GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
11 Mayıs 2010 Salı

Vurun kahpeye!

Malum kaset ortaya çıktığı andan itibaren konunun tek öznesi var, Deniz Baykal.
Herkes/hepimiz, Deniz Baykal’’ın neyi yapıp neyi yapmayacağını, attığı adımların siyasi kariyerini ve siyaseti nasıl etkileyeceğini konuştuk/yazdık/çiziktirdik.
Oysa o kara kasetteki tek kişi Baykal değildi.
Orada bir de bir kadın ve o kadının çocuğu/kocası vardı.
Erkekler arası iğrenç ve kirli savaşta, sürü halinde dolaşan Afrika’’nın kara köpeklerinin önüne atılmış bir kadın ve en az onun kadar lime lime edilen bir koca.
* * *
Olay/kumpas/komplo ne derseniz deyin, daha ilk günden erkeklerin leş dillerine düşen şu değil miydi?
’“Nesrin Baytok, çanta pazarlaması için girdiği partiden milletvekili olarak nasıl çıktı?’”
Müstehzi gülüşlerle kasetteki görüntüler üzerine koca koca okumuş adamların yaptığı belden aşağı esprileri, o esprilerde Deniz Baykal’’ı ’‘seni çapkın seni’’ sözleriyle selamlarken, komplonun diğer mağduru kadının nasıl yerine dibine sokulup aşağılandığını tahmin edebilirsiniz sanırım.
Kadınları ’‘dedikodunun anası’’ olarak ilan eden bu milletin, en bayağı dedikoduların kahvelerde erkekler arasında yapıldığını, kadınların okey masalarının/rakı sofralarının mezesi olduklarını, nasıl olsa biliyorsunuzdur zaten.
* * *
Türkiye’’de sanki her meslek erbabı, işe eğitimine en uygun yerden başlıyormuş gibi,
Türkiye’’de sanki politika yapmanın bir okulu varmış da bundan önce ve şimdi politika yapanlar o okulun mezunlarıymış gibi’…
Nesrin Baytok’’un çanta pazarlaması için girdiği parti genel merkezinde önce Baykal’’ın özel kalem müdürü olmasına, 20 yıl sonra da Ankara milletvekili adayı gösterilip seçilmesine küçümseyerek/aşağılayarak bakıp, bugüne kadar yutup boğazlarına dizdikleri cümleleri, tükürükler saçarak peş peşe sıralıyorlar.
Ne yaralı, ne kinli, ne öfkelilermiş meğer!
Baytok’’un ODTÜ mezunu bir kadın olduğunu hiçe sayıp onun yükselişini Deniz Baykal’’la olan yakınlığına bağlayanlar; milletvekili adaylığının yıllardır liderlerin iki dudağının arasında olduğunu sanki bilmiyorlar.
Bütün partilerde aday olmanın, kendini lidere şu veya bu biçimde beğendirmekten geçtiğini, kadın ya da erkek, milletvekili/bakan olmak isteyenlerin, liderleri önünde takla attığını/iki büklüm olduğunu görmüyorlar sanki.
Bırakın çok uzak siyasi geçmişi; yakın tarihimizde bile Turgut Özal ve Süleyman Demirel’’in korumalarının, Tayyip Erdoğan’’ın özel kalemi Turhan Çömez’’in, Bülent Ecevit’’in koruma müdürü Recai Birgün’’ün sırf ’“lidere yakınlıkları’” nedeniyle vekil olduklarından ’‘habersizler’’ sanki.
Habersiz(miş) gibi, ikiyüzlü/çatal dilli davranmalarının tek nedeni, Nesrin Baytok’’un kadın olması değil mi?
Baykal’’a yapılanın siyasi bir komplo olduğunu düşünüp dile getirenler, evli ve bir çocuk annesi bir kadına niçin ’“vurun kahpeye’” ağzıyla yaklaşıyorlar?
Baykal’’ın milletvekilliğinden istifasını istemeyenler, niye Baytok’’a milletvekilliğini bırakmasını öğütlüyorlar?
Baykal’’a ağlayarak ’‘geri dön’’ şarkısı çalanlar, niye Baytok’’un da arkasında duramıyorlar?
Baykal’’a yapılan komploysa, Baytok’’a yapılan ne?
Kocasının, kızının suçları ne?
* * *
Türkiye’’de kadınların politika yapması zaten zor.
Ama bu olaylardan, bu ’‘modern zaman recmi’’nden sonra, daha daha zor olacak.
Ve maalesef kadınlar, politikada ancak ’“erkekleşerek, erkek yardakçılığı’” yaparak kalabileceklerini düşünerek, kadın kimliklerinden daha da uzaklaşacaklar.
Bu şerde bir hayır bulamıyorum yazık ki’…