GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
31 Ağustos 2024 Cumartesi

Zafer Yürüyüşü

Müzik Önerisi: Zafere Doğru -Toygar Işıklı

25 Ağustos’u 26’ya bağlayan gece…

Şuhut ilçesinden Kocatepe Meydanına yaklaşık 14 kilometrelik zafer yürüyüşü için inanılmaz heyecanlıyım. Günlük yürüyüşlerimin ortalaması zaten14 kilometre beni korkutmuyor. Yolun bizleri oldukça zorlayacak olmasından meydan okuyacağından henüz bihaberim. Ancak yaşayacağım deneyim 1922 senesini düşünerek atacağım her adımda özümseyeceğim duygular için sabırsızım.

Bedenimin ve ruhumun gece yarısı yürüyüşüne ne kadar dayanıklı olduğunu anlayacağım sabaha karşı.

Hava limonata aslında. Gece kör karanlık yıldızlar bile sönük sanki tıpkı o gece gibi.

Çakırözü köyündeyiz.

Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk ve komuta kademesinin Türk Tarihinin en unutulmaz zaferini yazacakları gecenin kör karanlığını düşünerek yürüyüşe başlıyoruz.

O geceyi anmak, minnetimizi göstermek, o dönemde yaşananları yerinde anlamaya idrak etmeye çalışmak amaç.

Tarihi okumaktansa yerinde tanımak, yerinde yaşamak!

Saatler gece yarısını az geçmiş. Meşaleler eşliğinde başlıyoruz yürümeye bir panayır içindeyiz. Üniversite öğrencileri, sporcular, ülkenin dört bir yanından akmış sivil toplum kuruluşları, askerler, yüksek rütbeli subaylar, öğretmenler, doktorlar, emekliler, dağcılar, kadın erkek yaşlı genç çoluk çocuk kalabalık güvenli bir telaş içindeyiz yolumuz uzun.

Yaklaşık 2 saat boyunca yürüdüğümüz düz ve asfalt yol yavaş yavaş ciddi bir rampaya, sit olarak belirlenen bölgedeki sık ağaçlı bir ormanın patikasına dönüşüyor. Aslında bu tempoda 10 kilometreyi çoktan yapmış olmamız gerek ama bir bakıyorum daha yolun 6. Kilometresindeyiz.  

Saatler ilerledikçe uyku bastırıyor. Vücut uzanmak, kendinden geçmek istiyor. Rampa eğimi ise giderek keskinleşiyor. Bacaklar hafif titremeye başladı. Adımlar birbirini eski ritimde takip etmiyor. Nefesimiz kesiliyor. Şikâyet etmek gibi bir lüksümüz yok. Sabahın 5’inde top sesleri başlayacak. Daha yolumuz var. Savaşa bu yorgunluğun üzerine hazır olmuş olmaları nasıl bir fiziksel ve ruhsal güçtür? Ruhları her birinin şad olsun…

Anlamanın farklı bir versiyonundayım şu an. Hissettikleri yorgunluğu bizzat yaşıyorum bacaklarımda vücudumda. Korkularını, heyecanlarını, kaygılarını hissetmeye başlıyorum yavaş yavaş. Karanlığın içinde sessizce yürürlerken geride bıraktıkları ailelerini, varlarını yoklarını, onlar için ertesi gün verecekleri mücadeleden duydukları gerginliği…

Bir gece öncesi var da bir gece sonraları olmayabilir. Kafalarındaki soru işaretlerini bulmaya çalışıyorum.

İnsan ölüme yürürken aklından ne geçer hiç düşündünüz mü?

Günlük hayattan kesitler mi gelir aklına?

Sevdiklerinin o bu dünyadan göç ettikten sonra nasıl yas tutacaklarını mı?

Yoksa o anın getirdikleri vücudun deneyimledikleri mi takılır düşünce balonlarına?

Aç susuz olduğunu fark eder mi insan ölüme giderken?

Yorgunluğunu, ayakların sızısını, gecenin kırağısının iliklerine nüfus edişini geçirir mi aklından?

Kaldı 4 km…

Tırmandığım dik tepenin düzlüğündeyim şimdi. Bundan sonrası daha kolay yokuş aşağı. Ama tükendiğimi hissediyorum. Bacaklarım tırmanmanın etkisinden hala titriyor tabanlarım şiş, nefesime sahip çıkmaya çalışırken kalbim göğsümden fırlayacak sanki…

Kaldı 2km.

Kocatepe’nin eteğindeyim. Son bir yokuş daha var önümde. Binlercesi gibi dizlerimi tutarak tırmanmaya çalışıyorum. Gücüm yok.

Saat 04:30 son rampa. Elime tutuşturdukları karton bardağa bakıyorum. İçinde bir üzüm tanesi yüzüyor.

Hoşaf sanki bir taneli şekerli su.

Kana kana içiyorum kafamı kaldırdığımda Atamın gözlerine yakalanıyorum…

Müşfik bir bakış “aferin der gibi” şimdi ilk hedefin Akdeniz der gibi…

Kanımda yayılan müthiş bir sıcaklık bir yanma hissi…

Yapabilirim Atam!

Dayanırım Atam!

Bu vatanın her bir avuç toprağı için!

İstiklal Savaşı Türk Milletinin maddi manevi tüm varlığını ortaya koyduğu benzersiz bir kurtuluş destanıdır.

Bu destanı taçlandıran Büyük Taarruz 26 Ağustos sabaha karşı top sesleri ile başlayacak.

Az sonra!

  Tarihimizin en önemli dönüm noktalarından birisi olan Büyük Taarruz sürecinde kilit rol oynayan mekânlar ve güzergâhlar, ulusal mirasımızın bir parçası olarak koruma altına alınmış durumda. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ve komutanlarının 25 Ağustos 1922 gecesi Kocatepe’ye ulaşmak için gerçekleştirdikleri yürüyüş ise somut olmayan kültürel mirasımız olarak her yıl 25 Ağustos gecesi “Zafer Yürüyüşü” adı altında yeniden yaşatılıyor.

 

Zafer Yürüyüşü ülkemizin ilk kültürel rota miraslarından birisi olan Zafer Yolu’nda gerçekleştiriliyor.

Şuhut Kasabası’ndan taarruzun başlatıldığı ve ilk akınların yönetildiği 1874 metre rakımlı Kocatepe'ye ulaşmak için izlenen güzergâh 2005 yılında “Zafer Yolu” adıyla kültür rotası olarak tescillendi.

Zafer Yürüyüşü, temsil ettiği değerler bakımından bütün kutlamalarımız içinde çok özel bir yere sahip.

Bundan 102 yıl önce Büyük Taarruz’un bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm kahramanlarının gece karanlığında at üstünde, kağnıları çekerek ya da yürüyerek kararlılıkla kat ettikleri o yol üzerinde yaptığım Zafer Yürüyüşü ortak değerlerimiz etrafında bizi bir araya getirmeye, bu değerleri savunmanın ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu hatırlatmaya devam ediyor.

Bağımsızlık ve özgürlük mücadelemizin bir yansıması olarak genç nesillerin geçmişle bağlantı kurmalarını ve geleceğe daha emin adımlarla yürümelerini sağlıyor.

Kültür Rotanız özgürlük yolumuz olsun!