GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
2 Mart 2010 Salı

Kimler ne kazandı ne kaybetti (Son)

Son iki yazıda bana ulaşan tepkilerin merkezinde PM Üyesi A. Rezzak Erten var. Nam-ı diğer Genel Sekreter Sav ekibinin İzmir şefi Erten’…’¶

Ya da yok etmek için İzmir’’de yedi düvelin birleştiği, Ağrı’’dan bile takviye kuvvet çağrıldığı, yeterli olmayınca ancak Baykal takviyesiyle biraz tıraşlanan, sarsılan Erten’…
Sekiz yıl önce İzmir’’e gelip, yıkılması için yedi düvelin birleşmek zorunda kaldığı bir adamı ben açıktan kutlarım arkadaş. Kim ne der ve ne düşünürse düşünsün’…
Hatice’’ye değil neticeye bakmak gerek bazen çünkü’…
Araştırdım, Erten’’le de bir miktar konuştum.
Geçmişinde AKP üyeliği falan yok. PASOK üyesi hiç değil. Darbe sonrası hapis yatmışlığı var önemliyse’…

Evet. Son operasyonun Erten’’e yönelik olduğu, bazılarının bazılarına yaptığı itiraflarla iyice netleşti.  

Çünkü, Rıfat Nalbantoğlu, İzmir’’deki kavganın merkezinde olamayacak kadar masumdu bir çok konuda. Hani tarih kitaplarında, Birinci Dünya Savaşı’’nın görüntüdeki çıkış nedeninin Avusturya Veliaht’’ının bir Sırp tarafından öldürülmesi olduğu yazar ya?
İşte Nalbantoğlu ancak ve ancak bu veliaht prens olabilirdi İzmir’’deki kavganın gerçek nedenlerini görenler/bilenler için.
Perde arkasındaki Sav ekibinin dengelenmesi, eski Eşref (Erdem) takımına alan açılması, Kocaoğlu’’nun doğrudan siyasal güç haline dönüştürülmemesi ve de A. Rezzak Erten’’in kırpılması ya da tamamen yok edilmesi gibi amaçlar ayan beyan ortadaydı aslında.
Peki, ne derece ulaşıldı bu hedeflere?
Kocaoğlu’’nun mutlak siyasal güç olmasının önüne geçildi belki, ama temsil noktasında istediğini aldı Aziz Başkan. Hem istediklerini yazdırdı hem de sırtındaki örgüt yükünden, sorumluluğundan kurtuldu.
Eski Eşref takımına alan açılabildi mi? Evet. Açıldı. Epey alan açıldı.
Peki, Erten yok edilebildi mi?
Bence yanıt ’‘hayır’’

En azından zafer şarkıları söylemek için daha erken.
Ama ciddi anlamda sarsıntı geçirdiği doğru’… Topu kaleye kadar sürüp boş kaleye gönderemeyen forvete döndü bir anlamda.
Hatta son dakika kendi kalesine gol atarak beraberliğe razı olduğu bile söylenebilir.
Ama ilçelerdeki gücü dikkate alındığında Erten’’in İzmir’’den tamamen koparılması, arkasındaki Sav desteği sürdüğü müddetçe biraz zor görünüyor.
İzmir’’de birilerinin amacı Sav’’ın İzmir prensi Erten’’i yok etmek olabilir ama CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’’ın tam olarak aynı şeyi düşündüğünü sanmıyorum.  
Her ne kadar bazılarına Erten ve arkadaşları için ’‘çete’’ tanımı yapmış olsa da Baykal’’ın derdi kentte siyasal dengeyi sağlamaktı.
İki yıl önce Kemal Karataş kongresindeki ’‘aşure’’yi tüm malzemeleriyle karmaktı ya da. Son operasyonla bunların tamamını hatta fazlasını elde etti. Bir taşla birkaç kuş birden vurdu.
**
Şimdi önemli bir soru.  
Yüksel Demirsoy’’un yeterli imzayı bulamaması için Erten ya da Sav, Baykal’’ın özel ricasıyla karşılaştı mı?
Ya da Bulgun’’un desteklenmesi için’…
Bence karşılaştılar. Önlerinde iki seçenek vardı.
Ya açıktan savaş ya da tam teslimiyet’…
Sadece İzmir için açıktan savaş tüm ülke ya da partinin iktidara yürüdüğü (!) düşünüldüğünde zamansız ve de anlamsız kalıyordu.
Onlar da son 10 yılda olduğu gibi Baykal’’ın dediğini yaptılar.
Ama Baykal’’ın da hakkını vermek gerekiyor.
Bu görev için biraz değil epey yaşlı da olsa Ekrem Bulgun’’un adaylığı çok manidar’…
Hem bandı beş yıl geriye sarınca hem de Sav ekibini tutmak için’…
Yüksel Çakmur, Ertam Özen, Türkan Miçooğulları, Yücel Özen, Hüseyin Çalışkan hatta Ali Rıza Bodur bile Sav ekibini bozardı.
Kocaoğlu’’nun adayları ve ekibin adayları dışında Sav ekibini en az bozacak isim 78 yaşındaki Ekrem Bulgun’’du’…
Baykal İzmir denklemini çözerken tüm bu dengeleri gözetti. Hem birilerine beş yıl öncesinden tükürdüklerini yalattı. Bunu yaparken de beş yıl önce Bulgun’’la kaybeden Sav ekibine rövanş hazzı yaşattı.
Tabi ki listeler için kalemi beş yıl öncenin muzaffer il başkanı, son dönemin ’‘aracı milletvekili’’ Selçuk Ayhan’’a vererek, listeler üzerinden Sav ekibini tıraşlattı.
Her zamanki gibi çayın taşıyla çayın kuşunu vurdu.
 
Peki, Ekrem Bulgun ne kazandı, ne kaybetti?
Kaybedecek neyi vardı ki yaşlı kurdun, ihtiyar delikanlının. O nedenle çok şey kazandı.
Yalnız görev devir tesliminde düşünmeden hamasi bir nutuk sallamış.
’“Seçime kadar tüm mahallelere gidilecek’” diye. Sanıyorum ’‘ben’’ gideceğim demedi. Çünkü İzmir’’de sadece Büyükşehir sınırlarında 740 muhtarlık var. 550 de dışarıda var. Toplamda bin 290 muhtarlık ediyor. Tüm muhtarlıklara Bulgun’’un gitmesi için yıllar öncesinden Baykal gibi sabahın köründe spor yapıp, her gün yüzmesi, anzer balıyla beslenmesi gerekiyordu. Sanıyorum 78 yaşındaki delikanlı için biraz zor bir hedef!
**
Ya ilçe belediye başkanları? Ne kazandılar ne kaybettiler?
Hakan Tartan, Ercan Tatı, Kamil Okyay Sındır gibi ilçesinde kongre kaybeden başkanlar ’‘altın’’ buldu bu kongrede. Kurultay delegesi olma şerefine nail olarak’…
Tatı’’nın maaşlı çalışanının da içinde olduğu 3 Bucalı’’nın ’‘İl Disiplin Kuruluna’’ alındığı düşünülürse, Buca’’daki parti içi muhalefetin de kendini gözden geçirmesi gerektiği ortada. Cevat Durak’’ı dün ele almıştık. Hasan Karabağ, ilçe başkanı ile birlikte kurultayda’… Bir önceki dönem yazılmayan Balçova Belediye Başkanı Çalkaya ve civar ilçe belediye başkanları da kurultaya gitme şerefine bu kez nail oldular. Başkanların kazancı gibi dursa da en büyük kazanç Baykal’’ın’… Seçilmiş makam sahiplerinden oluşan kıpırdama şansı bulunmayan asker delegasyona sahip oldu. Dedik ya bir taşla kuş sürüsü diye’… Kuşların önemli bölümü kurultay listesinde’… Muhtemel tek firesi Dikilili Osman Özgüven olacak olan delege listesiyle Baykal rahatladı.
**
Ve asıl kaybedenler’…
İlçelerinde taraf olup işinden olan işçi/bürokratları saymıyorum. Ama ’‘Kadın’’ cinsini saymak zorundayım.  
Kurultay delegesi olarak demokrat şehir İzmir’’den tek bir kadının bile yazılmaması, CHP listelerinde kadının adının bile olmaması kimin ayıbı sizce? Yazanın mı, yazdıranın mı yoksa seçenin mi?
Allahtan doğal delege Canan Arıtman, Güldal Mumcu ve Tülay Özüerman var da İzmir’’i biraz olsun kurtarıyorlar.
Ya olmasalardı?
En büyük ayıp Gülşen Koşanoğlu’’na yapılmıştır. CHP’’nin son beş yılında kadın kolları başkanı olarak büyük bir özveriyle çalışan, köy köy dolaşan Koşanoğlu’’na’…
Baykal’’ın bu özverili kadını Parti Meclisi’’ne alarak gönlünü almasını öneriyorum.
Ve daha büyük bir soru’…
İl yönetiminde neden tek bir alevi kökenli siyasetçi yok?
Yoksa Aleviler, mezhep taşları Yüksel Demirsoy’’a mı imza verdi? Neden bu mu?
AKP’’nin ’‘açılım’’ yaparak aklını çeldiği, CHP’’nin kadrolu seçmeninin bu yelpazede olmaması da birileri için ayrı bir ayıp bence? Hem yazan, hem yazdıran hem de seçen için’…
Gençler mi?
Ne genci? En genci Cumhurbaşkanı olma yeterliliğine sahip eski il sekreteri 41 yaşındaki Hüseyin Mutlu Akpınar’…
Gençler meselesi zaten CHP’’nin İzmir’’deki ayıbı/kayıbı olmayı uzun süre daha sürdürecek.
SON