GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
7 Ekim 2009 Çarşamba

Yüksel kutuyu neden açtı?

İzmir’’in kronik hastalığı bu. Geçmişi konuşmak’… Yani dünde, önceki günde kalmak.
O yüzden gazete manşetlerini hala kentin eski başkanlarının demeçleri süslüyor.’¶
Bir kentte 20 yıldır çözülemeyen sorun olur mu? Söz konusu İzmir ise bu mümkün. Hem de birden çok. Yok efendim ’‘Kordon yolu’’ yok efendim Basmane’’deki dev temel çukurunun durumu, İnciraltı, Balçova arsa sorunu, viyadükler’…
Kentin dününü tartışmaktan yarınını konuşmaya fırsat kalmıyor.
Sadece yatırımlar noktasında da değil.
Siyasette de öyle’…
CHP Eski İl Başkanı Alaattin Yüksel açtı kara kutuyu’…
Milliyet Gazetesi’’ne konuştu, 6 yıl sustuktan sonra. Üzerine Erdal İzgi konuştu. Yine aynı dönemin anılarıyla’…
Aziz Kocaoğlu nasıl aday olmuş, kim aday yapmış? Konu bu.
Altı yıl öncesinin gündemi neden bugün konuşulur? Altı ay sonra konuşulması gereken şeyler altı yıl sonra neden gündeme getirilir?
Yoksa birileri, birilerine mesaj mı vermek istiyor? Anladınız siz onu.
CHP Eski İl Başkanı Alaattin Yüksel’’in aniden suskunluğunu bozma nedeni ne olabilir mesela? Çünkü, 2 ay kadar önce ’‘konuşalım’’ dediğimde ’‘suskun’’ kalmıştı. Bugün Yüksel’’in kara kutuyu açması, çene bağını çözmesinin özel bir nedeni olmalı.
Yoksa Aziz Başkan’’da unutkanlık mı başladı?
Kendisini o makama taşıyan dostunu ihmal mi ediyor? Sorun bu mu?
’‘Özetle Aziz Başkan’’ı aday yapmak için istifa restinde bulundum’’ diyor CHP’’nin Eski İl Başkanı. Yani anılarını anlatıp, ’‘Bugün yüzde 67 ile oturduğun koltuğu bana borçlusun’’ mu demeye çalışıyor? Yoksa alenen diyor mu?  
Ne zaman bu resti çekmiş? Piriştina vefat ettikten kısa bir süre sonra. Neden?
Çünkü o dönem İzmir’’in hızlı ve de başarılı İl Başkanı Yüksel, Piriştina’’nın koltuğuna kendisi oturmak istiyordu. Merhumun DSP’’li yıllarında İzmir’’de en sert muhalefeti Bilal Doğal ile birlikte Alaattin Yüksel yapıyordu. Hatta DSP’’nin erimesinden sonra Piriştina’’nın CHP’’ye geçme ihtimali baş gösterince meclisteki 7-8 CHP’’li ile birlikte faaliyet raporlarına ’‘kırmızı’’ oy,  Piriştina aleyhine demeç üzerine demeç veriyordu.
***
Ama Baykal, genel seçimde 16 milletvekili gönderen ’‘muzaffer’’ il başkanı Alaattin Yüksel’’e rağmen Piriştina’’yı transfer ediyor, rozetini takıp İzmir’’in adayı ilan ediyordu.
Belki de Yüksel’’in bugün bir numaralı Baykal muhalifine dönüşmesinin temeli bu tercihte saklıydı. Yani Yüksel ile Baykal arasına giren ilk karakedi Piriştina idi.
Yüksel’’in ilk istifa resti Aziz Kocaoğlu’’nun Büyükşehir adaylığı için değildir. Seçim sürecinde iki kez istifa resti çektiğini hatırlıyorum. Balçova ve Bornova için de bu resti göze almıştı Yüksel.
Piriştina’’nın tüm ilçelerde dediğini yaptırması ona başka bir yol da bırakmıyordu açıkçası.
Bornova’’daki adayı Aziz Kocaoğlu muydu? Yoksa Piriştina’’nın da adayı olmayı başarmış Salihlili Behçet Yavuz muydu? Açıkçası bilemiyorum. Ama Balçova’’daki adayı aynı zamanda dönemin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu’’nun da adayı olan mevcut Başkan Mehmet Ali Çalkaya idi. Sonuçta Behçet Yavuz adaylıktan çekilince dostu ve kimilerine göre de ortağı Aziz Kocaoğlu’’nu desteklemiş olabilir. Ama Yüksel’’in ilk adayı Behçet Yavuz’’du. Salihli kontenjanından.
Ama hakkını vermek gerekirse Piriştina’’nın cenazesi ortada dururken kulislere başlayan kurt politikacı Yüksel, talip olduğu ama ulaşamadığı koltuğa yakın bir arkadaşını getirmek için ciddi çaba sarf etti.
Ersözlü’’nün yerine o günlerde kendisine sunulan Konak adaylığını kabul etseydi belki de aynı mücadeleyi kendisi için yapacak ve de Cevat Durak’’a karşı kaybedecekti.
Hamdi Türkmen’’in dediği gibi DSP’’den transfer meclis üyelerinin 11’’inin blok desteğiyle Aziz Kocaoğlu başkan seçildi.
Ama Aziz Başkan’’ı Bornova Belediye Başkanlığı’’na taşıyan tek sebep Alaattin Yüksel’’le olan kader arkadaşlığı da değildi. Hüseyin Gündoğu-Erdal İzgi dostluğu’… Hüseyin Gündoğu Bornova’’da siyaset emekçisi, belediye meclis üyeliği yapmış değerli bir birikimdir.
Aziz Bey’’i Piriştina’’nın özel kalemi gibi çalışan Erdal İzgi ile tanıştıran, Yavuz’’un adaylıktan çekilmesiyle de önce Erdal İzgi’’nin ardından da Piriştina’’nın aklına sokan odur.
 
İzgi, sadece Bornova’’da Piriştina’’nın aklına Aziz Başkan’’ı sokmakla kalmamış, Konak adaylığından çekilen yakın arkadaşı Dilara Ersözlü’’nün yerine de Muzaffer Tunçağ’’ı önermiştir. Çünkü Tunçağ da İzgi’’nin 1999’’da meclis üyesi listesine yazdığı bir isimdi. Rahşan Hanım’’ın gazabına uğrayıp liste dışı kalanlardan’… Yine Hamdi Türkmen’’in dediği gibi Aziz Kocaoğlu’’nun göreve geldikten sonra operasyon yaptığı ilk isim Erdal İzgi oldu. Ve de yakın arkadaşı, İZFAŞ Genel Müdürü Dilara Ersözlü’… Hatta Ersözlü’’nün milletvekili adaylığına da ’‘taş’’ koyan isim Aziz Kocaoğlu’’dur. Büyükşehir’’le olan davası nedeniyle’…
Bu iki olayda da kasıt olduğunu sanmıyorum. En azından olmadığına inanmak istiyorum. Belediyedeki olası iki başlılık ya da yanlış bilgilendirilmenin rol oynadığı kanısındayım.
Çünkü benim gözlemlediğim Aziz Başkan, kendisine en küçük iyiliği dokunan birini bile gücü yettiğince sırtında taşımaya çalışan bir kişiliğe sahip. Yani siyasette olmadığı söylenen ahde vefa Aziz Başkan’’da fazlasıyla var.
O nedenle kendisine en büyük zararı veren isim olsa da Alaattin Yüksel’’le olan yakınlığını bozmadı.
O nedenle genel merkezin meclis üyesi yapmadığı, hakkında ortaya atılan iddialara rağmen Bilgin Erünal’’ı başdanışman yaptı.
O nedenle genel merkezin aday yapmadığı Sırrı Aydoğan’’ı yardımcısı, adaylık sürecinde destek verdiği eski Başkan Muzaffer Tunçağ’’ı danışman yaptı. Hatta Karabağlar adayı yapmaya çalıştığı ama başaramadığı Seyhmuz Kayapınar’’ı bile danışman yaptı.
Kınama cezası verilen yakın ekibi için komisyon kavgasında İl Başkanı’’na, örgütüne bayrak açtı.
’‘İzmir dürüst başkanını destekliyor’’ kampanyasına hizmet eden ’‘sendika başkanını’’ kendisine verdiği büyük zarara rağmen hala sırtında taşıyor. Belki Aziz Başkan’’ın hiçbir şey yapmadığı ya da yapamadığı ama borçlu olduğu tek isim Hüseyin Gündoğu’’dur.
Kalanına diyet borcunu ödemiştir Aziz Kocaoğlu. Hem de faiziyle.  
Bence; eğer Alaattin Yüksel ya da Erdal İzgi; yaptıkları açıklamalarda;
’“Ey Aziz Kocaoğlu seni ben seçtirdim, Ona göre’’ demeye çalışıyorlarsa her ikisi de ayıp ediyor. Böyle bir şey yapmış olsalar bile’…
İzgi’’yi devre dışı bırakıyorum. Çünkü o canlı tanığı olduğu bir konu hakkında Yüksel’’e yanıt veriyor, bir nevi düzeltme yapıyor.
Ama Yüksel’’in durumu farklı. Eğer Yüksel’’in mesajı ’‘Ben sana yaptım, sıra sende’’ ise gerçekten şık ve ona yakışan bir yaklaşım değil bu. Çünkü Kocaoğlu’’nun da Yüksel için yaptıkları ortada. Adaylığını tehlikeye atacak şekilde genel merkeze bayrak açtı, CHP’’lilerin selam vermekten kaçındığı dönemde gazetecilerin sorularına, ’‘Alaattin yakın dostum’’ ifadesini çekinmeden kullandı.
Ticari ilişkilere girmek istemiyorum. Ama Kocaooğlu, dostu Yüksel’’in bir dediğini iki etmedi şu ana kadar. Yüksel’’in aynı şeyi yaptığından ise emin değilim.
’‘İTO başkan adaylığı’’ az kalsın Kocaoğlu’’nu adaylıktan ediyordu. Bornova, Bayraklı, Konak ve Buca Belediye Başkanları bugün koltuklarını biraz da Yüksel’’e borçlu.
Kemal Karataş’’ın Baykal’’a çıkıp, ’“Aziz Büyükşehir’’de, Alaattin İTO’’da olursa sizi İzmir’’e sokmazlar’’ dediğini, Baykal’’ın da bu gaza gelerek ’‘Küçük büyükşehir’’ operasyonu yaptığını bilmeyen yok.
Gördüğünüz gibi kentin dününü hatta fi tarihini ele almaktan yarınlarını konuşmaya yine zaman kalmadı.
Oysa ki bugün, Başkan Kocaoğlu’’nun önderliğinde kurulan ve kentin geleceğine ilişkin önemli projelerin açıklandığı İl Koordinasyon Kurulu’’nu ele alacaktım. Yarına kaldı.