GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
10 Mayıs 2010 Pazartesi

İşte şimdi muhalefet lideri oldu!

Deniz Baykal’’ın bugün ilk kez konuşacağı belli olduğunda, yazmayıp o konuşmayı beklemem gerektiğini düşündüm öncelikle.
Çünkü içimde iki ses vardı.
İç seslerimden biri ’“Olayın komplo olduğunu açıklayacağını ve ’‘bu alçak komployu tezgahlayanların ekmeğine istifa ederek yağ sürmeyeceğim’’ diyeceğini’” fısıldarken; kendi gönlümün de eşlik ettiği öteki ses, ’“Baykal’’ın kendini de CHP’’yi de kurtarması ancak istifa etmesiyle mümkün. Bu çirkinlikten dik çıkmanın tek yolu bu. Ve Baykal da bunu yapacaktır’” diyordu.
Kendi gönlümün de isteğiyle sonuçlandı kaset skandalı.
CHP Genel Başkanı, bana göre en doğru olanı yaptı ve ’“bırakmaz’” dediği koltuğunu terk etti...
Ancak bunu yaparken, ’“ateş topu’”nu da iktidarın kucağına bıraktı.
’“Bugünkü iktidarın haberi olmadan asla böyle bir komplo kurulamazdı’” diyerek; asıl sorgulanması gerekenin ’“evli bir kadınla bir ilişkisi olup olmadığının’” değil; ’“siyasi iklimin bu tür iğrenç/alçaltıcı ayak oyunları üzerine kurulduğun’” bilinmesi olduğunun altını çizdi.
Kendisi yerine, iktidarın sorgulanmasının yolunu açtı.
Meydan okumayı, partisinin başından ayrılarak yaptı.
 
Baykal’’ın konuşmasını televizyondan izlerken hissettiğim şuydu.
Bugüne kadar yaptığı konuşmalarda beni neredeyse hiç etkileyemeyen Baykal, bugün ilk kez sözcüklerinin neredeyse tamamında bana, ’‘işte bu!’” dedirtti.
Kasetin ’“siyasi bir komplo’” olduğunu nedenleriyle vurgularken, kişisel bir hesap vermenin ötesine geçerek, sorumlu bir parti genel başkanı olarak üzerine düşeni yaptı.
Böylece hem kişisel onurunu korudu, hem de partisinin oylarının dibe çekilmesinin önünü kesti.
Üstelik bunu yaparken, ne onu itici yapan agresifliğe sığındı, ne de ağlamaklı bir Bülent Arınç portresi çizdi.
Mağdur, üzgün ama onurluydu.
Öfkeli ama yapılanın bumerang gibi bu komployu kuranlara döneceğini bilmenin inancı yüzüne yansımıştı.
Hem kendisi, hem de partisi için doğru olanı yaptığının rahatlığını taşıyordu.
Ve en önemlisi, ’“Bana bunu yaptınız, şimdi pirincin taşını siz ayıklayın’” meydan okuyuşuyla iktidarı vurarak gitti.
En büyük vuruşu da ne olursa olsun, onun koltuğunu asla ve kat’’a bırakmayacağını düşünenlere/söyleyenlere yaptı Baykal.
İktidar/muhalefet, herkesin/hepimizin ezberini bozdu.
Ve bana göre Baykal, asıl şimdi ’“muhalefet lideri’” oldu.
 
Umarım Deniz Baykal taktik hata yapıp ’“ısrarlara dayanamadım döndüm’” demez; partisinin ’“onursal başkanlığını’” seçer ve bu tutarlılığı sürdürerek, Gürsel Tekin’’in dediği gibi, AKP’’nin tozunu attırır.
Bu heyecan, bu ezber bozan duruş; topluma uzun süredir hiçbir heyecan/umut vermeyen CHP’’ye çok puan kazandıracak, göreceksiniz.