GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
20 Kasım 2014 Perşembe

Yüzümüze çarpan ayakkabılar

Plastik ayakkabı, çocukluğumdan beri benim için bir çift yeşil, küçük ayakkabı idi.

İlkokulda sınıf arkadaşım Şengül’ün ayaklarındaki ayakkabılar.

Sınıfta temizlik kontrolü yaparken arka sıralarda oturan sarı saçlı, mavi gözlü sessiz Şengül’ü sert şekilde azarlamıştı öğretmenimiz.

Avuç kadar çıplak ayaklarına giydiği yeşil renkli, plastik ayakkabıları bir daha giymemesini istemişti.

Yüzünü ekşitip, “Ayakları kokutur bunlar” demişti hoyrat bir hiddetle.

Ensesindeki kalın örgü saçlarıyla Şengül’ün yanık esmer yüzünün yere bakıp, nasıl kızardığını bugün gibi hatırlıyorum.

Ben de oturduğum yerde utanç içinde kalmıştım Şengül ile birlikte.

İlkokuldaki sınıf arkadaşlarımın birçoğunun ismini, hatta yüzünü bile unuttum.

O anı, öğretmenimizin sözlerini, Şengül’ün utanıp saklanmaya çalışan esmer çıplak ayaklarındaki yeşil plastik ayakkabıları hiçbir zaman unutmadım.

Çok kere de sorguladım öğretmenimizin o günkü nobran, sevgisiz tavrını.

Anlamaya çalıştım.

O bir çift yeşil plastik ayakkabının yanına şimdi bir çift siyah plastik ayakkabı geldi, oturdu içime.

Oğlu Tezcan’ı Ermenek’teki maden kazasında kaybeden Recep amcanın yırtık ayakkabılarının yerine Valilik talimatıyla Kaymakamlık tarafından gönderilen pırıl pırıl parlayan, yeni siyah plastik ayakkabılar.

Yaşadığı çaresiz acıyı kalbimizi döve döve anlatan Recep amca.

Parça parça olmuş ayakkabılarının yerine aynı plastik ayakkabıdan alan özensizliğin karşısında 

Türkiye’nin kalbine saplanan gururu.

Paçalardan akan hoyratlığa, “Bunlar çamurda sağlam kalır. Almışlar şimdi giymesem olmaz. Kösele ayakkabı çamurda eğrilir” demesi...

An itibarıyla Türkiye’de,

Bir yanda Plastik Ayakkabılı Recep Amca...

Bir yanda, Yetim Kalan Torunu Recep...

Bir diğer yanda, Aksaraylı Bin Odalı Recep...

Birlikte yaşıyor.

Ayakkabı kösele değil ama yüzler kösele.