İzmir'in kent belleğini oluşturma çabasında pek çok arkadaş var.
Eksik olmasınlar.
Onlardan biri de Doç. Dr. Oktay Gökdemir...
Oktay hoca, Cumhuriyet Tarihi uzmanı...
Onun ağzından Cumhuriyet tarihimizi dinlerken, her defasında adeta başka alemlere giderim.
SonSöz TV'de kendisiyle yaptığım 29 Ekim Özel yayınında da zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım.
45 dakikalık program, su gibi aktı, 72 dakika sürdü.
***
Oktay Gökdemir'in Atatürk ve Cumhuriyet sevdası kelimelerle anlatılamaz.
Bir de İzmir sevdası vardır ki, öyle böyle değil.
Bu kentin tarihine, kültürüne, sanatına bir katkı koyabilmek için gece gündüz çırpınıp duruyor.
Çok ciddi sağlık sorunları yaşadığı halde...
Uğradığı onca haksızlığa rağmen...
O, kalemini elinden düşürmüyor, bu kent için üretmeye devam ediyor.
Oktay Gökdemir'in çok sayıda eseri var.
Belgeselleri, araştırmaları, makaleleri, saymakla bitmez.
Şu günlerde onun çok farklı bir heyecanı var Oktay Gökdemir'in...
"Kent ve Bellek" adını verdiği bir dergi çıkarıyor.
Derginin ana teması, adından da anlaşılacağı gibi, kent ve kent belleği...
İzmir'in, yani kentin, çok derin, çok zengin bir tarihi var.
Oktay hocanın bu dergiyi çıkarmaktaki en büyük amacı...
İzmir'in o zengin tarihini unutturmamak...
O tarihi yaşatmak, gelecek nesillere aktarabilmek...
Yeni nesili bilgilendirmek...
Kenti, kültür sanatla, tarihle buluşturmak...
***
Dergiye yazılarıyla koyan zengin bir yazar kadrosu var.
Kimler yok ki...
Atatürk ve Cumhuriyet konulu yazılarıyla, kitaplarıyla, şiirleriyle öne çıkan gazeteciler Yılmaz Özdil, Uğur Dündar, Okan Yüksel, Ümit Zileli, Atillaa Köprülüoğlu...
Kenarda köşede sessiz kalmış, Günver Güneş, Bahar Aslan, Zafer Toprak, Doğan Göçmen, Zeki Arıksan, Bilgin Çelik, Müslime Güneş, Mehmet Emin Elmacı, Mehmet Ali Kılıçbay ve ismini yazamadığım pek çok akademisyen...
Araştırmacı kimlikleriyle kent tarihine, kültürüne damga vurmuş kent tarihçileri...
***
Kent ve Bellek dergisinin ilk iki sayısı çıktı.
İkisini de okudum.
Okumaya doyamadım.
İlk sayısında 9 Eylül, ana temaydı.
İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşu, çok değişik yönlerin ele alınarak işlenmiş.
İkinci sayının özünü, Cumhuriyet değerleri oluşturuyor.
Kasım ayında çıkacak üçüncü sayının ana teması da, arka sokaklar olacakmış.
Oktay hocanın ifadesiyle, kent yoksulluğu...
Arka sokaklar dediği, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in seçim sürecinde sıkça dile getirdiği, varoşlar!
Oralardaki yaşam, çok değerli yazarların kaleminden dillendirilecek.
***
Bu noktada sözü, Doç. Dr. Oktay Gökdemir'e bırakalım.
"İzmir, nadide bir Cumhuriyet çiçeğidir.
İzmir'in her köşesi, buram buram tarih kokar.
Öyle kapalı mekanlarda müzeler açmaya hiç gerek yok.
Çünkü İzmir, açıkhava müzesidir.
Kentin kültürel ve tarihsel yaşamı için bir şeyler yapmak lazım, dedik ve yola çıktık.
Üstü tozlu tarih kalmasın, halkımız İzmir'e dair ne varsa, hepsini bilsin, istedik.
Gazeteci kardeşimiz Zafer Kaplansoy'a, yayınımıza verdiği büyük destek için teşekkür ediyorum.
Yazılarıyla dergiye katkıda bulunan tüm gazeteci, akademisyen, araştırmacı arkadaşlarıma da şükranlarımı sunuyorum.
Kentin belleğini zenginleştirmek için elimizden geleni yapacağız.
İzmirliler, bu dergiyi mutlaka okumalı, her ay takip etmeli.
Takip etmeli ki, İzmir'in tarihsel ve kültürel zenginliğinin farkına varabilmeli."
***
Kent ve Bellek, gerçekten okunmaya değer bir dergi.
Ben de İzmir aşığı bir gazeteci olarak, Kent Bellek'in sadık bir okuyucusu olacağıma söz veriyorum.
İzmir'de yaşayan, İzmir'in kültürel ve tarihsel yaşamında bilinmeyenlere ulaşmak isteyen herkes okumalı.
Yolun açık olsun Kent ve Bellek..