GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
6 Temmuz 2024 Cumartesi

Sensedim - 266 Gün

Şarkı Önerisi: Unuttun mu beni? – Sezen Aksu

 

Eski Türkçede “sensedim” diye bir kelime var.

Susamak gibi…

Sensiz kaldım gibi…

Sana hasret kaldım, seni özledim…

Sensedim.

Yazmaya susadım, duygularımı yalın bir şekilde aktarmaya susadım. Kendi iç sesimi okumayı özledim. Olaylara dışarıdan bakmayı ve yorum yapmayı özledim.

Klavyemi, TDK sözlüğümü özledim.

Katkılarınız ve geri bildirimlerinizi özledim.

Duygudaşlığı, yalnızken çok olmayı özledim.

Unuttunuz mu beni yoksa?

Egede Sonsöz!

266 gün aradan sonra yeniden merhaba…

Cumartesi günlere yine sizlerle buluşmaya merhaba…

Çok sevdiğim klavyeme, en iyi dostum TDK sözlüğüme, çalışma masama merhaba!

Okurlarıma, her hafta beni yorumlarıyla zenginleştiren takipçilerime merhaba!

Nerelerdeydin diyenlere, merak edip soranlara, mevzuyu bilip sürekli dön artık özledik diyenlere

Merhaba!

Köşemi dolduranlara, köşe komşularıma yazar üstatlarıma merhaba!

Köşemi boş bırakmış olabilirim, ancak…

O kadar çok anı, gözlem, duygu, deneyimle doldum ki sizlerle buluşmak için sabırsızlanıyorum.

266 güne neler sığmadı ki…

Yokları bulmaya, azları çoğaltmaya, çokları dağıtmaya çalışıyorduk.

Gündemden bağımsız, gönlümüzden kopanlarla kendimizi iyileştiriyorduk.

Fakirleşmemize rağmen dostlarla iyiliklerle zenginleşiyorduk.

Umutsuz durumları akıllardan silmeye, imkansızı oldurmaya çalışıyorduk.

Siz-biz ekseninden uzaklaşmaya çalışıyorduk.

Kadınlara iş, öğrencilere burs, çoraklığa nem, hastalıklara şifa, barış için çözüm olmaya çalışıyorduk.

Açlara lokma, toklara mana, gençlere vizyon büyüklere hayal gücü olmaya çalışıyorduk.

Tozun toprağın götürdüğünü, yağmur çamurun süpürdüğünü, depremin izlerini silmeye çalışıyorduk.

Olan biteni anlamakla çok vakit harcamadan yaşamaya ve yaşatmaya odaklandık.

Zedeyi, sokaktaki canı, yoğun bakımdakini, küskünü, vazgeçeni cesaretlendirmeye odaklandık.

Kafamızı kurcalayan binlerce sorunun cevaplarını aramayı bıraktık, zamanı geldiğinde nasılsa hayat en güzel cevapları verir dedik.

İyiliğe odaklandık.

Umuda odaklandık.

Dünya daha iyi bir yer olsun diye odaklandık.

Haberlere üzüldük ama takılmadık, haksızlıklara sinirlendik ama uzatmadık.

Kötümseri, kırk dereden su getireni, felaket tellallarını dinledik ama yolumuzdan ayrılmadık.

Şikâyet edenlere kulağımızı tıkadık, çözüm getirmeden kritik edenleri sessize aldık.

 İşimiz gücümüz önümüze bakmaktı, anda kalıp çare olmaktı. Çare olduğumuzda ise içimizdeki çocuğa o safiyane minnet duygusuna sarılmaktı.

Diğerkamlık

Diğerkamlık en kaba tabiri ile “kendin için istediğini, başkası için de istemek” demek. Kendi başına gelmesini istediğin güzel şeyleri başkalarının da hak ettiğine inanmak ve bunun için birlikte mücadele etmeye hazır olmak.

Ben ve bin kaç iyi insan çıkar gözetmeden, ödül veya övgü beklemeden, hatta bazen de maddi manevi bedeller ödeyerek toplumun iyiliği uğruna fedakârlıkta bulunup çok çalıştık.

Birbirimizin varlığına şükrettik meğer ne çok iyi varmış dedik birbirimize şevk verdik.

İçimizdeki cennet bahçelerini yeşerttik, çiçeklendirdik, rengarenk gönüllerle donattık.

İşte benim burada değilken yaşadıklarım.

Unutturmamak için yazmak lazım.

Umut Büyücülerini dillendirmek lazım.

Bencillikle mücadele etmek lazım.

Bencilleri ötekileştirmek lazım…

Kendinden önce hizmet edenleri çoğaltmak lazım.

O zaman her hafta yine yazmak biz bize zihin açmak lazım…

Bizim gibileri gözler önüne sermek lazım…

İyiliği iyimserliği özendirmek lazım.

İyiliklerle her hafta kavuşmak dileğiyle