Bu kez ODTÜ’de yaşananlar böldü bizi… Pek çok konuda karpuz gibi ayrılmaya alışan güzel ülkemi bu kez ODTÜ ayırdı. Öğrencileri ve ODTÜ’yü savunanlar ile Erdoğan’ı ve polisleri tutanlar… Kutuplaşma kültürünün tavan yaptığı hemen her konuda ‘siyah ve beyaz’ kadar net bir o kadar da uzak durmaya sanırım alıştık.
Bir nevi son dönemin alışkanlığı bu oldu. ODTÜ’de de rektöründen öğrencisine hatta sıradan vatandaşına kadar bölündük. Halkımız bölünür de devletin zirvesi geri kalır mı?
Balık baştan kokar misali son dönemde kutuplaşma, ayrışma ve bölünme konusunda kimse onların eline su dökemez oldu.
ODTÜ konusunda da aynen beklendiği gibi oldu. ABD, Rusya gibi bu tür uydularla 60 yıl önce tanışan ülkeler için küçük ama bizim gibi yarım asır sonra uzaya yerli uydu göndermeyi başaran bir ülke için büyük bir adım olan bu törene davet bile edilmeyen Gül, tören sırasında çıkan olaylara bakışıyla da adeta Erdoğan’a ders veriyordu.
ODTÜ’deki olayların ardından öğrencileri hatta onların hocalarını suçlayıp polise aferin diyen Erdoğan’ın aksine Gül, ortadan bir mesajla devlet ciddiyetine yakışan bir sağduyu sergiliyordu. Samimiyeti konusunda ciddi şüphelerim olsa da Cumhurbaşkanı Gül’ün ‘öteki yüzde 50’nin sesine kulak veren duruşunu’ takdir etmekten geri duramıyorum.
Tıpkı şike yasasıyla başlayan, tutuklu vekiller, tutuklu gazeteciler, 29 Ekim’de Ulus’taki barikat krizindeki tutumu, Muhteşem Yüzyıl’a bakışında olduğu gibi Gül’ün Erdoğan’la ayrışması ODTÜ’ye bakışıyla da fark edildi.
*
Erdoğan mı haklı ODTÜ’lü gençler mi? Erdoğan mı doğru söylüyor Gül mü?
Erdoğancı rektörler mi yoksa ODTÜ’ye omuz atanlar mı?
Tam bir haftadır bunu konuşuyoruz.
Peki, bu arada Göktürk 2’ye ne oldu?
Türkiye’nin fezaya gönderdiği ilk yerli uydusu Göktürk 2’den söz ediyorum.
Yörüngeye oturdu mu? İlk fotoğrafı gönderdi mi?
Göndereceği yerli istihbaratla terör belasına katkısı olacak mı?
Göktürk 3 için hazırlık yapılıyor mu? Mesela Göktürk 3’ü yerli rampadan gönderebilecek miyiz? Yoksa yine Çin’den rampa mı kiralayacağız?
*
Belki konuşmamız gereken konu buydu. Ne dersiniz? Ve bu kafayla biz uzaya uydu gönderebiliriz belki ama uzay çağına geçemeyeceğimiz aşikar.
Göktürk2’nin başkaları için küçük ama bizim için büyük bir anlam taşıdığını,
ODTÜ’lü öğrencilerin gösterilerin yeri ve zamanı hatta biçimi konusunda yanlış yaptığını,
Son dönemde toplumsal olaylara müdahale konusunda kötü bir sınav veren, orantısız güç kullanan polisin de ODTÜ’de yanlış yaptığını savunmak…
Bu kadar mı zor yanlışa yanlış doğruya doğru demek, diyebilmek bu ülkede artık.
İllaki siyah ve beyaz kadar zıt ve uzak mı olmak gerekiyor?
Ne oldu bizim gri tonlarımıza…
Ne oldu hoşgörüye, tahammüle ve devlet şefkatine?
Demokrasiye ne oldu?
Ben bulamıyorum bari siz söyleyin... Ne oldu?