GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
15 Nisan 2024 Pazartesi

Kazanan yok, kaybedenler Gazze’deki Müslümanlar

İsrail'in 1 Nisan'da Şam'daki İran konsolosluk binasını bombalayıp üst düzey bir İslam Devrim Muhafızları generali ve diğer altı subayı öldürmesinin ardından İran, intikamını alacağına söz vermişti. İntikam dediklerinin ne anlama geldiğini çok gergin geçen cumartesi gecesi ve Pazar sabahı itibarıyla biliyoruz. Tahran'daki aşırılık yanlısı liderler iç kamuoyuna mesaj verdi ama gerçek bütün dünyada alay konusu oldukları. Aslında İran’da Rejim, onlarca yıldır devam eden yaptırımlarla darbe alan, başarısız bir ekonomiyle boğuşarak kendi istikrarı konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor.

“Pek bir numara yokmuş” diye yazan cahil sosyal medya fenomenlerinden olmamak için doğru yorum okumak gerek. Bizim medyanın özellikle “siyasete iliştirilmiş” kanadı asla doğru yorum yapamıyor, olup biteni okuyamıyor. Uzman diye ekrana sürülenler de kendi içlerinde çelişkili yorumlar yapıyor.

İran da yaşanacak bir ülke olmaktan çıkıyor. Bunu Mart-Nisan aylarında İzmir ve çevresindeki otellerde kalabilen şanslı turistlerle konuştuğumuzda anlıyoruz her yıl. Şiddetli baskılara ve artan sayıda infazlara rağmen iç muhalefet yükselerek devam ediyor.

13 Nisan gece yarısına doğru hem İran'dan hem de Irak'tan İsrail'e doğru yüzlerce askeri drone fırlatıldı. Ardından İran, Irak, Yemen ve Lübnan'dan gelen ve hepsi İsrail'e yönelik çeşitli balistik füze, seyir füzesi ve roket dalgaları geldi.

İsrail'e yönelik bu benzeri görülmemiş çok cepheli saldırı, fiili bir savaş ilanı teşkil ediyor ve İran topraklarından İsrail'e yönelik ilk doğrudan saldırıyı işaret ediyordu. Ancak operasyonun boyutuna rağmen taktiksel bir başarısızlık gibi görünüyor.

İsrail Savunma Kuvvetleri'ne göre, İsrail'e ateşlenen 330'dan fazla silahın yüzde 99’u en az 185 insansız hava aracı, 110 karadan karaya füze ve 36 seyir füzesi çoğunlukla diğer ülkeler üzerinde ele geçirildi. İsrail, İHA’ların yüzde 99'unun engellendiğini ve "İran saldırısının engellendiğini" iddia ederken, İran, Suriye sınırına yakın bir İsrail istihbarat merkezini ve bir hava üssünü imha ederek operasyonun başarılı olduğu konusunda ısrar etti. Daha da önemlisi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Bagheri, “operasyonun bittiğini ve devam etme niyetinin olmadığını” söyledi. Başka bir deyişle iç kamuoyuna verilen mesaj, skorun belirlendiğidir

Sonuçta geçen cumartesi gecesi gerçekleşen saldırı, Tahran'daki liderliğin ciddi bir yanlış hesaplaması gibi görünüyor. ABD ve Batı'daki diğer ülkeler hızla İsrail'i desteklemek için harekete geçti. İsrail Başbakanı Netanyahu ile ABD Başkanı Biden arasında Gazze'de devam eden savaş nedeniyle gerilim yüksek olsa da Washington hâlâ güçlü ve net bir şekilde İsrail'in yanında yer alıyor.

Bu saldırı “yolun sonuna geldi” denilen Netanyahu’nun süresini biraz daha uzatmıştır. Netanyahu’nun görevde kalmasının tek yolu çatışmayı sürdürmek, devam ettirmenin tek yolu da onu genişletmek. Özetle İran’ın saldırısından en büyük zararı Gazze’deki müslümanlar görmüştür.

İran füzelerinin çoğu İsrail ile ABD, İngiltere ve Fransa ordularının koordineli çabalarıyla durduruldu. Özellikle müslüman Ürdün, İran'ın haftalarca ülkeyi istikrarsızlaştırma girişimlerinin ardından Tahran'ın tehdidine rağmen İran İHA’larını hava araçlarını başarıyla durdurdu.

İsrail'in siber saldırılar, İran topraklarına uzun menzilli füze saldırıları, jetler ve insansız hava araçları kullanılarak yapılan hava operasyonları ve gizli operasyonlar dahil olmak üzere bir dizi misilleme seçeneği var. Biden, bu hafta sonu saldırı başladığında derhal İsrail Başbakanı ile temasa geçerek İsrail'in karşı saldırısına karşı uyarıda bulundu.

15 Nisan itibarıyla fotoğraf şöyledir:

İran'daki tüm güç merkezleri tamamen muhafazakarların hakimiyetindedir ve sertlik yanlıları yükseliştedir. Bu da odada daha az gerilimi azaltan seçenekleri savunan daha az insanın olduğu anlamına geliyor.

Çok fazla Filistinli sivil ölümü, Biden'ın yeniden seçim kampanyası için de ahlaki ve siyasi bir sorun yaratıyor.

Önümüzdeki günler çok önemli olacak; uluslararası toplumun acı çeken Orta Doğu'yu istikrara kavuşturma becerisinin test edileceği bir sınav olacak. Ne yazık ki şu andaki işaretler iç açıcı değil.