GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
17 Şubat 2019 Pazar

Yıkmak için eleştirmek marifet değil

Tunç Soyer’in Sosyal demokrasi 4.0 üzerine bir makale kaleme alarak başlattığı tartışma kimilerine fazla ağır gelmiş ve hazımsızlık yaratmış olmalı ki şuursuzca saldırıyorlar.

Her zaman olduğu gibi yıkmak ile eleştiri birbirine karıştırılmış. Hakaret edip rahatlamışlar...

Olan bitene şöyle bir göz atmakta yarar var;

Endüstri 4.0’da, AKP iktidarının aymazlığı yüzünden, Türkiye’nin treni kaçırdığı bir vakıadır. “Atatürk İzmir’in bu halini görseydi” diyen damat muhtemelen bunu bilmiyor. Neyse, konumuz bu değil.

Endüstri toplumundan bilişim toplumuna geçiş sürecinin yol açtığı Dünya problemleri, izlemesi zor bir gündemle akılları karıştırıyor. Değişimi kavramak için çok yönlü bilgi sahibi olmanın yanı sıra, düşüncenin yönteminin de belirlenmiş olması gerekiyor.

Yapay zekânın, bir yandan hayatı kolaylaştırırken bir yandan da kapitalist sistemin sonunu getirebilecek değişim ve dönüşüm süreçlerini başlattığının farkında olmak lazım.

Üretim felsefesi değişiyor. İstihdam politikaları çöküyor. Yeni sosyoloji, neredeyse bildiğimiz bütün kavramları kaldırıp çöpe attı. Yeni bir dil kurmak ve yeni bakış açısı oluşturmak artık bir zarurettir.

Hal böyle iken, Tunç Soyer’in ortaya çıkıp bu denli netameli meseleleri gündeme taşıma cesareti göstermesine, hadi katkı yapamıyorsunuz, hiç değilse sempatiyle bakmak gerekmez mi? Kurulmakta olan yeni Dünya düzeni üzerine kafa yormak çok mu zorunuza gidiyor?

Elbet de belediyenin gündelik hayatı kolaylaştırıcı hizmetleri devam edecek. Şehrin dinamik yapısı nedeniyle yetersiz kalan hizmetler iyileştirilecek. Hizmete ulaşımda eşitlik sağlanacak.

Ne ki “akıllı şehir” fikri hayata aktarılamıyorsa, kent yaşamında kalite sorunu aşılamayacak.

Daha da önemlisi, geleceğin dünyasında İzmir’in kayda değer bir yeri olamayacak.

Geleceğin kentlerini toplum gündemine getirmek, şehri yönetmeye aday sosyal demokratların yükümlülüğüdür. “4.0” öylesine entelektüel gevezelik konusu değildir.

Devletlerin ve sınırların tartışıldığı değişim sürecinde yerelleşmenin zorunluluğunu işaret etmek, akıl ve bilgi ister.

Başına bir sürü dert açacağını bile bile böyle netameli meselelerin konuşulmasına öncülük yapmak, yürek ister.

Sonuç olarak, kapitalist sistemin insanlığa ve doğaya yaptığı tahribatı azaltacak veya ortadan kaldıracak yolları konuşmak ve yerel yönetimin gündemine taşımak, zorlu ama doğru bir tutumdur.

İzmir, yönetimde, hizmetlerde ve üretimde yapay zekâyı yerel ölçekte kullanamazsa, çağı yakalaması imkânsız olacaktır. Ve Tunç Soyer bunu en iyi bilenlerdendir.

Bir katkı yapamıyorsunuz, hiç değilse gölge etmeyin.