GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
16 Ağustos 2018 Perşembe

Bu Coni, ‘Geceyarısı Ekspresi’ filmini neden yaptı dersiniz?

Ancak çocukları kandırırlar ya, neyse…

Sözüm ona…

Bir “Papaz” yüzünden papaz olduğumuz…

Kendi mangırı Dolar ile oynayıp…

Paramızı “pul” etmeye çalışan…

Şu Amerika var ya…

İşte o Sam Amca…

Neredeyse 250 yıldır…

Taaa… 10 bin kilometre uzaktan bile…

Anadolu’ya burnunu sokmaktan hiç geri kalmamış ne hikmetse!

242 yıl önce…

4 Temmuz 1776’da resmen “devlet” kurmuşlar…

Bir yıl içinde anayasalarını yapmışlar…

Sonra soluğu Ege kıyılarında almışlar…

Maksat ticaret yapmak…

Taaa Osmanlı zamanında…

***

Sonra bi’de…

Ne gariptir ki, Atatürk’ün düzenlediği Sivas Kongresi’nde…

Ortaya çıkmışlar…

O dönemin ABD Başkanı Wilson…

Güvendiği Generali Harbord’u Atatürk’a yolluyor…

ABD’li general “kılçık” atıyor…

“Sizi ancak manda kurtarır, filan…” diye…

“Manda”nın anlamı ise…

Kendini yönetemeyecek duruma gelen ülkelere, kendilerini yükseltecek duruma gelene kadar “Gel benim himayeme gir…” demek…

ABD’nin generali yüzünü kızartmadan söyler:

“Siz Birinci Cihan Harbinde  dört yıl savaştınız ve sonunda mağlûp oldunuz… Yani milletinizin ölümden kurtarılması için manda idaresini kabul etmenizle ancak intihardan kurtulabilirsiniz…”

Vay sen misin bunu söyleyen…

Mustafa Kemal’in gözlerinde kıvılcım çakar:

“Biz emperyalistlerin eline düşen bir kuş gibi yavaş yavaş ve sefil bir ölüme mahkûm olmaktansa, babalarımızın oğulları sıfatıyla vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ederiz…’’

***

Amerika “manda”yı unutur ama…

Bi’gözünü de Türkiye’den ayırmaz…

Şirinlik yapar…

1950’li yıllarda “Marshall Yardımı” yapar Türkiye’ye…

Bir nesil bayat süt tozundan yapılmış…

Süt içerek büyür…

Asıl amaç…

Amerikan’ın tekelci patronları eliyle…

Türk ekonomisini kontrol altına alıp…

Pazarlarını da kendi ürünleri ile doldurarak…

Bu ülkelerin ulusal ekonomilerini alt üst etmek…

Başardılar…

Merhum Çetin Altan o günler için…

“Amerika Türkiye’ye önce jeep’i, ardından da cop’u soktu…” diyerek “kara mizah” yapmıştı, çoğumuz bu lafın nereye gittiğini anlayamadık…

***

Biz bu ABD ile başka alanlarda da halvet olduk!

Girin “Zaman Tüneli”ne görürsünüz…

Mesela…

Bir “Johnson Mektubu” vakası yaşadık…

Resmen yüz karası…

(1964 yılında Türkiye, İsmet İnönü'nün kararıyla Kıbrıs'a bir çıkarma yapma hazırlığına başlar… Ancak çıkarmadan bir anda vazgeçilir… Çünkü, ABD Başkanı Johnson, İnönü’ye çok sert bir mektup yazar ve Türkiye'de bütün dengeler altüst olur… Amerikan Başkanı, Kıbrıs çıkarmasını bir mektupla engeller…)

Birkaç yıl sonra misilleme yaptık…

ABD Büyükelçisi’nin makam otosunu yaktık…

(Yıl 1969… Vietnam Kasabı olarak bilinen CIA ajansı Robert Komer, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi olmuştu… Ankara’da ODTÜ’yü ziyaret etti… Bazı öğrenciler, büyükelçinin makam otosunu ateşe verdi… Amerika bini hiç unutmadı…)

***

Amerika’ya intikam sırası geldiğinde…

Takvimler 1975’i gösteriyordu…

Ağırlıklı İsrail kökenli yapımcıların hakim olduğu…

Hollywood marifetiyle…

Türkiye’den alınan bir “intikamdan” söz ediyorum…

1970 yılında…

Türk Polisi, Billy Hayes adanda 22 yaşındaki bir Amerikalı’yı…

İstanbul’da esrar kaçakçılığı yaparken yakaladı…

İmralı Cezaevi’ne tıktı…

Zehir taciri Amerikalı delikanlı…

Beş yıl sonra bir yolunu bulup cezaevinden kaçtı…

Amerika’ya döner dönmez…

“Geceyarısı Ekspresi / Midnight Express” adıyla bir kitap yazdı…

Sözüm ona…

Cezaevinde yaşadıklarını, işkenceleri filan anlatıyordu…

Senaryoyu Oscar’lı Oliver Stone yazdı…

Esrar satıcısı Bilyy Hayes’in bir yazdığına bin kattı…

Tam Hitler kafasıyla…

Senaryo buram buram ırkçılık ve adilik kokuyordu…

Filmi Alan Parker yönetti…

Şiddet filmlerinin vazgeçilmez rejisörüydü…

O da bir’e bin kattı…

Filmde Türk olan herkes, ama herkes kötüydü…

Bir milletten bir tek iyi adam çıkmaz mı?

Türk olmayan herkes de mükemmeldi…

Film Türkiye’de yasaklandı ama…

Dünyanın dört bir yanında gösterildi…

Kitabın esrarcı yazarı…

“Ben bunları yaşamadım, çoğu palavra” dese de…

Artık dünya Türkiye’ye bir başka gözle bakmaya başlamıştı…

***

Film, cezaevindeki abartılmış “işkence sahneleri” ile…

Türkiye'yi, tarihin en ağır ve adil olmayan…

Bir anti-propaganda ile yüz yüze bıraktı…

Tek hedefi Türkiye'yi ve Türk insanını aşağılamak olan…

Asılsız iddialarla dolu 1978 yapımı “Midnight Express” filmi…

Gösterime girdiğinden beri “Türk” kelimesiyle birlikte anıldı…

Amerikalılar, “Türk” olduğunu söyleyen herkese…

Filmdeki sahneleri hatırlatmaya başladı…

Türkiye bu film yüzünden milyarlarca liralık…

Turizm gelirinden oldu…

Filmin yarattığı “kirli iz”in etkisi çeyrek asır sürdü…

Öyle ki…

Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı olarak…

11 yıl önce ABD’yi ziyaret ettiğinde…

Bu Sam Amca ne yaptı biliyor musunuz?

Aynı gün…

Amerika genelinde 100 milyon izleyicisi olan…

AMC TV’de “Geceyarısı Ekspresi”ni bi’daha yayınladı…

***

Ney yazık ki…

Aradan geçen 40 yıl içinde…

Hiçbir karşı duruş gösteremedik…

Amerika bizi bir sinema filmi ile “acımasızca” lekelemişti…

Son süreçte…

Sadece “Kurtlar Vadisi – Irak” filmi ve…

Yayınlandığında olay yaratan…

“Metal Fırtına” romanı ile cevap vermeye çalıştık ama…

Nereye kadar?

Sonsöz: “Eşeği tanık sandalyesine oturtmuşlar; eşek yine eşek… / Amerikan Ataözü…”