GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
4 Ocak 2013 Cuma

Kılıçdaroğlu neyin peşinde?

Aziz Başkan İzmir Valisi Kıraç’ın kendisine yaptığı ‘EXPO Yürütme Kurulu’na gel’ davetine henüz yanıt vermedi. Ya henüz okumadı ya da hala üzerinde düşünüyor.
Ya da ilgilenmiyor.
Lakin birazdan okuyacağınız satırlarla yakından ilgileneceğinden eminim. Zira oldukça ilgisini çekecek detaylar olacak o satırlarda... Bildiğiniz gibi Tarihi Büyükşehir ‘Çete Davası’nın 4. celsesi için geri sayım devam ediyor. 24 Ocak’taki duruşmada kimilerine göre dananın kuyruğu kopacak. Bilirkişi raporlarının çoğu mahkemeye ulaştı. Bu celsede en azından çete iddiasına ilişkin bir karar çıkabileceği konuşuluyor. Tabi ki lehte bir karar… Cumhurbaşkanı Gül’ün bile ‘Bu davadan bir şey çıkmaz’ dediği, bilirkişi raporlarının çoğunda ‘kamu zararı yok’ denilen süreçte beklentinin lehte olması doğal. Ama tüm bunlar tabi ki şu anda senaryodan ibaret. Biz gelelim senaryonun ötesine geçen bazı gerçeklere…
Tarihi davanın tam göbeğindeki bir şahsa özel posta kutusundan bir e-posta gelir 4 Kasım günü öğleden sonra. Belki yazılmış bir e-postaya yanıttır belki de bana anlatıldığı gibi ‘sürpriz’ bir davet…

Bir siyasi partinin genel başkanının kurumsal e-postasından yazılmıştır ve aynen şöyle denmektedir o e-mail’de:  
Sayın …
Danışmanım Dr. Recep Cengiz ile görüşürseniz sevinirim. Selam Ve sevgilerimle…
Birçoğunuzun hemen birçoğunuzun da google sormak suretiyle öğrenebileceği üzere Danışmanı Dr. Recep Cengiz olan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’dan başkası değildir.
Emekli bir Albay ve Anıtkabir Komutan Yardımcısı olan Dr. Cengiz’in CHP Genel Merkezi’nde Kılıçdaroğlu’nun katında odası vardır.
Kılıçdaroğlu tarafından ‘görüşürseniz sevinirim’ denilerek yönlendirilen Dr. Cengiz’in ilgilendiği ise İzmir’in tarihi davasından başkası değildir. Davanın kilit isimlerinden biri olan ve adını açıkça vermek istemeyen söz konusu şahıs Kılıçdaroğlu imzası taşıyan davet metnindeki telefonu çevirir.  Ve Dr. Recep Cengiz’e anında ulaşır.
*
Kendisini tanıttıktan sonra Dr. Recep Cengiz’in de kendisini beklediğini anlaması zor olmaz. Dava sürecinin kilit ismi olduğu için Kılıçdaroğlu’nun kendisinden ne istediğini ilk etapta anlamakta zorlanan şahıs CHP’nin davetlisi olarak Ankara’nın yolunu tutar.
Tarih 9 Kasım’ı bulmuştur. Özel bir görevli yardımıyla 12. kata ulaşılır ve Dr. Recep Cengiz’le 1,5 saatlik bir görüşme yapılır. Görüşme tarihi davanın kilit adamının anlatımlarıyla sürerken karşı taraftan yani Dr. Cengiz’den ilginç bir soru gelir.
“Tapeler var mı sizde, tapeler?”
Şaşıran şahıs soruya soruyla yanıt verir?
Sizde yok mu? İstedik ama göndermediler yanıtı alınca da ‘temin etme ve gönderme’ sözü verir. İzmir’e dönen kilit adam telefonunu değiştirmiştir. Bir süre de e-postasına bakmamıştır.
Dr. Recep Cengiz’den üst üste iki e-posta vardır gelen kutusunda. Dr. Cengiz tapelerin peşindedir. Ve ikinci görüşme için randevulaşırlar.
Eee ne var bunda diyebilir hatta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun doğru bir hamle yaptığını düşünebilirsiniz. Aziz Başkan’ın 397 yıl, bürokratlarının yüzlerce yılla yargılandığı, Türkiye gibi son dönemde gündemi yargının ‘şok kararlarının’ belirlediği bir ülkede Kılıçdaroğlu’nun yapmaya çalıştığını halk deyimiyle ‘eşeği sağlam kazığa bağlamak’ olarak yorumlayabilirsiniz de…
Ama aynı zamanda bu tabloyu büyük bir güvensizlik abidesi olarak da yorumlayabilirsiniz.
Kılıçdaroğlu’na en yakın isimlerden biri olan Danışmanı Recep Cengiz’in peşinde olduğu şey 10 bin sayfalık teknik dinleme tutanaklarının basılı değil sesli/görüntülü halidir.
Uzman bir hukukçunun bile okumaktan/dinlemekten sıkılabileceği bir sürü gereksiz ayrıntıyla dolu teknik kayıtları CHP Genel Merkezi, Kılıçdaroğlu ne yapacaktır?
Ya da neden Kocaoğlu’ndan değil de başkalarından hatta neden ‘kilit adam’ diye tanımladığım şahıstan istemiştir? Yoksa Kemal Kılıçdaroğlu’nun kafasında destek için miting yaptığı İzmir Davası’na ilişkin soru işaretleri mi vardır? Yoksa birileri Kılıçdaroğlu’nun aklını çelmeyi başarmış mıdır?
CHP Genel Merkezi’ne davet edilen kilit isim bana Dr. Cengiz’in davayı farklı cephelerden dinlemek istediğini anlattı ve özel olarak aleyhte bir şeyler arıyormuş gibi görünmediğini söyledi. Ama ‘tapelerin peşinde olması’ bile araştırmanın ne denli derin olduğunun göstergesiydi bana sorarsanız. Peki, son dönemlerde yere göğe sığdıramadığı, operasyon/dava sürecinde defalarca kefil olduğu Kocaoğlu’nun 397 yılla yargılandığı tarihi davanın detaylarında ne arıyor olabilir Kılıçdaroğlu?
İşte hala yanıtını merak ettiğim soru bu. Bildiğim bir şey varsa o da Dr. Recep Cengiz’in araştırmasının henüz tamamlanmadığı… Çünkü halen ‘tape kayıtları’ Ankara’ya ulaşmış değil. Bunlar bildiklerim… Ama CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun İzmir davasına olan ani ilgisinin, derin sorgusunun nedenini inanın ben de merak ediyorum. En az Aziz Başkan kadar hem de…
Ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun son mesajı…
‘Atatürk’e karşı olmak vatan hainliğidir’ diyerek ‘eksen kayması’ tartışmalarını tersyüz etmeye çalışan özellikle Ulus’taki 29 Ekim direnişinden sonra Ulusalcı-Kemalist tabanla arasındaki mesafeyi kapattığını düşündüğün CHP Genel Başkanı asıl mesajı Sarıgül üzerinden İzmir’e verdi. İzmir’e yani İzmir’in mevcut başkanlarına… Daha önce yaptığı ‘adayları anketler ve örgüt yoklamaları’ ile belirleyeceğiz açıklamasını Enver Aysever’in Aykırı Sorular programında soru üzerine tekrarlayan Kılıçdaroğlu, kamuoyu yoklamaları ve örgüt sınavından geçemeyen başkanlara ‘kusura bakma’ diyeceğiz’ ifadesini kullandı. ‘Kaleniz olan İzmir, Antalya ve Eskişehir için de geçerli mi şeklindeki ilave soruya da ‘evet, onlar için de geçerli tabi ki’ diye yanıtladı.
Aksi bir yanıt zaten beklenmezdi. Ne deseydi ki… İzmir hariç mi deseydi.
Ama yine de bu mesajın sık sık tekrarlanması manidar. Ve bizim yakın geçmişte bu sütunlardan altını çizdiğimiz gibi ‘Kılıçdaroğlu yönetiminde hiç kimsenin (Kocaoğlu’nun bile) yeri, koltuğu garanti değil. Anketler ve örgüt desteği demişken…
Sahi Kılıçdaroğlu’nun durumu ne? Yakın zamana kadar CHP seçmeninin yüzde 54’ü tarafından ‘istenmeyen adam’dı anketlere göre çünkü.
CHP Genel Başkanı’na tavsiyem hazır anketörleri sahaya indirmişken hem örgüt hem seçmen hem de halkın kantarında kendisini de bir tartsın. Yol haritası olması bakımından…
*

Son dönemde toparlanma eğilimi gösteren Kılıçdaroğlu’nun kendisi için de 2014 seçimleri kritik önemde. Gündemin ışık hızıyla değiştiği ortamda bırakın gündem belirlemeyi günceli yakalamakta zorlanan Kılıçdaroğlu’nun da kader seçimi bir nevi yılsonu karnesi olacak 2014 seçimleri..Eğer yerel seçimde beklenen ivme/sıçrama sağlanamazsa cumhurbaşkanlığı seçimlerini bile görebileceğini sanmıyorum. Kurultaya falan gerek kalmaz, kendiliğinden gider kanımca.
İşte tam da o nedenle adayların Kılıçdaroğlu’na olduğu kadar Kılıçdaroğlu’nun da adaylara ihtiyacı var. Özellikle de en çok oyu getirecek adaylara…
Bilmem anlatabildim mi?