atanlara, bizi yok sayanlara, ’“Çek arabanı!’” diyoruz.
Kaldırıma, yaya geçidine, apartman kapısına, okul çıkışına parkeden arabalarla derdi olan herkesi eyleme çağırıyoruz.
Bir ilan tasarladık. Binlercesini bastırdık. Bu, meselesi olan herkesin eylemidir.
İstiyoruz ki yayalar haklarının farkına varsın.
Söylenmeyi bıraksın. Söylemeye başlasın.
Bizden veya internetten ilan edinsin. Edinemeyen büyük bir kağıt alsın. Üzerine ’“Hakkımı ihlal ediyorsun.’” yazsın. Yolunu kesen arabanın üzerine koysun. Şoförünü uyarmış olsun. Hakkını ihlal edenlere, bizimle birlikte ’“Çek arabanı!’” desin.
Artık geri çekilmek yok. Şimdi, yaşam alanlarımızı geri alma zamanıdır.
Bizler bir adım attık. Yaşanabilir şehirler için, bir adım da siz atın.’”
Milliyet Ege, ’“İzmir merkezli Anadolu Kültürel Zenginlik, İnsanlığa Hizmet ve Kent Sorunları Federasyonu, kaldırımların işgaline izin veren belediyeleri, yasalara aykırı davrandıkları gerekçesiyle mahkemeye verdiğini’” duyururken, İstanbul’’da da müthiş bir ’“sivil eylem’” başlatıldı Yaya Derneği tarafından. Üstteki bildiri de onlara ait.
Yayaların hakları olduğundan yola çıkarak önce dernekleşen yayalar, şimdi de ’“insanı yok’” sayanlara, yaya geçidini, kaldırımı işgal edenlere ’“Çek arabanı’” diyor! Nasıl diyor? Yayaya ait yerlere park edilmiş arabaların üzerine ’“çek arabanı’” yazan mor bir ilan asarak!
İlanın arkasında ’“Sayın sürücü, yolları sokakları elimden aldın. Tüm şehir zaten senin. Hakkıma saygı göster. Lütfen arabanı çek! Burası benim. İmza: Bir yaya’” yazıyor.
* * *
Yılın 8-9 ayını sokakta yaşayan İzmir’’e de benzer bir kampanya şart.
Ruhumuzu zorla işgal etmeye çalışan çirkinliklerle baş etmeye uğraşırken, sokaklarımızı kentimizi her geçen gün daha büyük arsızlıkla yayalara kapatan araçlara, kaldırımları işporta tezgahlarıyla bezeyenlere, masa-sandalyeleri evinin salonu gibi orta yere serpiştirenlere karşı da mücadele etmemiz;
Söylenmeyi bırakıp bu yaratıcı eylemi İzmir’’e ithal etmemiz gerekiyor.
’“Çek arabanı’”nın yanı sıra, ’“çek sandalyeni/masanı’”, ’“çek tezgahını’” gibi afişleri/çıkartmaları da ekleyerek üstelik.
İstanbul’’da başlatılan bu yaratıcı kampanyayı İzmir’’e de uyarlamayı; bakalım hangi sivil toplum kuruluşu başlatacak?
İLGİLENENLERE: Kampanyayla ilgili detaylı bilgiler, cekarabani.org ve yaya.org.tr adreslerinde’…