Denizli 'nin Çal ilçesinde bir çocuk dünyaya geldi, 1952 yılında...
Koparan ailesi, öyle mutluydu ki...
Adını Tuğrul koydular.
Baba Abdullah bey de Tuğrul oğluna pek düşkündü.
Hafize ananın da gözbebeğiydi.
El bebek, gül bebek büyüttüler Tuğrul'u...
Genç yaşta aniden hayatını kaybetti Abdullah Bey...
Babasının ölüm haberini öğrendiğinde, henüz 30'lu yaşlardayken, bir gecede saçları tamamen beyazlayıvermişti Tuğrul Koparan'ın...
O ak saçlı adam...
Önceki gün, 68 yaşında ansızın aramızdan ayrıldı, ebediyete intikal etti.
Hafize ananın, Abdullah babanın yanına yerleşti.
Tuğrul Koparan için yazılacak çok şey var.
Anılar, yaz yaz bitmez.
Hayatı roman, derler ya...
Öyle bir hayatı vardı, Tuğrul Koparan'ın...
Birlikte oturup hayatını yazacaktık, kitap yapacaktık.
Bu teklifi yaptığımda gözleri parlamıştı.
Ne var ki...
Kısmet olmadı.
***
Mesleğe başladığımın ertesi yılında tanımıştım Tuğrul ağabeyi...
Karabükspor'da profesyonel futbol oynamıştı.
Koyu bir Altay taraftarıyken...
Bir gün Genel Kaptan olarak kulüpte yöneticilik yapmaya başladı Tuğrul Koparan...
Bugün rahmetle andığımız Rıdvan Burteçin, Esin Özgener, Allah uzun ömürler versin Hanri Benazus gibi efsane başkanların yanında yetişti.
Altay'ın olmazsa olmazlarını çok iyi biliyordu.
Altay'ın menfaatleri, her şeyin üzerindeydi.
Genel Kaptanlık görevini tamamladıktan sonra başkan olarak kulübe çok büyük hizmetlerde bulundu.
Beş yıl boyunca başkanlık yaptı.
Kulübün hiçbir gelirinin olmadığı dönemde çok büyük fedakarlıklar yaptı.
***
Transfer sezonu başladığında, haberlerin en güzeli, Tuğrul Koparan'dan çıkardı.
Galatasaraylı Tugay Kerimoğlu, 18'ine bile gelmeden A takımda oynamaya başlayınca...
Altay'da pişsin, kendini geliştirsin, istedi.
Talip oldu Tugay'a...
Fakat Tugay, o kadar iyi başlangıç yapmıştı ki...
Galatasaray Tugay'ı hep oynattı, hiçbir kulübe vermedi.
Aklı Tugay'da kalmıştı Tuğrul abinin, ona Altay formasını giydiremediği için çok üzülmüştü.
Maradona'yı bile transfer etmeyi aklından geçirdi, iyi mi!.
Maradona'ya para yetmezdi ama onun adını telaffuz etmiş olması bile Altaylıları heyecanlandırmıştı.
***
Oğlu Abdullah da futbolcuydu.
Babasının izinde gidiyordu Abdullah...
Profesyonel liglerde yıllarca top koşturdu Abdullah...
Galatasaray taraftarıydı aynı zamanda Tuğrul Koparan...
Oğlunun Galatasaray'da oynamasını o kadar çok arzu etmişti ki...
Bu hayalinin gerçekleşmesi için, sarı kırmızılı kulübe para vermeyi bile düşündü.
Ne var ki, Tuğrul ağabeyimizin bu hayali de gerçekleşmedi.
***
Tuğrul Koparan'ın Altay sevdalı olduğuna vurgu yaptık ya...
Altay sevgisini Romanya'ya taşıdı bir ara...
Romanya'da iş yaptığı dönemde yılın büyük bölümünü bu ülkede geçiriyordu.
Bir kulüp satın aldı, Romanya 2. Ligi'nde..
Kulübün adı Dobruca Elektrika idi.
Renkleri ise sarı lacivertti...
400 milyon liraya satın almıştı bu kulübü...
Sonrasında ne yaptı biliyor musunuz?
Karpatlar'ın Altay'ı çıktı ortaya...
Dobruca Elektrika'nın adı, Altay oldu.
Renkleri de siyah beyaza dönüştü.
***
Tuğrul Koparan'ın Altay kulübünde, eski parayla milyarlarca lira parası kaldı.
Hiçbir zaman, "Paramı isterim. Yoksa icra yoluyla alırım" gibi bir tehditte bulunmadı.
Tam tersine...
Altay'ım için helal hoş olsun, dedi.
Altay, bugün TFF 1. Lig'de şampiyonluk mücadelesi veriyor.
Altay'ın şampiyonluğunu görmek istiyordu Tuğrul başkan...
Altaylı yönetici dostlarım, futbolcu kardeşlerim.
Tuğrul Koparan, alacaklarının tamamını silmiş olsa da...
Bu büyük başkana karşı hepiniz borçlusunuz.
O borcunuzu, bu yıl şampiyonluğu kazanarak ödeyin.
Ödeyin ki...
Büyük başkan Tuğrul Koparan, huzur içinde uyusun.
***
Işıklar içinde uyu yüce gönüllü Tuğrul ağabeyim.
Malum şartlar yüzünden seni son yolculuğuna uğurlamaya gelemedik.
Ama bu yorgun kalbim çarptıkça, seni hem iyiliklerinle, rahmetle anacak.
Seni hiç unutmayacak.