GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
1 Ekim 2018 Pazartesi

Yani şimdi AK Parti’den ’meydan okunacak’ bir aday çıkmayacak mı?

Koltuktaki 14.5 yılını özetlerken…

Kestirmeden gitti, uzatmadı…

Çok sakindi, sorulara da tebessümle cevap verdi…

Ama…

O tebessüm sanki biraz “zorlama” gibiydi…

Görevinin resmen tamamlanmasına…

180 gün kala…

“Ha’di bana eyvallah!” dedi…

Aslında…

“Ohhh, söyledim rahatladım…” hali de yoktu!

Zoraki bir tebessümün…

Yayıldığı dudak uçlarında…

***

150 yıllık İzmir belediyecilik tarihinin…

“En uzun süreli başkanı” olarak tarihe geçiyor…

Bir buçuk asrın “onda biri” neredeyse bir nesil!

Yorgun mu?

Değil…

Bezgin mi?

Değil…

Yılların getirdiği yaşlılık endişesi mi?

Sanmıyorum…

Peki, “veda” için sağlam gerekçesi ne?

“Hep aday mı olacağım? Hep belediye başkanlığında, siyasette mi kalacağım? Zirvedeyken bırakmayı bilmeli…”

İyi de…

2014 seçimleri öncesi Binali Yıldırım aday gösterildiğinde…

Zirvede değil miydi?

Demek ki…

Şimdi AK Parti’nin “Büyükşehir adayı”nı bile merak etmiyor!

Size de ilginç gelmiyor mu?

***

Demek ki…

Çok belli etmese de, bir “kırgınlık” var!

Peki, neden “kırgın”?

Bu sorunun cevabı…

Kocaoğlu’nun 24 Haziran’dan beş gün sonra…

Partisinden talep ettiği…

“Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde CHP’de değişim” ısrarında gizli…

Altı madde saydı İzmir’in “Koca Başkanı”

Birinci sırada ne vardı?

“O açıklamayı yaptığım gün ne düşünüyorsam, bugün yine aynı noktadayım… Yani değişimde ısrarcıyım…”

Bayrak mı açmıştı liderine?

Kesinlikle hayır…

Ama…

Lideri, bunu “Ey Kılıçdaroğlu seninle olmuyor!” diye tercüme etti…

Kocaoğlu’na kanları hiç ısınmayanlar da…

Yol verdi, CHP Lideri’nin öyle düşünmesine…

Sonuç?

“Elveda kardeş…”

***

Şimdi Kocaoğlu için diyebilirsiniz ki…

“Ne karışıyorsun parti işine, bırak Gandi’yi kendi haline!”

O’na da bir cevabı var Kocaoğlu’nun:

“Değişimin tehdit değil fırsat olarak görülmesi gerekir!”

Anlayana tabii…

Bi’de final cümlesi var Kocaoğlu’nun:

“Kişilerle problemim yok… Sorun yönetim biçimi ve ilkeler…”

Dahası ve galiba Ankara’yı en çok kızdıranı:

“Yaşamım boyunca kimsenin adamı olmadım… Sözlerimin arkasına başka şeyler gizlemedim… Ne düşünüyorsam onu söyledim…”

Hatırlayın…

AK Parti bu memleketteki kafa belediye başkanlarını değiştirdi…

Neden bunu yaptığını bile söylemedi…

Kimisi tepkili gitti, kimisi gözyaşlarıyla…

CHP ise…

“Ben gidiyorum…” diyen başkanının…

Gerekçelerini bile “merak” etmiyor!

***

İnsan pireleniyor, ister istemez!

CHP’nin lideri Kılıçdaroğlu…

Neden…

15 yıldır Türkiye’nin en büyük seçilmiş kamu koltuğunda oturan…

İzmir’in Reisi Kocaoğlu’na…

An itibarıyla…

“Yav Başkan, harbi kararın nedir? Benimle paylaşır mısın?” diye niye sormadı?

Hani…

“Ölümü gör kal…” filan diye değil!

Sadece “merak” ettiği için…

15 yıllık “Büyük Başkanı” ile…

“Elveda…” kararını, kısa metrajlı da olsa…

Bırakın Ankara’ya çağırıp, sormasını…

Hiç olmazsa telefonda sormaz mı?

***

Her ne kadar Kocaoğlu…

24 Haziran sonrası gelişmelerin…

Aldığı kararda hiçbir etkisi olmadığını söylese de…

Hatta…

“Ben aday olma iradesini gösterdiğim zaman adaylığımın da tartışılmayacağını adım kadar emin olarak biliyordum…”

Dese de…

İp kopmuştur!

Gemici düğümü bile işe yaramaz!

***

Şimdi…

CHP’de kendinden emin herkes…

İster milletvekili olsun, ister belediye başkanı…

Seçime altı ay kala…

(Kaldı ki, o da tarih de %100 kesin değil…)

Büyükşehir koltuğuna talip olacak…

Ve mutlaka “uygun” bir isim bulunacak…

Ama…

Kimse AK Parti’nin adayını merak etmeyecek…

Asıl “o aday” ortaya çıktığında…

Film başlayacak…

Mesela…

AK Parti cephesinde aylardır dillendirilen…

Mahmut Özgener ismi…

İzmir’de…

Sanayiyi, sermayeyi ve ticareti elinde tutan…

Bu kente mahsus “balkon keyfini” yaşayan…

Rakı-roka-balık üçlemesinin tadını bilen…

Zümrenin vazgeçilmez adayıdır… 

Hatta…

Bir adım daha ileri gidelim…

Aday olması halinde…

Binali Yıldırım’ın İzmir rekoru 1 milyon oyu…

Garanti edebilecek bir modeldir…

İZTO seçimleri “özel bir örnek” olmadı mı?

Her partiden İZTO üyesi, hep bir ağızdan “Özgener” demedi mi?

Bu şu demektir:

Yılların CHP’lisi İzmir’li bile gider “tak” diye oyunu Özgener’e atar…

Altıok’un Genel Merkezi de sadece bakar kalır!

***

CHP de şu andan itibaren…

Günlerce…

Aziz Bey’in gitmesini bekleyen vekil ve başkanların…

Aday adaylığı pazarında çamura batar…

Ne diyor Kılıçdaroğlu şu sıralarda?

“Adayın partili olması önemli değil!”

Meali şu:

“İzmir’i bir oyla da olsa kazanacak isim adayımız olur!”

“Kim bu?” diye uzun uzun tartışılmasın…

Kimse iştahlanmasın Kocaoğlu’nun koltuğuna…

Galiba aday belli…

Yine de ben işi biraz “gizemli” hale getireyim…

“Kışın yatakta üstünüze ne örtersiniz?”

***

Mesele, Aziz Bey’in vedası değildir…

Mesele…

“İzmir CHP’dir, CHP kalacaktır…” diyenlerin…

31 Mart’ta sandığa gittiğinde…

Ne yapacağıdır!

***

Minik ayrıntı, Şeytan dürttüğü için yazıyorum…

Aziz Bey, “Aday olmama kararımı sizinle paylaşıyorum” dedi…

Yani…

“Aday değilim!” demedi…

Yani…

Belki bir “gönül baskısı” fikrini değiştirebilir…

Bi’çırpıda, “N’ayır, n’olamaz…” diyebilir misiniz?

***

Bitiriyoruz…

Şöööle bi’baktım…

Aziz Bey konuşurken arkasındaki fona…

O meşhur asker türküsü geldi aklıma…

“Uçun kuşlar uçun İzmir’e doğru…”

Sizce bu saatten sonra…

Uçar mı o kuşlar İzmir’e doğru?

Sonsöz: “Dediler ki; gözden ırak olan gönülden de ırak olur… Dedim ki; gönüle giren gözden ırak olsa ne olur? / Hz. Mevlana…”