CHP henüz İzmir Büyükşehir adayını açıklamadı ya…
AK Parti, “İzmir adayımız Nihat Zeybekci” dedi ya…
Şimdi bir haftadır…
Bu kadim kentte adından en çok söz edilen kişi oldu…
Nihat Zeybekci…
Ne yaptı Ekonomi eski Bakanı Zeybekci?
Biiiir, adaylığı daha açıklanmadan…
“İzmir’i istiyor musunuz?” sorusuna nasıl cevap verdi?
“İzmir mahallenin en güzel kızı, kim istemez?” (Tarih: 22 Kasım Perşembe…)
İkiiii, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İzmir adayımız Nihat Zeybekci’dir” diye ilan etti; gazeteciler bu kez soruyu değiştirdi:
“İzmir’i alacak mısınız?”
Eski Bakan Zeybekci, bu kez daha “kıvrak” cevap verdi:
“Hizmetkar belediyeciliği İzmir’e getireceğiz…” (Tarih: 27 Kasım Salı…)
Üüüüç, resmen İzmir adayı olarak kente geldi…
AK Parti’ye gönül verenlerin arasından…
Bu dev yarıştaki iddiasını nasıl seslendirdi?
“31 Mart akşamı Kordon’da diz kıra kıra zeybek oynamaya var mısınız?” (Tarih: 29 Kasım Perşembe…)
Dööört, daha İzmir’deki ikinci günü… Bismillah, önce Hürriyet’e konuştu…
Resmi İzmir adayı sıfatıyla:
“Hatalarımızdan biri şu: Belki İzmir’i AK Partili yapmaya çalıştık... AK Parti’yi İzmirli yapmamız lazım…” (Tarih: 03 Aralık Pazartesi…)
İktidar Partisi’nin İzmir Büyükşehir Adayı…
Nihat Zeybekci’nin İzmir’le örtüşen söylem kronolojisi…
Son derece dikkate değer…
Mahallenin en güzel kızı ile başlayan…
Özeleştiri ile noktalanan bir sıralama…
İlginç değil mi?
***
Yine bir haftadır…
İzmir’de Nihat Zeybekci adıyla birlikte…
İki “şey” tartışılıyor…
Önce “İzmirli değil…” muhabbeti…
Diğeri, “Binali Bey’in aldığı bir milyon oyun üstüne çıkabilir mi?”
Aslında…
Nihat Zeybekci, son açıklamaları ile…
İki “şey”e de kendince çok açık cevaplar veriyor…
İlk cevap, “İzmirli değil ki…” diyenlere:
“Kimin İzmir’de dokuz ilçede işyeri var? Kimin İzmir’de bir şirketi var ki, 540 çalışanı var? Kim İzmir’de son yıllarda kurumlar vergisinde sahip olduğu şirketle ilk üçte, beşte yer alan bir performansa sahip?”
İkinci cevap, Binali Bey’in sekiz yıldır dilinden düşmeyen…
“Mesele İzmir’e, İzmirli’ye hizmet ise, gerisi teferruattır…” sözü ile…
Adeta birebir örtüşüyor…
Sadece…
Minik bir “ayrıntı” var…
Acaba diyor insan, Binali Bey’in “35 İzmir 35 Projesi”…
Unutuldu mu?
Çünkü…
Zeybekci’nin rotası biraz farklı:
“İzmir’i projeye boğmayacağız… Basit, sade olacağız…”
***
Şimdi bilinen bir gerçek var…
Söz konusu yerel seçim ise eğer…
Beş yıl önce…
AK Parti İzmir’de %36’yı yakalamış…
Ama CHP %50’yi vurmuş…
Yeni AK Parti oylarına ihtiyaç var…
İktidar Partisi’ne “hiç oy vermemiş” İzmirli seçmeni…
İkna etmek için ne yapacak Zeybekci?
Şunu yapacakmış:
“İzmir’e oy ver, kendine oy ver derim... Otur, 30 saniye düşün, benim ve şehrimin menfaati ne diyor, ben ona oy vereceğim dersiniz, vereceğin karar başımız üstüne…”
Yani…
Demek istiyor ki, AK Parti İzmir Büyükşehir Adayı:
“Ulaşımda ızdırap mı çekiyorsun? Çöp dağların mı var? Tramvay’dan şikayetçi misin? Körfez’in kokusu burnunun direğini mi sızlatıyor? İzmir’e turist mi gelmiyor? Altyapıdan şikayetin mi var? Kentsel dönüşüm kaplumbağa hızı ile mi yürüyor? Bütün bu sorulara (evet) diyorsan, biz çare olmaya geldik…”
***
Nihat Zeybekci, İzmir’i göklere çıkarıyor, çözüm önerileri sıralıyor, hizmetkarız diyor…
Ardından da…
Yunus Emre’nin bir deyişi ile final yapıyor…
Bu yazının başlığında olduğu gibi:
“Biz gelmedik dava için, bizim işimiz sevda için… Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik…”
Yine de…
Ben en çok…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın…
Kendisini niçin “İzmir için seçtiği” sorusuna verdiği…
Samimi cevabın…
Bir “nokta atışı” olduğuna inanıyorum:
“Sayın Cumhurbaşkanı aradığında telefonda (İzmir adayı sen olacaksın…) dedikten sonra cümlenin sonunda ne düşündüğümü sordu… (Efendim, sorduğunuz sorunun bir önceki cümlesine göre başım üstüne derim… Ama (Olmayı düşünür müsünüz?) deseydiniz, başka görüş beyan edebilirdim” dedim… Etmemeyi tercih ettim…”
***
Bırakın, “CHP’nin kalesi filan…” muhabbetlerini…
İzmir’in neden “özel bir kent” olduğunu…
Sayın Nihat Zeybekci…
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı konuşmanın gölgesinde…
Tüm siyasilerden daha iyi anlatmıyor mu?
Nokta…
Sonsöz: Bu kadar lafın üstüne Zeybekci’nin Yunus Emre deyişine, bizden de bir Mevlana özlü sözü gelsin, müsadenizle: “Kalp denizdir, dil de kıyı… Denizde ne varsa kıyıya o vurur…”