GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
13 Nisan 2010 Salı

Genel seçim sürecinde koalisyon senaryoları

Yarın seçim olsa Türkiye’’nin, İzmir’’in dengeleri nasıl şekillenir?
Tabi ki böyle bir yazıya dengeleri belirleyecek önemli faktörleri sıralayarak başlamak gerekiyor. ’¶
Örneğin Başbakan’’ın referandum hamlesi’… AKP’’nin referandum silahı bazı dengeleri alt üst etmeye yetti bile. Anayasa referandumundan çıkacak sonuç psikolojik açıdan AKP’’nin hanesine yazacak ve de seçim öncesi çok ciddi bir itici güç rolü üstlenecek.
Çünkü gelinen noktada referandum fikrini ortaya atan da açıkça ’‘evet’’ diyeceğini ilan eden de AKP.
CHP ve MHP ’‘hayır’’ cephesinde’… BDP de evetçiler safında.
Referandum kuşkusuz ki genel seçimin önemli bir ayağı’… Bir nevi antrenman maçı.
AKP’’nin psikolojik silahı vazifesi görüyor. Ve Başbakan Erdoğan bu silahı şu ana kadar iyi kullanıyor.
Halkı gerçek gündeminden uzaklaştırma ve sanal gündemler yaratma konusunda henüz eline su dökecek bir siyasetçi göremediğim Erdoğan, süreç içinde yürüttüğü açılımlar ve de derin soruşturmalarla da benzer sonuçlar aldı. Yani bu konuda antrenmanlı kendileri’…
Eğer referandum tek belirleyici faktör olursa 3.Tayyip Dönemi’’ne hazır olunmalı.
Ama referandumun Haziran’’da seçimin de zamanında yapılacağı düşünülürse köprünün altından çok suyun geçeceği de ortada. Tabi ki referandumun sıcaklığı bitmeden sonbaharda gelecek bir erken genel seçimi kast etmiyorum.
Köprünün altından geçmesi muhtemel su miktarını etkileyecek, debisini yükseltecek olan da alternatif siyasal hareketlerden başkası değil.
Mesela Sarıgül’’ün Değişim Hareketi’…
Henüz parti kurmadı.
’‘Sarıgül Gönüllüleri Derneği’’ gibi örgütlenmesini tamamlıyor.
Kimilerine göre partisini kurmadığı, Türkiye’’nin önemli süreçlerinde fikir beyan etmediği, köşesine çekilmeyi tercih ettiği için hata yapıyor Sarıgül.
Kimilerine göre de fillerin tepişme sürecine girmeyip, kenardan izleyerek doğru yapıyor. Seçime altı ay kala partisini kurup sahaya inecek ve kritik süreçlerden yara almamış temiz bir alternatif olarak siyasal düzlemde, doğru zamanda yerini alacak.
İyi bir kadro oluşturması beklenen Sarıgül, kendisini, kadrosunu, partisini yıpratmadan seçim arifesini görmek istiyor, bu görüşü savunanlara göre.  
Ve Demokrat Parti’…
Mevcut liderinin enerjisi genel seçim götürmeye yetmeyecek gibi’… Ama yarım asırlık gelenek olmasından hareketle halen ülkede ciddi bir tabanı temsil eden ve tabanını ağırlıklı olarak AKP’’ye kaptıran Demokrat Parti, doğru bir lider, doğru bir kadro ile 3. Tayyip Dönemi’’ni engelleyecek önemli bir faktör olarak yorumlanabilir.
Doğru lider Hisarcıklıoğlu olabilirdi. Artık zor görünüyor. Prof. Haberal beklentisi de Ergenekon sürecine takılmış görünüyor.
Bünyesine ANAP’’ı da katan DP’’nin, CHP ile seçim ittifakının konuşulması da bu çerçevede doğru bir adım olarak algılanabilir.
**
Görünen o ki, diline ve dinine oy veren Kürt seçmenden başkalarına bu sefer de hayır yok.
Bir tarafta dini motifleri öne çıkaran, Kürt açılımı ile gönülleri fetheden AKP, diğer yanda etnik kimlik üzerine bina edilmiş BDP.  
Diğerlerine hava almak, yumurta yemek kalıyor.
Belki Sarıgül bu kesimin bir bölümünü ikna edecek söylemler geliştirebilir. Dili ile dini arasına sıkışmış azınlığın oyunu alıp, pastanın küçük bir dilimini götürebilir.  
Hepsi o kadar’…
 
**
Genel seçime etki edecek faktörlerden biri de kuşkusuz ekonomik kriz açmazıdır.
Teğer geçti martavalı ile saklanmaya, gizlenmeye çalışılsa da kriz Türkiye’’nin tam böğründen geçen, önemli bir kesimi çaresizliğe iten, gençleri umutsuzluk girdabına sokan önemli bir etmendir.
Başbakan’’ın usta manevraları, referandum, açılımlar, ergenekon gibi suni gündemler bile yaşanan ağır travmanın üstünü örtmeye yetmeyecektir. Evindeki işsiz oğluna/kızına çözüm üretemeyen, işini, gücünü kaybeden kesim bu saçmalıklara pabuç bırakmayacaktır.
Diye düşünüyorum’…

***

Tüm bu faktörlere rağmen, AKP’’nin tek başına iktidarından söz edebiliyoruz ne yazık ki’… Çünkü Türkiye’’nin seçmen profili tersten akan dere gibi. İktidarın güvencesi hatta sigortası olan yoksul kesimi başka bir ülkede görmek, en azından bu dünyada imkansız gibi bir şey’…
CHP’’ye gelince;
Yeniden kurulduğu günden bu yana ’‘Cumhuriyetin Partisi’’ olmayı tercih eden Baykal’’ın eylem ve söylemleriyle artık ’‘Halkın Partisi’’ olma yolunda ilerlemesi şart. Mayıs’’taki Kurultay’’da partisinin genetiği ile oynamadan, doğru bir kadro ile güçlenir, DSP gibi içi boş ittifaklar yerine DP gibi merkez sağ hamlesi yaparsa yüzde 30’’ları zorlayabilir.  
Tek başına iktidar olamaz belki ama ’‘büyük ortak’’ olması yüksek ihtimal.
Çünkü, AKP’’ye akan merkez sağ dereleri CHP’’yi bölge partisi olmaktan çıkaracaktır. Ege, Akdeniz ve Karadeniz’’in bir bölümünden mütevellit seçmen profilini İç hatta Doğu Anadolu’’ya taşıracaktır’…  
MHP’’nin durumu biraz daha farklı’… 
Yükselen milliyetçilik, bölücülük ihtimaline paralel şekilde taban yaptırıyor MHP’’ye. Bu kez yüzde 20’’yi aşmasını bekliyorum. Ama yarın seçim olsa tabi ki’…

***

Peki tüm bu oranlarda hükümet ihtimalleri ne olur?
AKP’’nin tek başına gelebilme ihtimalini bir kenara koyarsak;
AKP-CHP koalisyonu olur mu mesela?
Siyasette her şey mümkün’… 57. hükümetin kuruluş sürecini hatırlarsak, devletin, partinin ali menfaatleri bu ihtimalin bile uzak olmadığını düşündürtüyor bana.  
Ama şu sıralar en popüler koalisyon, CHP-MHP hükümeti’…
İki partinin AKP karşısında duruşlarından, eylem ve söylemlerine kadar benzerlik arz ettiği süreçte bu ihtimal, ustaca yazılmış bir senaryo gibi halkın önüne konuldu, beynine yerleştirildi.  
Ama bana kalırsa senaryodan öte gitmeyecektir. 2007 sürecinde olduğu gibi’…
Çünkü AKP’’nin birinci parti çıktığı süreçte MHP’’nin tercihi Cumhurbaşkanlığı sürecinde olduğu gibi AKP olacaktır.
Devletin yüksek menfaatleri ve taban baskısı, Bahçeli’’yi, Baykal’’dan uzaklaştırırken, iki liderin hocaları Erbakan ve Türkeş’’in geçmişte yaptığı seçim ittifakı Türk-İslam Sentezi gibi hükümet sürecine yansıyacaktır.
Tabi ki bu ihtimalleri şu an meclisteki partilere göre yapabiliyoruz.  
Sarıgül’’ün topa girmesi halinde sonuç değişebilir.
AKP’’nin küçük ortağı Sarıgül olur, Bahçeli ve Baykal’’a yine her Salı hükümeti topa tutmak kalır’…
Şimdilik bu kadar. Ama genel seçim sürecine ilişkin değerlendirmelere, katkılarınızla devam edilecektir. Vekil adayları, kentin dengeleri gibi mesela’…
Neler var neler’… Bir ilçe belediye başkanının bile vekil olmak için soyunduğu konuşuluyor.