GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
16 Ocak 2013 Çarşamba

Kocaoğlu’nun ‘Denizli’ patlaması…

Aslında Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla paldır küldür seçim atmosferine giren TOBB’a bağlı odaları bilhassa da 21 yıldır aynı kişi tarafından idare edilen İzmir Ticaret Odası’ndaki değişim havasını kaleme almaya niyetlenirken…
Kocaoğlu’nun zehir zemberek İlknur Denizli açıklaması gündemimi alt üst etmeye yetti.
Sadece benim değil kentin gündemini de alt-üst edecek bir patlamaydı çünkü Kocaoğlu’nun yaşadığı... Ege Tv ekranlarında 3. sezonunu geride bırakmaya hazırlanan ve sunucularından biri olduğum Söz Meclisten İçeri Programı’nın son canlı yayın konuğu Büyükşehir Başkanı Aziz Kocaoğlu’ydu. Yani son günlerde her bakımdan giderek ısınan yerel gündemin odağındaki isim…
Yeni yılın ilk programında (1 Ocak Salı) İzmir Valisi Cahit Kıraç’ı konuk etmiş başta EXPO ve ulaşım olmak üzere Vali Kıraç’ın Kocaoğlu’nu hedef alan sözlerini manşetlere taşımıştık.  Sonrasında ‘selden kütük’ tartışması, bakanının ‘basiretsiz yerel yönetimler’ çıkışı ve tabi ki milletvekillerinin giderek artan eleştirileri sormayı planladıklarımızdandı.
Ama almayı beklediğimiz yanıtlar arasında Eski Danışmanı, Milletvekili İlknur Denizli’ye hitaben zehir zemberek sözler yoktu.
En azından bu denli sözlerle bu şiddette bir patlama değildi beklediğimiz. “Kocaoğlu Vali Kıraç’a yanıt verir, ortaya karışık bir de AK Parti’ye salvo yapar” diye düşünürken Seferihisar’dan girip ‘hodri meydan, ne biliyorsa açıklasın’dan çıkması bizi de şaşırttı doğrusu.
Aziz Başkan, 2009 seçimleri öncesinde yaklaşık 2,5 yıl birlikte yol yürüdüğü, başkanlık katından oda verdiği Eski Danışmanı İlknur Denizli’yi adeta topa tuttu.
Başta ‘2008’deki arsenikli su’ olmak üzere pek çok krizi birlikte yönettiği yüzde 57’lik seçim zaferindeki pay sahiplerinden biri olan İlknur Denizli, ‘İZSİAD Başkanı’ sıfatıyla Kocaoğlu’nun seçim sonrası kurduğu ‘Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nda yer almıştı.  Hatta İlknur Hanım’a ait İstanbul-İzmir otoyol projenin aynı anda İzmir’den de başlaması fikri bizzat Kocaoğlu tarafından Ankara’ya iletilmiş, ikili Büyükşehir Sarayı’nda yan yana odalarda oturmasa da kentte omuz omuza yürüdüklerini belli etmişti. 
*
Ama ne olduysa oldu. İzmir’de sivil toplum hayatının ‘parlayan yıldızı’ Denizli sürpriz bir siyaset teklifi aldı ve o teklife ‘evet’ diyerek başta Kocaoğlu olmak üzere pek çok kişiye sürpriz yaptı. İki dost, iki müttefik, iki kader yoldaşını ‘iki rakibe’ dönüştüren sürecin fitili aslında o gün ateşlenmişti. Başlarda Kocaoğlu’na dokunmayan hatta dokundurtmayan Denizli, giderek yerelde siyaset yapacağına dair sinyaller vermeye başladı.
Şöyle bir geriye dönüp baktığımda; gemi ihalesi, iptal edilen 60 yaş kartları, İzmir Büyükşehir’deki itfaiyeci krizi, hala dumanı üzerinde tutan çöp krizi gibi kentsel konularda net bir muhalefet ortaya koyan Denizli, özel röportajlarında da Kocaoğlu’nu kızdıracak ibareleri fazlaca kullanmaya başlamıştı.
‘Bir daha çağırsa danışman olarak gitmem’ gibi…
AK Parti’de henüz 1,5 yıllık olmasına rağmen kısa sürede teşkilatının gönlüne giren ve İzmir’i fethedecek komutan yani Büyükşehir adayı olarak görülmeye başlanan Denizli, 2,5 yıl resmen yol yürüdüğü Kocaoğlu’na ‘sağlam bindirmeler’ yapmaya başlamıştı.
İlginç olan Başkan Kocaoğlu’nun bu çıkışlara yanıt vermemesi, suskunluğunu korumasıydı.
Dedik ya ne olduysa oldu diye.
Bardak dün itibariyle taşmıştı.
İzmir’i 9 yıldır yöneten Başkan Kocaoğlu, Eski Danışmanı Denizli’ye canlı yayında demediğini bırakmadı.
Peki, neydi Kocaoğlu’nu bu güne kadar susturan ve bugün ağız dolusu konuşturan faktörler?
Sunucusu olduğum programda da bunun yanıtını aramaya çalıştım.
Görünürdeki neden İlknur Denizli’nin İl Tarım Müdürü ile birlikte gittiği Seferihisar’a Jeotermal Sera Müjdesi vermesiydi. Aziz Başkan’a göre ‘emeği olmadan yemeğini yemek’ istemesi… Ama Kocaoğlu’nu bu noktaya getiren bu açıklama olamazdı. Zaten Kocaoğlu da ‘neden’ sorusuna programın akışı içinde şöyle yanıt veriyordu. “Devamlı beni gıdıklıyor. Sürekli dozu arttırıyor. Ben söylediklerini roman gibi biriktiriyorum”
Olsa olsa bu, 1,5 yıllık birikimin, hesaplaşmanın ürünü olabilirdi.  Canlı yayında bir anda püsküren Aziz Başkan’ın,  ‘Ne biliyorsan açıkla hatta çık karşıma aday ol’a varıncaya kadar restleştiği, meydan okuduğu sözleri kentin gündemine bomba gibi düştü.
Patlamanın püf noktasına gelince…
En büyük nedeni birikim... Milletvekili Denizli’nin 1,5 yıllık süreçte dile getirdiği ve giderek dozu yükselen eleştiriler karşısında Kocaoğlu’nun ‘susma hakkını’ kullanmasından mütevellit şişkinlik ya da kendi ifadesiyle suskunluğunun kentte ‘Sanki onun yanında bir eksikliği, kelliği varmış’ gibi algı yaratması bu denli patlamanın asıl nedeni.
Kimin haklı olduğu polemiği için erken… Milletvekili İlknur Denizli’nin cevap hakkının beklenmesi gerekir her şeyden önce…  
Daha fazlasını hak ediyor dese de Kocaoğlu’nun yüksek doz kullandığı kesin. Biriktirip biriktirip püsküren, patlayan ve 9 yıllık başkanlığı boyunca benzer patlamalarına şahit olduğumuz Kocaoğlu’nun yoğurt yiyiş tarzı böyle ne yazık ki.
Keşke Denizli’ye sıcağı sıcağına yanıtlar verseydi de bu noktaya gelmeseydi.
Ya da keşke Milletvekili Denizli 2,5 yıl danışmanlığını yaptığı ve muhtemelen hepimizden iyi tanıdığı Aziz Başkan’ı bu noktaya getirecek adımlardan sakınsaydı.
Ama şurası kesin ki, İzmir siyasetinde dün itibariyle yeni bir sayfa açılmıştır.
Hem Kocaoğlu için hem de Denizli için…
Milletvekili Denizli için bundan sonra İzmir’de siyaset yapmak hem zor hem de bir o kadar kolay olacaktır.
Zor olacaktır çünkü Kocaoğlu konuşmadığı için Denizli’ye bilenen diğer CHP’liler de ancak ‘dil ucuyla’ dokunabiliyorlardı. Kocaoğlu’nun suskunluğunu bozması ona yönelik sert muhalefetin, eleştirel sürecin hatta siyasi saldırının önünü açabilir.  
Kolay olacaktır çünkü ‘Kocaoğlu’nun açıktan hedef almasıyla’ siyasi özgürlüğüne tam anlamıyla kavuşmuş sayılabilir Denizli.
Partisi içinde bile hala ‘Kocaoğlu’nun danışmanı’ yaftasıyla yıpratılmak istenen yani teşkilat algısında hala tam bir kabul görmüşlüğü olmayan, transfer muamelesi gören Denizli, bu noktadan sonra tam bir AK Partili olarak kabul edilebilir. Bundan sonra biraz da İlknur Hanım’ın atacağı adımlar önemli hale geliyor. En başta da kendi siyasi yolculuğu için…
Yangına körükle mi gidecek yoksa sabırla bekleyip yüksek doz yüklenmenin mağduru olmayı mı tercih edecek? 
Süreç ve kriz yönetimi konusunda tanıdığım en iyi uzmanlardan biri olan İlknur Denizli’nin bu patlamaya adım adım yürürken olacakları öngörmemesi mümkün müdür ya da?
Ya Başkan Kocaoğlu, Milletvekili Denizli’nin istediği noktaya yani ‘mindere’ gelmişse?  O minderde kimin kimi alt edeceğini, kimin sırtının yere geleceğini zaman gösterecek.
Baştan söyleyeyim… Avantaj Kocaoğlu’nda görünüyor. Ama Denizli de kolay bir lokma değil. En azından Kocaoğlu’nu İzmir çukurunda en iyi tanıyanlardan biri olduğu kesin.
Öldürmeyen darbe güçlendirir
prensibinden hareketle şu kadarını söyleyebilirim. Fitili Kocaoğlu tarafından ateşlenen bu kavga İlknur Denizli’yi siyaseten bitirmezse AK Parti’nin Büyükşehir adayı yapmaya yetecektir. Kocaoğlu’nun ‘Keşke’ diyerek karşıladığı bu ihtimalin hayata geçmesi de bizlere seyir zevki yüksek bir maçı en ön sıralardan izleme imkânı sunacaktır. 

DEVAM EDECEK…