İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç… 20 Mart 2007’den bu yana İzmir’in Valisi… Kutlu Aktaş’ın ardından son 20 yılda kentin en uzun soluklu mülki amiri.
Dile kolay, 6 yılını geride bıraktı. Yönlendirme ve Yürütme Kurulu Başkanlığını yaptığı EXPO 2020 sürecinin sonunda 7 yılı devirecek. Tıpkı Kocaoğlu gibi kendine has bir yoğurt yiyişi var.
Kendisinden önceki bazı valiler gibi medyatik olmadığı kesin. Gazetelerde demeci/resmi yayınlanmayınca rahatsızlık duymadığı da…
Belki mütevazı kişiliği belki başka faktörler buna neden. Kimilerine göre ‘sessiz ve derinden’ yürümeyi seviyor kimilerine göre ‘silik’ bir yapısı var. Kimilerine göreyse iktidarın ezici gücü karşısında çaresiz kalıyor. CHP’lilere sorsan ‘AK Parti’nin il başkanı’ gibi çalışıyor.
AK Partilere göreyse muhalefete fazla müsamahalı…
Ne İsa’ya yaranabiliyor aslında ne de Musa’ya…
Kendisine sorduk geçen akşam… ‘Devletin Valisiyim’ dedi kısaca. İktidarın değil devletin Valisi olmaya özen gösterdiğini söyledi.
Ege Tv’de Salı akşamı Söz Meclis’ten İçeri’ye konuk ettik Vali Kıraç'ı. EXPO’yu konuştuk uzun uzun… Çarpıcı açıklamalar yaptı İzmir’in önündeki en önemli yolculuk için. ‘Kazanırsak başarı ekibindir, kaybedersek sorumluluk benim’ diyecek kadar cesur ve netti. Kutlu Aktaş gibi İzmir’den aday olmaya niyetinin olmadığını da açıkça ifade ettikten sonra son süreçte 9 Eylül, 29 Ekim ve Kubilay krizinde haksız yere yargılandığını anlatmaya çalıştı.
Aslında yerel medyaya birkaç gün yetecek malzemeyi 90 dakikalık canlı yayında veren ve kendisinden beklemediğim oranda net ifadeler kullanan Kıraç’la sohbetimiz yayın sonrasına da sarktı tabi ki. Sohbetin ana konusu EXPO 2020’ydi. Ve Kıraç’ın bana göre asıl gündem yaratacak sözleri de bu noktadaydı. Canlı yayında Başkan Kocaoğlu’nun EXPO sürecinde fazlaca kenarda durduğunu/göründüğünü sorduk, sorguladık.
EXPO’nun oylama saatine kadar hükümet/devlet kazanıldıktan sonra yerel yönetim projesi olduğunu hatırlatan Kıraç, “Böyle bir algı (Kocaoğlu’nun kıyıda/kenarda durduğu gibi) varsa bunu Başkan değiştirmeli’ derken açıkça ifade etmese de Kocaoğlu’nun EXPO 2020 sürecindeki tutumundan rahatsız olduğunu anlatmaya çalışıyordu.
90 dakikalık canlı yayının önemli bölümünde EXPO sürecini anlatan Kıraç, Kasım 2013’teki finale ziyadesiyle kilitlenmiş görünüyor. Dahası zaferden başka bir şey düşünmüyor. CHP’li yerel yönetimin EXPO sürecinde biraz kenara/köşeye itildiği yolundaki değerlendirmelere de karşı çıkan Kıraç, İzmir’in bu yolculuğunda kendisinin nerede durduğunu da şu sözlerle açıklıyordu: “Devletin Valisi olarak iktidar ile muhalefetin tam ortasındayım”
Başta BİE Genel Sekreteri Loscartales olmak üzere herkesten tam not alan son sunuma CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey’i davet etme fikrinin de Mahmut Özgener’i Yürütme Kurulu Başkanı yapma fikrinin de kendisinden çıktığının altını çizen Kıraç’ın özellikle Kocaoğlu’na açık bir çağrısı vardı.
Yayın sırasında birkaç kez üstü kapalı yaptığı bu çağrıyı yayından sonra hatırlattığımızda çağrısı çok netti Vali Kıraç’ın…
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu EXPO konusunda biraz daha aktif olmalı. Örneğin Yürütme Kurulu toplantılarına isterse fiilen katılabilir. Hatta Yürütme Kurulu’na temsilci göndermek yerine bizzat gelsin başkan yardımcısı olarak görev alsın. EXPO için doğrusu budur”
EXPO için çıkarılan yasada 32 kurum/kuruluşun olduğu Yönlendirme Kurulu’nun doğal üyesi olan İzmir Büyükşehir Belediyesi 7 koltuklu Yürütme Kurulu’nda da var. Ancak Başkan Kocaoğlu bu kurulda Danışmanı Muzaffer Tunçağ tarafından temsil ediliyor.
Anlaşılan o ki Yürütme Kurulu Başkanı Kıraç, Kocaoğlu’nun o kurulda bizzat olmamasından rahatsız. Ya da İzmir’in Başkanı’nı EXPO yolculuğunda hemen yanı başında görmek istiyor. Devletin Valisi vurgusuyla ona bu süreçte yeterince alan açmayı da bence garanti ederek…
Mahmut Özgener’in başkanlığı döneminde Kocaoğlu’nun o kurulda olması mantıklı ve doğru olmayabilirdi. Ancak İzmir Valisi’nin bizzat başkanlık ettiği EXPO Yürütme Kurulu’nda Kocaoğlu’na yapılan ‘başkan yardımcılığı’ çağrısı o kadar da anlamsız değil. Kuşkusuz en doğrusu değil tabi ki. Doğrusu Yönlendirme Kurulu’na Vali Kıraç’ın getirildiği yerde Yürütme Kurulu’na Kocaoğlu’nun önerilmesiydi.
Ama Türkiye’nin demokratik olgunluğu henüz bu seviyede değil. Hal böyleyken de Vali Kıraç’ın Kocaoğlu’nu EXPO sürecinde biraz daha aktif görev almaya davet etmesi görmezden gelinecek bir öneri de değil. 11 ay sonra İzmir’in EXPO 2020 adaylığı oylanacak. Rusya, Dubai, Tayland ve Brezilya’nın iddialı kentleri ile yarışıyoruz. Hükümetin hiç olmadığı kadar İzimr’in EXPO adaylığına kilitlendiğini biliyoruz.
Dışişleri Bakanlığı hem EXPO hem Olimpiyat adaylığı için özel hamleler yapıyor. Son aylarda Büyükelçilik açılan ülke sayısı 20’yi geçti. (Tamamı BİE Delegesi ülkeler)
Öte yandan hafta sonu İzmir’de Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun organize ettiği 150 büyükelçiyi buluşturacak bir zirve yapılacak.
150 ülkenin Büyükelçisi neden İzmir’de toplanıyor sizce ?
Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan her uluslar arası programında mutlak suretle EXPO lobisi yapıyor. İzmir’in 25 işadamı ticaret yaptıkları hedef ülkelere dair baskılarını arttırıyor. Vali Kıraç, Yürütme Kurulu üzerinden Okyanus Ötesi’ni bile harekete geçirmiş görünüyor İzmir için…
Devleti, STK’ları, iş dünyasını hatta Okyanus Ötesi’ni bile harekete geçiren Yönlendirme ve Yürütme Kurulu Başkanı Vali Kıraç hemen yanı başındaki Kocaoğlu’nu da bu topa sokmaya çalışıyor. İşte 11 ay kala yapılan ‘Yürütme Kurulu’na bizzat gel. Yardımcım ol’ çağrısı bu yüzden de anlamlı.
Kıraç Kocaoğlu’na Yardımcım ol derken aynı zamanda ‘yardımcı ol’ da demeye çalışıyor bence. Çünkü Aziz Kocaoğlu olmadan EXPO’da hep bir şeyler eksik kalacak. Tam bir sinerjiden tam bir uyumdan söz edilemeyecek. Diyeceksiniz ki Kocaoğlu bu süreçte yok mu?
Var, var ama nasıl var. Dostlar EXPO’da görsün misali var. Kıyısında, köşesinde var. Öylesine var. Adaylık mektubu ve ilk sunum sırasında yapılan operasyonlar kötü/acı bir tesadüftü. Yürütme Kurulu’nda daha aktif görev verilmemesi de yanlıştı. Ama gün küsecek, darılacak, kıyıda/köşede duracak gün değil.
Vali Kıraç, ‘Devletin valisi’ vurgusuyla Kocaoğlu’na ‘yardımcılık’ öneriyorsa olması gerekenin ötesinde buna ihtiyacı var demektir.
Bence İzmir bu kez daha akıllı davranıyor. Sessiz ve de derinden yürüyor. Nokta vuruşları yapıyor. Güçlü rakiplere rağmen ne yaptığını bilen bir görüntü sergileyen İzmir’in şansı kesinlikle yüksek. Ve İzmir’in talihini de tarihini de değiştirecek bir organizasyon EXPO 2020. Olası bir zaferden ganimet ummak için savaş meydanında olmaksa şart. Ya da olası bir hezimette faturanın büyüğünden kurtulmak için…
Öyle kenarda köşede değil… En önlerde olmak gerekiyor. Başkan Aziz Kocaoğlu belki ilk kez duyacağı bu teklif karşında ne der ne düşünür bilmiyorum. Ama yanıtını da bu sütunlardan yayınlamaktan onur duyarım.