GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nuray ÖTGÜNÇ
YAZARLAR
22 Mart 2010 Pazartesi

Söylesem tesiri yok

Fuzuli’’nin en çok sevdiğim ve üzerinde düşünülmesi gereken, üzerinde düşündükçe de yeni anlamlar çıkarttıran sözü. ’¶
Çaresiz kalınmışlığın en güzel anlatımı belki de...
Hani zaman olur kendinizi ifade etseniz de ardınızda kalır bazı şeyler, konuşursunuz anlatırsınız ama nafiledir. En sonunda bırakırsınız zira yorulmuşsunuzdur artık defalarca aynı şeyi anlatmaktan, sürekli başa dönmekten ve duvara konuşur gibi devam etmekten.
İşte o zaman içinizden bu sözü haykırmak gelir.
Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.
İşte bende bu aralar tam da bu ruh hali içerisindeyim.
Kızgın, hırçın, üzgün, durgun’…
Son dönem de siyasetin en trend modası olan "açılım" kelimesini duydukça, daha doğrusu kürt açılımı, kardeşlik açılımı, zurnanın zırt deliğinden çıkan roman açılımı, alevi çalıştayı anayasa çalıştayı adı altında birini bile doğru dürüst sonuca ulaştırılmadan maymun iştahı hevesi içerisinde bir koltuk altında bir sürü karpuzu taşıma maharetinin gösterilmeye çalışılması ama bu arada ele yüze bulaştırılması epey canımı sıkıyor.
Her şeyimiz tastamam da bir eksiğimiz bu etnik açılımlar kalmıştı.
Nüfusu 70 milyonu geçmiş olan ülkemizde resmi verilerle %14 olan odalar birliğine göre ise % 21 civarında seyreden işsizlik diye bir sorunumuz yok. Babalar gibi satılarak elimizde avucumuzda bir şey kalmamasına rağmen, iç ve dış borcumuz 350 milyar dolar değil. Yoksulluk sınırı altında yaşayan ve sadaka kültürüne alıştırılan vatandaşımız resmi rakamlara göre % 20’’ler de seyretmiyor.
Emeklilerimiz ortalama 650 lira maaş ile refah içinde hayatlarını sürdürürken, memurlarımızın aldığı maaş ise ikinci bir iş yapmalarını engelleyecek kadar yeterli.
Küçük ve orta halli esnafın sinek avladığı ekmek teknelerinin önünde karşı komşusuyla oynadığı  tavladan aldığı zevk deseniz görmeye değer.
Gazetelerin 3. sayfalarında yokluktan, işsizlikten cinnet geçip ailelerini, sevdiklerini, hiç tanımadıkları insanları hatta kendi canlarını katleden insanlarımız da yok.
Hükümetimizin dış ilişkilerdeki kabiliyetleri ise tamda one minute hallerinde.
Fransa, Almanya, İsviçre Polonya, Hollanda, Litvanya derken İsveç’’inde kabul ettiği sözde ermeni meselesi 20 ülkeyi bularak, haklı olduğumuz konuda haksız konuma düşüp kendimizi ifade edemeyişimizde vahim bir durum değil.
Sormak lazım acaba bu durum, Ermenistan’’ın mı yoksa Cüneyt Zapsu’’yu dinleyip, tam anlamıyla deliğe süpürmeyip ama ara sıra gözdağı vermek için süpürdüğü delikten vakumla geri çeken Amerika’’nın mı işine geliyor?
Ne kadar güzel’…
Güllük gülistanlık içerisinde geçinip gidiyoruz.
Hükümet maşallah kürt meselesinde olduğu gibi ele aldığı bütün konularda özveriyle çalışıp, sonuca ulaştırıyor çözüyor sonrada kapatıyor.
Allah razı olsun hükümetimizden hiç bir sorun kalmadı ülkede.
Sindire sindire tadını çıkarıyoruz her şeyin.
Ve susuyoruz’…
Pek çok sesi hapseden sessiz bir eylemle.